1991 Körfez Savaşı'nda olduğu gibi, ABD şimdi de yan çizmeye başladı; Kuzey Irak'a girerseniz kredi miredi yok. Pekmezcizade Abdullah bey de hemen açıklık getirdi; Bizim öylesine bir lüksümüz yok.
Kuzey Irak nere biz nere!?
Kuzey Irak ABD'nin kuzeyi, İngiltere'nin güneyinde kalan bir tampon bölge. Öyle olunca da onları bizden daha fazla ilgilendirir. Hatta bizi hiç mi hiç ilgilendirmez.
Kuzey Irak tamamen ABD ile İngilizlerin meselesi.
Biz sadece insanî yardım için ve ABD ve İngiltere müsaade ettiği ölçüde, ben diyeyim bir metre siz anlayın bir bucuk, gireceğiz içeri.
İnsanî yardım olarak götürdüğümüz peynir ekmek, pasta ve peksimetleri uygun yere bırakıp, arkamıza bakmadan oradan uzaklaşacağız. Uygun yeri de onlar belirleyecek.
Böyle yapınca da ne olacak sevgili Ampul Severler Derneği üyeleri?
ABD bize para verecek.
Sadece para verip bırakmıyacak sırtımızı da sıvazlayacak.
Aslında iyi koku alan burun sahiplerinin bildirdiğine göre, ABD ve İngiltere Irak savaşını sadece bize kredi vermek için başlatmış.
E bizimkiler de konunun uzmanı.
Kimi İstanbul'da yıllarca çöp toplamış, bir diğeri babası hacı amcayla pekmez kaynatmış. Bir diğeri babasının don lastiği imalathanesinin muhasebesini, hem de ilkokul yıllarında tutmuş... kısaca uzman adamlar.
Taşınmışlar,
Kaşınmışlar,
Düşünmüşler,
Döşünmüşler ve şuna karar vermişler;
Bilmem ne hukukuna göre Musul ve Kerkük bizim olsa da, Osmanlıya nispeten bir el ayası büyüklüğünde Türkiye'yi yönetmek için bir sürü uğraşı veriyoruz.
Hatta bu yüzünden 5 bin şehit vererek aldığımız Kıbrıs'ı bile geri vereceğiz.
Nemize lazım Musul, yerleşsin adamlar usul usul biz de uyuyalım mışıl mışıl.
Ne lazım Kerkük, nasılsa ABD verecek bize palto ile kürk.
Evet sevgili pekmezi tahinle yemeği sevenler kulübü üyeleri, işte aramakla zor bulunur bu kadar uzmanın buluştuğu hükümet çok önemli karar vermiş ve "müttefiklerimize" demiş:
Verin parayı, sizin olsun Musul ve Kerkük.
Hem sonra dünyanın en büyük petrol rezervinden bize ne?
Petrol dediğin ne ki, bak hükümet 4 ayda 17 sefer zam yaptı merete.
Eğer petrol olmasaydı, zam da olmayacaktı.
Zam olmayınca da hükümetin adı kötüye çıkmayacaktı.
Petrol yanıcı, yakıcı, hatta yürek kavurucu bir nesnedir.
Eğer Irak'ta petrol olmasaydı savaş da olmayacaktı.
Bu kadar insan da ölmeyecekti.
Hatta bunca işini bırakıp da sayın Başbakan, dün yuhaladığı ABD'nin askeri için elini tanrıya açıp; "ABD'nin genç ve cesur evlatlarının sağ salim memleketlerine dönmeleri için dua ediyorum" demeyecekti.
Evet sevgili Şam Kapağı ille de Şam'da yenir diye tutturan yurttaşlarım.
Bu tip pis ve kirli işlerle uğraşmak yerine, biz ABD'den gelecek bir rivayete göre bir milyar dolar sadaka, bir başka rivayete göre de 8.5 milyar dolar faizli para uğruna vazgeçtik, neden? Musul ve Kerkük'ten.
Peki bütün bunlara rağmen, yine 1991'de olduğu gibi olursa, fıkram hazır.
Hoca yok demiş, millet ısrar etmiş, neticede hocayı kız isteye götürmüşler.
Buyur demişler hoca, senin ağzın dualıdır sen başla.
Kısadan söze başlamış hoca;
Bizim oğlan sizin kızı demiş ve eklemiş... bir anda kıyamet koptu evde.
Vay seni gidi ahlaksız vay!
Yaka paça atmışlar hocayı dışarı.
Saklanmış hoca kapı ardına, başlamış konuşulanları dinlemeye.
Söz almış bir yetkili; efendim, Allah'ın emri, peygamberin kavli, İmam Azam'ın içtihadı ile kızını Lale'yi oğlumuz Lüle'ye istiyoruz, adam bunu der demez, hoca kapı aralığından söze karışmış;
Yine benim dediğim, yine benim dediğim.
Ümit ederim bu fıkrayı yazmak zorunda kalmam.
Ama 1991 Körfez Savaşı gözlerimizin önündedir.
Kısa bir not etik açısından etek giyimli fıkraların hiç biri Nasrettin Hoca'ya ait değildir.
Kuzey Irak nere biz nere!?
Kuzey Irak ABD'nin kuzeyi, İngiltere'nin güneyinde kalan bir tampon bölge. Öyle olunca da onları bizden daha fazla ilgilendirir. Hatta bizi hiç mi hiç ilgilendirmez.
