18 Ağustos 2002 Pazar günü Prof. Dr. Haydar Baş Bey, Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı oldu.
Öncelikle hayırlı olsun der Prof. Dr. Haydar Baş Bey'i tebrik eder başarılar temenni ederim.
Pazar günü BTP'nin kongresini yakından takip ettim.
Divan üyelerinin düzenli çalışması, delegelerin bilinçli, programlı, kararlı tavırları, gönül veren, üye olan partililerin bağlılık ve coşkularını seyretmek, gözlem yapmak ne kadar nasipli bir durumdur.
Etrafıma baktığımda gazete başlarında, ortalarında kalem oynatan güya kulis yazarları, yüksek TV kanallarında yorum yapan yorumcular yoktu.
Olmasına da hayret ederdim.
Hani Mevlana'ya sormuşlar "Aşk nedir?", cevap vermiş Hak adamı: "Ben gibi ol da gör."
Yine Müzekkin Nüfus'ta geçer "Tatmayan bilmez" özlü sözü vardır.
Tam 40 yıl bir gençliğin yetişmesi için ayaklarına demir çarıklar giyerek Anadolu'yu karış karış dolaşarak sevgi dolu, bilgili, vefalı canlar yetiştirmiştir.
Yıl 1983'tü. Elime İcmal isimli dergi geldiğinde başyazı sahibinin ve ekibinin gençliğin gönül dünyasının güzelliğine talip olduklarını anlamıştım.
Hassas bir öğretmen gibi takip gücüyle beraber gazete, konferans, panel, seminer, toplantı... derken mitinglere, kongrelere gelindi.
Hassas öğretmen şimdi vatan hizmeti dedi. Bir döneme mahsus vekalet istiyor. Buyurun bu zamana kadar bir siyasi parti liderinde böyle bir söz duydunuz mu?
Duymadınız. Duymanız da mümkün değil zaten.
Prof. Dr. Haydar Baş, yıkılan gönüllerin hazin haline dayanamaz. Çünkü O gönülleri huzurlu kılmak için tam kırk yılını vermiştir. Bu işin bekçisidir. İşte burada siz kainat adamını durduramazsınız.
Hele Türk yurdunun helal lokması koparılmaya, kandırılmaya, israfa, hırsızlığa mahkum edilirken, birliği, bağımsızlığı, kardeşliği, kültürü, özü, sözü ayaklar altında ezilirken, sahipsizlik, şirretlik, adam aldatmacılık, siyasi üçkağıtçılık, siyasi ikiyüzlülük, siyasi iştah ve hırs çılgınlığı ayyuka çıkmışken siz fikir çilesi çeken adamı durduramazsınız?
İnsanlığın derdini dert edinenleri durdurmak akıl ile mümkün olmaz.
Onların icadını, onların gayretini, onların başarısını terazi ile tartamazsınız.
Onların gayretlerini göremediğinizden aklınızla ayak izlerini takip ederseniz başınız ağaca toslar.
Çanakkale'nin abide insanı Seyit Çavuş'un Kırkpınar pehlivanı olduğunu zannetmeyin...
O iman dolu göğüs ile şehadet şerbetine, devletine, milletine aşık kahramanlık pehlivanıydı.
Sözü dağıtmadan toplamak gerekirse Ankara Selim Sırrı'da canlar bir oldu.
Vatan sevgisiyle dolu, artık milletin fikrinin, işinin, aşının canlı bir şahidi, canlı bir el tutanı, sahibi çıktı.
Bu kadar sefalet, üzüntü, sıkıntının ardından Ankara'da güneşin doğuşunu gördüm. TV kanalları, radyolar şu anda haber vermese de milletimize hayırlı olsun.
Bu doğan güneş kainatı aydınlatacak kadar büyük, bereketli. Korkmayın, ümitsiz olmayın canlar bir oldu. Kuvvetler yüksek. Kadro yetişmiş. 40 yıllık gönül ve fikir tohumları özenle el kaldırdılar söz verdiler haykırdılar:
-Bu vatan bizimdir bizim kalacak.
-Üstad nerede biz oradayız.
-Bu millet seninle gurur duyuyor.
-Üstad sen bizim her şeyimizsin.
Vatanımız, milletimiz liderine kavuştu.
Hayırlı olsun.
Öncelikle hayırlı olsun der Prof. Dr. Haydar Baş Bey'i tebrik eder başarılar temenni ederim.
Pazar günü BTP'nin kongresini yakından takip ettim.
Divan üyelerinin düzenli çalışması, delegelerin bilinçli, programlı, kararlı tavırları, gönül veren, üye olan partililerin bağlılık ve coşkularını seyretmek, gözlem yapmak ne kadar nasipli bir durumdur.
