Bazı tarihler vardır çok ağır. Tarihe damgasını vuran olaylar o tarihte gelişmiştir ve birçoğumuz o tarihin çektiği yükün farkına varamamışızdır. Olaylar gelişir, tarih kaydeder, düzen yürür, gün yükünü yüklenir?Çark böyle döner, düzen böyle işler.Tarih yazan, yazabilecek kapasitede olduğu için tarih yazdığının farkındadır. Bir de farkında olmadan tarih yazanlar vardır, onlar da birileri tarafından sürüklendikleri için sebep oldukları olayların tarih olduğunun farkında değildirler ama onları sürükleyenler her şeyin bilincindedirler.Tarih böyle bir şey, olayları yaşarken değil, etkisini hissettiğimiz, ders almak istediğimiz zaman farkına varıyoruz?3 Kasım da böyle bir tarih. Üç gün önce 3 Kasım'dı, yani Ramazan Bayramı'ydı. Dini bayramların tarihi Hicri takvime göre hesaplandığından miladi olarak her yıl değişiyor. Ramazan bayramının 3 Kasım'a denk gelmesi için 40 yıla yakın bir zaman geçmesi gerekiyor. Ama bayram gününe denk düşmesinden başka 3 Kasım'ın tanıklık ettiği çok ağır olaylar var. Ve bu olaylar arasında birbirlerine sebep sonuç bağlamında benzeyen birçok önemli gelişme bulunuyor. Bu benzerlikleri görmek için 3 Kasım'ın tarih defterine şöyle bir göz atalım?3 Kasım 1839'da bazılarının Batılılaşma serüvenimizin başlangıcı olduğunu iddia ettiği, ancak gerçekte sömürülme ve yok edilme sürecimizin ferman kılıfına uydurulduğu Tanzimat Fermanı ilan edildi. 3 Kasım 1914'te Osmanlı'nın sonu olan Birinci Dünya Savaşı'na girişimiz resmileşti. Rusya, Osmanlı Devleti'ne savaş ilan etti. 3 Kasım 1918'de İskenderun'a gelen İngiliz ve Fransız subayları, İskenderun'a kuvvet çıkarılacağını bildirdi. Mustafa Kemal Paşa bunu reddetti. 3 Kasım 1918'de Musul, İngilizler tarafından işgal edildi. 3 Kasım 1919'da Kuva-yı Milliye güçlerine silah desteği sağlayan Karakol Cemiyeti adlı direniş örgütü kuruldu. 3 Kasım 1983'te bitirildiği zaman Türkiye'nin 1., dünyanın 5. büyük barajı unvanını kazanacak olan Atatürk Barajı'nın temeli Cumhurbaşkanı Kenan Evren tarafından atıldı. 3 Kasım 1996'da Susurluk skandalı, bir trafik kazasıyla ortaya çıktı. Ve 3 Kasım 2002? Erken genel seçim yapıldı. Tayyip Erdoğan'ın genel başkanı olduğu AKP aldığı yüksek oy oranıyla birinci parti oldu. Birbiriyle bağlantılı ve Türkiye için gerçekten büyük öneme sahip birçok olay alt alta dizilmiş. Tanzimat fermanıyla, AKP'nin iktidara gelişi arasında bağlantı kuramayanlar olacaktır elbet. Ancak Türkiye'nin Osmanlı'nın son dönemlerinde başlayan sömürülme ve parçalanma sürecinin nihayete erdiği ve en kritik aşamaya geldiği nokta AKP'nin iktidara gelmesidir. Tanzimat'la başlayan süreç, Islahat Fermanı, kapitülasyonlar, Düyun-u Umumiye, Sevr, AB süreci ve AKP iktidarıyla devam etti. Osmanlı'nın yıkılmasıyla Batı amacına ulaşamadı çünkü amaçları Türkleri Anadolu'dan çıkarmak, tarihe gömmekti. Ama olmadı, Osmanlı yıkıldı ama Türkiye Cumhuriyeti kuruldu. Bu yüzden Batı'nın parçalama ve yok etme süreci inkıtaya uğramadı. Sınırlar değişti, isimler değişti, ülkeler değişti ama hedefler ve kin değişmedi. Dün düvel-i muazzama ve Osmanlı vardı, bugün ise Avrupa Birliği ve Türkiye var?Kimbilir belki de bir başka 3 Kasım'da Batı dünyası hedefine ulaşmak için son darbeyi indirir. Ya da bir başka 3 Kasım'da yeniden Kuva-yı Milliyeciler emperyalist güçlere "arkanı dön, marş marş!" diyerek ülkeden kovar?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Alperen Polat / diğer yazıları
- Sadaka sosyalizmi / 17.04.2013
- Namusumuza dokunan yanar / 14.04.2013
- MHP'nin misyonu / 26.03.2013
- Tarihe şahitlik ettim / 04.03.2013
- Teröre teslim olduk / 15.01.2013
- Atatürk’e sahip çıkana sahip çıkmak / 12.01.2013
- Talabani miadını doldurdu, sıradaki gelsin! / 21.12.2012
- Arınç misyonu / 20.12.2012
- 1962’den 2012’ye ‘satılık müttefik’ Türkiye! / 19.12.2012
- ‘NATO toprağı Türkiye’den dünya savaşının fitilini ateşlemek / 18.12.2012
- Namusumuza dokunan yanar / 14.04.2013
- MHP'nin misyonu / 26.03.2013
- Tarihe şahitlik ettim / 04.03.2013
- Teröre teslim olduk / 15.01.2013
- Atatürk’e sahip çıkana sahip çıkmak / 12.01.2013
- Talabani miadını doldurdu, sıradaki gelsin! / 21.12.2012
- Arınç misyonu / 20.12.2012
- 1962’den 2012’ye ‘satılık müttefik’ Türkiye! / 19.12.2012
- ‘NATO toprağı Türkiye’den dünya savaşının fitilini ateşlemek / 18.12.2012