Arkadaşlarımız İlhan Kesici ile bir röportaj gerçekleştirdiler. Tamamını sizlere aktarmam yer açısından mümkün olmamakla birlikte 'ekonomi' başlığı altında yer alan ve sorgulanması gerektiğini düşündüğüm bazı bölümleri aktarmak istiyorum. İşte Kesici'nin gözünden bazı tespitler: - AKP'nin iktidar olmasının bir numaralı sebebi önündeki 2001 kriziydi. 2001 krizi MHP, ANAP, DSP üçlü koalisyonu zamanında oldu. Yani hem 1999 hem de 2001 ekonomik krizi bu koaliyon dönemine denk düştü. Bu üç parti de yüzde 15'lik oy toplamı ile barajın altında kaldı. Neden DYP bundan istifade edemedi? Çünkü DYP'ye bakıldığında akla 1994 krizi geldi. CHP neden yok sıralamada? Çünkü CHP'nin kınanacak bir tarafı yoktu. Bu krizlerde yer almayan tek parti CHP'ydi. - Son 10 senedir, milli gelirde büyük daralmalar oldu.. Ekonomik daralmalar bir milletin en büyük zarar mekanizmasıdır. Bugün de büyümeci olmak gereklidir, şarttır. Fakat büyüme bazı gruplar ve kesimlere yönelik olursa halk eninde sonun da çok büyük tepki verecektir. Bu şekilde sürdürebilir bir büyüme olamaz. - Türkiye'nin en ciddi konularından biri işsizliktir. Bugün eğitimli ve genç insanların işsiz kaldığını görüyoruz. Bu, çok vahim bir tablo. İstihdam oranı artırılmalıdır. Cari açığın milli gelire oranının yüzde 8-9 olduğu söylenilse de gerçekte bu rakam yüzde 11'dir. Yani normalin çok üstünde. Bu yüzden hafife alınmamalıdır. Bir diğer önemli konu da kurdur. Kurdaki aşınma daha doğrusu TL'deki değerleme dört sene içinde yüzde 25 civarında gerçekleşti. Bu durum önemle üzerinde durulması gerken konulardan birdir. - Yatırım ve vergilendirme politikaları gerçekleştirilmeli, teşvik edilmeli. Mesela yatırım oranı yüksek olan kazançlara uygulanan vergi uygulamaları azaltılmalı. Döviz kazandırıcı faaliyetler özendirilmeli. Türkiye milli gelirinin yaklaşık üçte 1'i kadar ithalat yapan bir ülke. Bu ayıptır. Sosyal poltikalar, kentsel altyapı ihmal edilmiştir. Bu altyapıyı geliştiremeyen ülkeler de kolay kolay gelişme gösteremeyecek olan ülkeledir. Eğitimin yerel ekonomik performansa katkısı inanılmaz yüksektir. Sağlık sektörü de yine aynı şekilde önemlidir. Biz de eğitim ve sağlık sekötürün milli gelire oranı yaklaşık yüzde 7 civarındadır. AB'de ise bu rakam yüzde 20'dir. - 28 Mayıs 2007 tarihli Newsweek dergisinde Hindistan ile ilgili uzun bir makale var. Yazıda 2025 yılında Hindistan nüfusunun yüzde 41'inin orta sınıf düzeyine yükseleceğinden bahsediyor. Yani aylık 4 ila 10 bin dolar arasında bir ücrete tabi olacaklar. Bu durum Hindistan açısından hevesleneceğimiz, ülkemiz açısından esefleneceğimiz ve dersler çıkaracağımız bir husustur. Sevgili dostlar, Kesici'nin açıklamalarından sadece 'ekonomi' ile ilgili olanları aktardım. Kesici açıklamalarının detaylarında bu sayfada her zaman bahsettiğim '100 milyon dolar yatırıp, 225 milyon dolar' ile dört yıl sonunda Türkiye'yi terk eden Yunan emeklilik fonundan da bahsediyor ve bu durumun ülke için 'çok ama çok vahim olduğunu' belirtiyor. Bu noktada aklıma şu soru geliyor: yukarıdaki sıcak para döngüsünün mimarı Derviş'i 'umut' olarak bir seçim önce kadrosuna alan ve yine bu seçimde Derviş'e yakın isimleri 'listelerde' öne çıkaran CHP, acaba Kesici'nin 'çok vahim' dediği bu durumu 'düzeltebilecek' adımlar atabilecek mi? Yiğit Bulut
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.