Kuzey Irak tamamen ABD ile İngilizlerin meselesi.
Biz sadece insanî yardım için ve ABD ve İngiltere müsaade ettiği ölçüde, ben diyeyim bir metre siz anlayın bir bucuk, gireceğiz içeri.
İnsanî yardım olarak götürdüğümüz peynir ekmek, pasta ve peksimetleri uygun yere bırakıp, arkamıza bakmadan oradan uzaklaşacağız. Uygun yeri de onlar belirleyecek.
Böyle yapınca da ne olacak sevgili Ampul Severler Derneği üyeleri?
ABD bize para verecek.
Sadece para verip bırakmıyacak sırtımızı da sıvazlayacak.
Aslında iyi koku alan burun sahiplerinin bildirdiğine göre, ABD ve İngiltere Irak savaşını sadece bize kredi vermek için başlatmış.
E bizimkiler de konunun uzmanı.
Kimi İstanbul'da yıllarca çöp toplamış, bir diğeri babası hacı amcayla pekmez kaynatmış. Bir diğeri babasının don lastiği imalathanesinin muhasebesini, hem de ilkokul yıllarında tutmuş... kısaca uzman adamlar.
Taşınmışlar,
Kaşınmışlar,
Düşünmüşler,
Döşünmüşler ve şuna karar vermişler;
Bilmem ne hukukuna göre Musul ve Kerkük bizim olsa da, Osmanlıya nispeten bir el ayası büyüklüğünde Türkiye'yi yönetmek için bir sürü uğraşı veriyoruz.
Hatta bu yüzünden 5 bin şehit vererek aldığımız Kıbrıs'ı bile geri vereceğiz.
Nemize lazım Musul, yerleşsin adamlar usul usul biz de uyuyalım mışıl mışıl.
Ne lazım Kerkük, nasılsa ABD verecek bize palto ile kürk.
Evet sevgili pekmezi tahinle yemeği sevenler kulübü üyeleri, işte aramakla zor bulunur bu kadar uzmanın buluştuğu hükümet çok önemli karar vermiş ve "müttefiklerimize" demiş:
Verin parayı, sizin olsun Musul ve Kerkük.
Hem sonra dünyanın en büyük petrol rezervinden bize ne?
Petrol dediğin ne ki, bak hükümet 4 ayda 17 sefer zam yaptı merete.
Eğer petrol olmasaydı, zam da olmayacaktı.
Zam olmayınca da hükümetin adı kötüye çıkmayacaktı.
Petrol yanıcı, yakıcı, hatta yürek kavurucu bir nesnedir.
Eğer Irak'ta petrol olmasaydı savaş da olmayacaktı.
Bu kadar insan da ölmeyecekti.
Hatta bunca işini bırakıp da sayın Başbakan, dün yuhaladığı ABD'nin askeri için elini tanrıya açıp; "ABD'nin genç ve cesur evlatlarının sağ salim memleketlerine dönmeleri için dua ediyorum" demeyecekti.
Evet sevgili Şam Kapağı ille de Şam'da yenir diye tutturan yurttaşlarım.
Bu tip pis ve kirli işlerle uğraşmak yerine, biz ABD'den gelecek bir rivayete göre bir milyar dolar sadaka, bir başka rivayete göre de 8.5 milyar dolar faizli para uğruna vazgeçtik, neden? Musul ve Kerkük'ten.
Peki bütün bunlara rağmen, yine 1991'de olduğu gibi olursa, fıkram hazır.
Hoca yok demiş, millet ısrar etmiş, neticede hocayı kız isteye götürmüşler.
Buyur demişler hoca, senin ağzın dualıdır sen başla.
Kısadan söze başlamış hoca;
Bizim oğlan sizin kızı demiş ve eklemiş... bir anda kıyamet koptu evde.
Vay seni gidi ahlaksız vay!
Yaka paça atmışlar hocayı dışarı.
Saklanmış hoca kapı ardına, başlamış konuşulanları dinlemeye.
Söz almış bir yetkili; efendim, Allah'ın emri, peygamberin kavli, İmam Azam'ın içtihadı ile kızını Lale'yi oğlumuz Lüle'ye istiyoruz, adam bunu der demez, hoca kapı aralığından söze karışmış;
Yine benim dediğim, yine benim dediğim.
Ümit ederim bu fıkrayı yazmak zorunda kalmam.
Ama 1991 Körfez Savaşı gözlerimizin önündedir.
Kısa bir not etik açısından etek giyimli fıkraların hiç biri Nasrettin Hoca'ya ait değildir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Müslim Karabacak / diğer yazıları
- Ana-baba hakları-2 / 30.04.2024
- Ana-baba hakları -1 / 25.04.2024
- Müşriklerle hicv / 21.04.2024
- Kıyas önemlidir.... / 14.04.2024
- Kur'anı doğru anlamak / 13.04.2024
- Şimdi sırada "Dinsel Dönüşüm" var / 07.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -5 / 03.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -4 / 27.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -3 / 26.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -2 / 21.03.2024
- Ana-baba hakları -1 / 25.04.2024
- Müşriklerle hicv / 21.04.2024
- Kıyas önemlidir.... / 14.04.2024
- Kur'anı doğru anlamak / 13.04.2024
- Şimdi sırada "Dinsel Dönüşüm" var / 07.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -5 / 03.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -4 / 27.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -3 / 26.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -2 / 21.03.2024