BTP Genel Başkan Yardımcısı Berk: CHP Milletvekili kimlerin sözcüsü olmaya hangi nedenle mecbur hissettiğini açıklamalıdır. CHP Genel Başkanı Sayın Baykal bu soruyu Durgun'a sorarak Genel Başkanımız Prof. Dr. Haydar Baş'tan özür dilemelidir
*Neden iftira ediyorlar?BTP Genel Başkan Yardımcısı İbrahim Berk, CHP Hatay Milletvekili Gökhan Durgun'un BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş ile ilgili kimi iddiaları Meclis gündemine taşımasına a yönelik soru önergesi konusunda açıklamalarda bulundu. Berk, BTP'nin 2 Ocak 2005'ten bu yana düzenlediği mitinglerin hemen ardından parti kurmay kadrolarının evlerine ve işyerlerine baskınlar düzenlendiğini hatırlattı.
*CHP'nin inkarı anlamı taşırMüfterilerin kampanyasının aile hayatına müdaheleye vardığına işaret eden Berk, iftiralara sözcülük eden CHP'li Durgun'un sakim duruşunun mandacılığa karşı bağımsızlık mücadelesi veren, cumhuriyetçiliği, milliyetçiliği, halkçılığı, laikliği, devletçiliği, inkılapçılığı şiar edinen Atatürk'ün kurduğu parti olan CHP'nin varlık sebebinin inkarı olduğunu dile getirdi. Berk, "CHP, CIA güdümlü, Yahudi lobilerinin himayesinde ve papazların hizmetindeki salyasümük bir piyonun tezviratlarının oyuncağı olmasını milletimize izah edemez" dedi.
*Kimler söyletiyor?"CHP'li vekile servis ettirilen iddialar ahlak ve izandan yoksun, daha önceleri zavallı tetikçilerle gündem edilmeye çalışılan ve Türk Adaletinin duvarına çarpan bayat iddialardır" diyen Berk, sözlerini şöyle sürdürdü: "CHP'li milletvekili, kimlerin sözcüsü olmaya hangi nedenle mecbur hissettiğini açıklamalıdır. CHP hala Atatürk'ün partisi olma iddiasında ise CHP Genel Başkanı Sayın Baykal bu soruları sayın vekiline sorarak Genel Başkanımız Prof. Dr. Haydar Baş'tan ve Türk milletinden özür dilemeli ve diletmelidir." Bazı odakların Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş ile ilgili başlattıkları iftira kampanyasına alet olan CHP'li vekille ilgili olarak açıklama yapan BTP Genel Başkan Yardımcısı İbrahim Berk, CHP'nin BTP'ye özür borcu olduğunu söyledi.BTP'nin Ocak 2005'ten bu yana düzenlediği mitinglerin hemen ardından önce parti kurmay kadrolarını hedef alan evlere ve iş yerlerine dönük baskın ve hukuk dışı linç kampanyaları başlatıldığını belirten İbrahim Berk şöyle konuştu: "Ülkemizi kuşatma altına almak isteyen güç odaklarının yerli taşeronlarının iftira ve kışkırtmaları üzerine iktidarın bu linç kampanyası sonuç vermeyince son günlerde daha iğrenç bir yolu seçtiler: Soylu duruşu, tutarlı çizgisi ve başlattığı yeniden Kuvay-ı Milliye hareketi ile Türk milletinin baş tacı ettiği genel Başkanımız Prof. Dr. Haydar Baş'a olmadık iftiralar atmak.Müfterilerin öylesine gözü dönmüş ki ve de partimizin ve genel başkanımızın fikirlerine karşı söyleyecek sözü olmadığı için özel hayatına uzanarak insaf ve ahlak sınırları ile bağdaşmayan iğrenç iftiralar ortaya atmışlardır.28 Şubat sürecinde devrin siyasi iktidarı ve onlardan beslenen hortumcu bir kısım medyanın ortaya attığı bayat iddiaları önce tek elden tezgahlanan korsan e-maillerle, ABD çıkışlı korsan web adreslerinde internet ortamına taşıdılar. İşgal güçlerine, haçlı liderlerine yalvar yakar, Papaz ve hahamlarla sarmaş dolaş, Türk milletine, onun inancına, öncülerine en olmadık iftiraları tezgahlayan, milletimizin inancına vatanına düşman olanları hoş görüp salya sümük ağlayan hainlerce organize edilen bu iğrenç kampanyaların sebebini Türk milleti artık çözmüştür."Millet iftiraların sebebini anlıyorBTP lideri Prof. Dr. Haydar Baş'ın bu işgal güçlerinin yerli borazanlarınca hedef seçilmesinin nedenini milletin çok iyi anladığını vurgulayan İbrahim Berk şöyle devam etti: "Milletimiz Prof. Dr. Haydar Başla buluşmakta, yağmur çamur dinlemeden Bağımsız Türkiye mitinglerine koşmaktadır.Haydar Baş, soykırım iddialarını reddetmekle yetinmeyip yüzbinleri aşan mitinglerle bunu milli bir iradeye dönüştürdüğü için hedef seçilmiştir.Liderimiz, milletle beraber 'Kıbrıs Anavatandır' diye haykırdığı için hedef seçilmiştir.Liderimiz, Türk milleti; beş bin yıllık tarihini, bin yıldır benimsediği inancını ve