Birkaç hafta evvelinde Türk Cumhuriyeti tarihinde bir ilk olarak çiftçi 30 bini aşkın bir kalabalıkla Aydın istasyon meydanına inerek AKP Hükümetinin tarım politikasını tel'in etmişti.
Şimdi de Türkiye Ziraatçılar Derneği (TZD) tarafından düzenlenen 4. Ulusal Tarım Kongresinde Tarım ve Köy İşleri Bakanı Sami Güçlü protesto edilerek, çiftçiler ellerindeki pankartı yırtıp salondan ayrıldılar. Üstüne üstlük Bakan Sami Güçlü'ye "Bize; pamuğu, buğdayı, mazotu, elektrik borcunu anlat. Yarım saattir hikâye anlatıyorsunuz" diyerek...
AKP tarafından bitirilen tarım, meydanlara inen çiftçi ve sabrı taşan köylü kareleri, ülkenin bitirilişinin sadece bir boyutunu ortaya koyuyor.
Ülkemiz gerek bulunduğu coğrafi konumun sağladığı iklim şartlarından, gerekse sahip olduğu toprakların tarıma elverişli olmasından dolayı bir tarım cennetidir. Ama gel gör ki ülkenin çiftçisi tarımda cehennemi yaşamaktadır. Her konuda olduğu gibi, maalesef tarım konusunda da Milli bir Devlet politikamız yok.
Türk tarımının ve çiftçisinin ürettiği ekonomik zenginliğin değerini bilmeyenler, onun İMF'nin talimat ve isteklerine esir edenler emek ve alın terlerini yabancı devletlerin çiftçilerine kurban ediyorlar. Dünyada çiftçiler ürettiği için desteklenip takdir edilirken, bizde ürettiği mahsul bahçede, tarlada bıraktırılarak cezalandırılmaktadır. Ne idüğü belirsiz Doğrudan Gelir Desteği ile çiftçinin ekip biçmesine yasak getirilmekte ve bundan da öte Doğrudan Gelir Desteği paraları bile ödenmemektedir.
Bayındır Ziraat Odası Başkanı Arif Akgün dertli dertli söylenmesin de ne yapsın:"Çiftçiyi sokağa dökmek için ellerinden ne geliyorlarsa onu yapıyorlar. Her seçim de boş vaatlerle kandırılmaktan bıktık, uyutulma politikalarından usandık. Şöyle etrafınıza bir bakın, ovada kaç tane sürülmüş tarla var? Köylünün cebinde traktörüne mazot koyacak parası yok. Doğrudan Destek Gelirinin % 50 si ödendi. Hortumculara gelince para var, yabancı yatırımcı ve şirketlere her türlü imkân var, üreten Türk çiftçisine gelince yok."
İzmir Ziraat Odası Başkanı Sedat Köse de bir başka dertli: "Ürün gerçek değerinde satılmıyor. Devlet desteğini açıklamıyor. Hükümetin kalıcı bir tarım politikası olmadığı gibi, tarımı yok sayıyor."
Değerli Ziraat Odaları Başkanlarının durum tespitleri makul, mantıklı ve yerinde. Peki ya çözüm?
Dilerseniz çözümü de Çorum Osmancık Ziraat Odası Başkanı Vedat Küçükgöz versin; "Benim gibi hasta olan hastalığı bilir. Çiftçi batmış, kimsenin umurunda değil. Çiftçiye de büyük görevler düşüyor. Oy verirken dikkatli olacak." Sayın başkanın açıklamasına bir katkıda biz yapalım. Halkımız oy verirken bu güne dek yaptığı şekliyle sadece eskiyi cezalandırıp medyanın önüne sürdüğü "yeni" ve ya "cilalanmış"a kanmasın. Aksine bu malum medyanın gündeme getirmekten imtina ettiği gerçek vatanseverlere oyunu versin.
Şimdi de Türkiye Ziraatçılar Derneği (TZD) tarafından düzenlenen 4. Ulusal Tarım Kongresinde Tarım ve Köy İşleri Bakanı Sami Güçlü protesto edilerek, çiftçiler ellerindeki pankartı yırtıp salondan ayrıldılar. Üstüne üstlük Bakan Sami Güçlü'ye "Bize; pamuğu, buğdayı, mazotu, elektrik borcunu anlat. Yarım saattir hikâye anlatıyorsunuz" diyerek...