Etrafıma baktığımda gazete başlarında, ortalarında kalem oynatan güya kulis yazarları, yüksek TV kanallarında yorum yapan yorumcular yoktu.
Olmasına da hayret ederdim.
Hani Mevlana'ya sormuşlar "Aşk nedir?", cevap vermiş Hak adamı: "Ben gibi ol da gör."
Yine Müzekkin Nüfus'ta geçer "Tatmayan bilmez" özlü sözü vardır.
Tam 40 yıl bir gençliğin yetişmesi için ayaklarına demir çarıklar giyerek Anadolu'yu karış karış dolaşarak sevgi dolu, bilgili, vefalı canlar yetiştirmiştir.
Yıl 1983'tü. Elime İcmal isimli dergi geldiğinde başyazı sahibinin ve ekibinin gençliğin gönül dünyasının güzelliğine talip olduklarını anlamıştım.
Hassas bir öğretmen gibi takip gücüyle beraber gazete, konferans, panel, seminer, toplantı... derken mitinglere, kongrelere gelindi.
Hassas öğretmen şimdi vatan hizmeti dedi. Bir döneme mahsus vekalet istiyor. Buyurun bu zamana kadar bir siyasi parti liderinde böyle bir söz duydunuz mu?
Duymadınız. Duymanız da mümkün değil zaten.
Prof. Dr. Haydar Baş, yıkılan gönüllerin hazin haline dayanamaz. Çünkü O gönülleri huzurlu kılmak için tam kırk yılını vermiştir. Bu işin bekçisidir. İşte burada siz kainat adamını durduramazsınız.
Hele Türk yurdunun helal lokması koparılmaya, kandırılmaya, israfa, hırsızlığa mahkum edilirken, birliği, bağımsızlığı, kardeşliği, kültürü, özü, sözü ayaklar altında ezilirken, sahipsizlik, şirretlik, adam aldatmacılık, siyasi üçkağıtçılık, siyasi ikiyüzlülük, siyasi iştah ve hırs çılgınlığı ayyuka çıkmışken siz fikir çilesi çeken adamı durduramazsınız?
İnsanlığın derdini dert edinenleri durdurmak akıl ile mümkün olmaz.
Onların icadını, onların gayretini, onların başarısını terazi ile tartamazsınız.
Onların gayretlerini göremediğinizden aklınızla ayak izlerini takip ederseniz başınız ağaca toslar.
Çanakkale'nin abide insanı Seyit Çavuş'un Kırkpınar pehlivanı olduğunu zannetmeyin...
O iman dolu göğüs ile şehadet şerbetine, devletine, milletine aşık kahramanlık pehlivanıydı.
Sözü dağıtmadan toplamak gerekirse Ankara Selim Sırrı'da canlar bir oldu.
Vatan sevgisiyle dolu, artık milletin fikrinin, işinin, aşının canlı bir şahidi, canlı bir el tutanı, sahibi çıktı.
Bu kadar sefalet, üzüntü, sıkıntının ardından Ankara'da güneşin doğuşunu gördüm. TV kanalları, radyolar şu anda haber vermese de milletimize hayırlı olsun.
Bu doğan güneş kainatı aydınlatacak kadar büyük, bereketli. Korkmayın, ümitsiz olmayın canlar bir oldu. Kuvvetler yüksek. Kadro yetişmiş. 40 yıllık gönül ve fikir tohumları özenle el kaldırdılar söz verdiler haykırdılar:
-Bu vatan bizimdir bizim kalacak.
-Üstad nerede biz oradayız.
-Bu millet seninle gurur duyuyor.
-Üstad sen bizim her şeyimizsin.
Vatanımız, milletimiz liderine kavuştu.
Hayırlı olsun.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Feyyaz İnanç / diğer yazıları
- ‘Işıkları açın’ / 07.05.2021
- Kulluğun gerçek tarifi / 06.05.2021
- Asli ihtiyaçlar / 30.04.2021
- Mecnun’un Leylası / 29.04.2021
- Rahman Suresi-II / 21.04.2021
- Rahman Suresi / 19.04.2021
- 14 Nisan / 15.04.2021
- İmam Muhammed Et-Takî’nin (a.s) Öğütleri / 14.04.2021
- Sağlam kale Ehl-i Beyt / 12.04.2021
- Bizi deryaya salan / 08.04.2021
- Kulluğun gerçek tarifi / 06.05.2021
- Asli ihtiyaçlar / 30.04.2021
- Mecnun’un Leylası / 29.04.2021
- Rahman Suresi-II / 21.04.2021
- Rahman Suresi / 19.04.2021
- 14 Nisan / 15.04.2021
- İmam Muhammed Et-Takî’nin (a.s) Öğütleri / 14.04.2021
- Sağlam kale Ehl-i Beyt / 12.04.2021
- Bizi deryaya salan / 08.04.2021