asırlık cumhuriyetini AB mezarlığına gömülmesine müsaade etmeyecektir diye milletle birlikte kükrediği için hedef seçilmiştir.Liderimiz, iktidar için ABD lobilerine, AB liderlerine eğilip bükülmeyip, ben dindarım, ben Türk milliyetçisiyim ve de Cumhuriyetçiyim deyip milletinin gücünü esas aldığı için hedef seçilmiştir.Liderimiz, sivil- asker, devlet -millet beraberliğini savunup oyunu bozduğu için hedef seçilmiştir.CHP bunu millete izah edemezBağımsız Türkiye Partisi olarak asıl üzüldüğümüz nokta, aynı değerler için mücadele eden Atatürk'ün kurduğu parti olan CHP'de, bu değerlere karşı mücadele edenlerin yer bulabilmesidir.İftiralara sözcülük eden vekilin bu sakim duruşu mandacılığa karşı bağımsızlık mücadelesi veren, cumhuriyetçiliği,milliyetçiliği, halkçılığı, laikliği, devletçiliği, inkılapçılığı şiar edinen Atatürk'ün kurduğu parti olan CHP'nin varlık sebebinin inkarıdır.CHP, CIA güdümlü, Yahudi lobilerinin himayesinde ve papazların hizmetindeki salya sümük bir piyonun tezviratlarının oyuncağı olmasını milletimize izah edemez."CHP'li vekil şu sorulara cevap versinCHP'li vekile servis ettirilen iddiaların ahlak ve izandan yoksun, daha önceleri zavallı tetikçilerce gündem edilmeye çalışılan ve Türk adaletinin duvarına çarpan bayat iddialar olduğunu belirten Berk şunları söyledi: "CHP'li vekile sormak gerekir: Genel Başkanımız hiçbir dernek ve vakıf kurucusu ve yöneticisi değil. Ancak diyelim ki bir şirket ve vakıf yöneticisi. Bunda garip olan ne? Ne kadar komik duruma düştüğünüzün farkında mısınız? Ülke toprakları parsellenirken, ülke madenleri yabancı şirketlere peşkeş çekilirken nerdesiniz? Niye bu meselelerle uğraşmıyorsunuz. Yoksa size bu büyük meseleleri unutturmak için küçük işleri mi sipariş ettiler?Yine de parti olarak meraklarını giderelim. "28 Şubat iktidarı soruşturma da açtı, dava da açtı ama hepsinde iddia sahipleri mahkum oldu, BTP lideri beraat etti.Hasan Songür'ün iddialarına gelince, O da geçmişte aynı çevrelerin kullanıp attığı bir müfteri. İddiaların akibetini merak edenlere şu kadarını hatırlatırız.Hasan Songür tarafından Allah Rızası Anonim Şirketi isimli iftiralarla dolu kitap kaleme alınıp, kitapta isim verilmeyip daha sonra şantaj yolu ile talep ettiği parayı alamayınca (yani şantajı sonuç vermeyince) Hasan Songür, Doğan Medyada (Kanal D ve Milliyet Gazetelerinde) "bu kitapta yazılanlar Haydar Baş'la ilgilidir" diye açıklama yapmıştır. Hasan Songür'ün iddialarına dayanarak Milliyet Gazetesinde yazılan yazıların iftira olduğu her yönüyle açık olduğundan Bağcılar Asliye Hukuk Mahkemesinin 2000 / 931 D.iş sayılı dosyası ile mahkeme tarafından yazı dizisinin durdurulması için ihtiyatı tedbir kararı verilmiştir. Mahkemenin ihtiyati tedbir kararı ertesi gün 8.11.2000 tarihli Milliyet Gazetesinde yer almıştırHasan Songür' ün yazdığı kitaptaki iddialarla ilgili olarak Hasan Songür Hakkında İstanbul 13. Asliye Ceza Mahkemesinin 2001/ 429 E.sayılı dosyası ile yayın yolu ile Şantaj yapmaktan hapis cezası verilmiştir. Yine yazdığı kitap ile ilgili olarak Ankara 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2001/ 97 E .sayılı dosyası ile hakaret ve iftiradan hapis cezası ile hüküm özetinin Cumhuriyet, Milliyet, Hürriyet gazetelerinde yayınlanmasına karar verilmiştir. Yine Hasan Songür'ün kitabı ile ilgili Kanal D televizyonunda yaptığı açıklamalardan dolayı Şişli 3.asliye Ceza Mahkemesinin 2001/83 E. sayılı dosyası ile yayın yolu ile hakaretten hakkında hapis cezası verilmiştir. Halen Hasan Songür'ün iddiaları ile ilgili hukuk ve ceza mahkemelerinde çok sayıda davalar devam etmektedir.Profesörlüğü ile ilgili iddialara gelince, profesörlüğün bilimsel bir unvan olup,evrensel nitelikte olduğu, dolayısı ile YÖK'e bağlı her hangi bir üniversitede çalışmak için müracaat etmediği taktirde, yurt dışında aldığı Profesörlük ünvanını Türkiye'de kullanabilmesi için YÖK'ten denklik almasına gerek olmadığı kesinleşmiş Bakırköy 3. Asliye Ceza mahkemesinin 99/ 1460 Esas sayılı mahkeme kararları ile tespit ve de tescil edilmiştir."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.