AKP tarafından bitirilen tarım, meydanlara inen çiftçi ve sabrı taşan köylü kareleri, ülkenin bitirilişinin sadece bir boyutunu ortaya koyuyor.
Ülkemiz gerek bulunduğu coğrafi konumun sağladığı iklim şartlarından, gerekse sahip olduğu toprakların tarıma elverişli olmasından dolayı bir tarım cennetidir. Ama gel gör ki ülkenin çiftçisi tarımda cehennemi yaşamaktadır. Her konuda olduğu gibi, maalesef tarım konusunda da Milli bir Devlet politikamız yok.
Türk tarımının ve çiftçisinin ürettiği ekonomik zenginliğin değerini bilmeyenler, onun İMF'nin talimat ve isteklerine esir edenler emek ve alın terlerini yabancı devletlerin çiftçilerine kurban ediyorlar. Dünyada çiftçiler ürettiği için desteklenip takdir edilirken, bizde ürettiği mahsul bahçede, tarlada bıraktırılarak cezalandırılmaktadır. Ne idüğü belirsiz Doğrudan Gelir Desteği ile çiftçinin ekip biçmesine yasak getirilmekte ve bundan da öte Doğrudan Gelir Desteği paraları bile ödenmemektedir.
Bayındır Ziraat Odası Başkanı Arif Akgün dertli dertli söylenmesin de ne yapsın:"Çiftçiyi sokağa dökmek için ellerinden ne geliyorlarsa onu yapıyorlar. Her seçim de boş vaatlerle kandırılmaktan bıktık, uyutulma politikalarından usandık. Şöyle etrafınıza bir bakın, ovada kaç tane sürülmüş tarla var? Köylünün cebinde traktörüne mazot koyacak parası yok. Doğrudan Destek Gelirinin % 50 si ödendi. Hortumculara gelince para var, yabancı yatırımcı ve şirketlere her türlü imkân var, üreten Türk çiftçisine gelince yok."
İzmir Ziraat Odası Başkanı Sedat Köse de bir başka dertli: "Ürün gerçek değerinde satılmıyor. Devlet desteğini açıklamıyor. Hükümetin kalıcı bir tarım politikası olmadığı gibi, tarımı yok sayıyor."
Değerli Ziraat Odaları Başkanlarının durum tespitleri makul, mantıklı ve yerinde. Peki ya çözüm?
Dilerseniz çözümü de Çorum Osmancık Ziraat Odası Başkanı Vedat Küçükgöz versin; "Benim gibi hasta olan hastalığı bilir. Çiftçi batmış, kimsenin umurunda değil. Çiftçiye de büyük görevler düşüyor. Oy verirken dikkatli olacak." Sayın başkanın açıklamasına bir katkıda biz yapalım. Halkımız oy verirken bu güne dek yaptığı şekliyle sadece eskiyi cezalandırıp medyanın önüne sürdüğü "yeni" ve ya "cilalanmış"a kanmasın. Aksine bu malum medyanın gündeme getirmekten imtina ettiği gerçek vatanseverlere oyunu versin.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Misafir Kalem (A) / diğer yazıları
- RESUL BALCI: Karlar düşerken / 22.02.2025
- Niçin organik cilt ürünlerini tercih etmeliyiz? / 01.06.2014
- Ali Ekber ARAS / 17.12.2013
- İbretlik ve dramatik bir olay: Yassıçemen Savaşı / 15.10.2012
- Savaşsız işgal ya da kaldırım taşlarını yemek / 12.10.2012
- Gavur Kadı / 21.09.2012
- Doğru söze ne denir? / 14.09.2012
- Süslü cümleler.... / 14.09.2012
- Çözümün önünden çekil! / 07.09.2012
- 2011'de neler olmadı' (Hüsamettin Çalışkan) / 04.01.2012
- Niçin organik cilt ürünlerini tercih etmeliyiz? / 01.06.2014
- Ali Ekber ARAS / 17.12.2013
- İbretlik ve dramatik bir olay: Yassıçemen Savaşı / 15.10.2012
- Savaşsız işgal ya da kaldırım taşlarını yemek / 12.10.2012
- Gavur Kadı / 21.09.2012
- Doğru söze ne denir? / 14.09.2012
- Süslü cümleler.... / 14.09.2012
- Çözümün önünden çekil! / 07.09.2012
- 2011'de neler olmadı' (Hüsamettin Çalışkan) / 04.01.2012