1877-1878 Osmanlı Rus savaşından sonra Osmanlı Devleti, denge politikası uyguladığı için Boğazlarda askeri bir tahkimat yapılmaz. Hatta Abdülaziz'in Boğazları korumak için borçlanarak kurduğu donanma dahi bakımsızlıktan kullanılmaz hale gelmiştir. Hükümetler siyasi ve askeri yönden sıkıştırıldığı zaman ver kurtul politikası uygulayarak Balkan savaşları dışında hiç savaşmamıştır. Bu nedenle büyük askeri seferler neticesinde şehit kanları ile sulanarak vatan haline getirtilmiş ülkeler tek kurşun dahi atılmadan elden çıkarılmıştır.3 Kasım 1915'de İngiliz donanması, Osmanlı Devleti savaşa girince Çanakkale boğazına çok kısa süren gösteririm sana kabilinden tehdit mahiyetinde bir saldırıda bulunmuştu. Bu saldırısı ile savunmasız tabyalara ağır hasar verdirmişti.Bu saldırıdan sonra Osmanlı hükümeti Boğazlarda savunma hazırlıkları yapar. Birinci Orduya İstanbul ve Çanakkale boğazları ile Marmara denizinin Avrupa kıyılarının savunulması İkinci Orduya da Çanakkale, İstanbul boğazları ile Marmara denizinin Anadolu kıyılarının savunulması verilir.19 Şubat 1915'de kısa süren İngiliz Fransız donanmalarının saldırısı Osmanlıyı ve Almanya'yı kaygılandırır. Çanakkale savunması için Alman Mareşali Liman Von Sandres görevlendirilir. Yeni komutan mevcut savunma planını hatalı görerek değiştirmek ister (23 Şubat 1915). Enver Paşa ve Osmanlı karargahı planın değişmesini istemez (24 şubat 1915). Liman Von Sandres yeni bir plan hazırlayarak çalışmalarını yürütmeye başlar. Siyasi yoldan yaptığı temaslarla da Enver Paşayı ikna etmeye çalışır.Yeni savunma planına göre Gelibolu yarımadasına büyük çapta askeri bir kuvvet getirilir. Düşmanın asker çıkarması ihtimali olan bölgelere siperler kazılır. Makineli tüfekler ve toplar yerleştirilir. Tabyaların savunulması güçlendirilir. Karaya asker çıkarılmasının önlenmesi ve gemilerin boğazdan geçmelerinin önlenmesi için mayın döşenir. Düşman saldırısına kuvvetlerimiz hazır duruma getirilir. Yalnız Liman Von Sandres'i en çok düşündüren şey Türk ordusunun yoksulluğudur. Askerin kullandığı silah, düşman askerinin 50-60 yıl önce kullandığı silahtır. Yeterli mermisi vardır. Toplar da çok eskidir mermisi de yetersizdir. Fabrikası yok ki hemen üretilsin. Almanya'dan getirtilmesi gerekir, bu da mümkün değildir. Çünkü yansız devletler, ülkelerinden cephane malzemesi geçirilmesini istemiyorlar. Ayrıca iklim şartlarına göre askerin kıyafeti de yetersizdi. Bu durumda kum torbaları bozularak kıyafet eksiklikleri giderilmiştir. Sözün kısası, Türk askeri ile düşman askeri mukayese edildiği zaman onlar kat ve kat üstündü. Askeri bizim askerimizden daha sağlıklı idi. Silahları ateş üstünlüğü bakımından çok üstün ve moderndi. Cephane yönünden de çok üstündür. Türk askerinin birkaç konuda düşman askerinden üstün özelliği vardır. Bu özellikler şunlardırTürk askerinin dinsel coşkunluğu Disiplinli oluşuSabırlı oluşuOsmanlı ordusu 1683'ten beri savunma savaşı yaptığından, savunmayı en iyi bilen asker olmasıVatanını çok sevmesi.Bu özelliklerin hepsi de hem Alman resmi tarihinde hem de İngiliz resmi tarihinde mevcuttur.Türk askerine dinsel coşku Selçuklu Sultanları tarafından kazandırılmıştır. İran'dan batının fethine gönderilen Türkmen boylarına, Hz. Ali gibi Anadolu'yu fethedip vatan yapın emri verilir. Bu nedenden dolayı Anadolu'yu fetheden, Horasanda iken Aslan Baba ve Hoca Ahmet Yesevi'ye bağlı olan Türk boylarına Alevi denilmiştir. Bu gün hangi Anadolu kasabasına gitsek mutlaka bir baba ve dede mezarına rastlarız. O mezarlarda yatanlar bu toprağı fethedip, Türkleştirip, İslamlaştıran alperenlerdir. Osmanlılar da devşirme çocuklarını Bektaşi tarikatı özelliklerine göre yetiştirerek Türklük ve İslamlık yüksek duygusu ile 1683 yılına kadar Viyana'ya kadar batıyı fethetmişlerdir. Akıl ve ilim yolundan ayrılan ilmiye sınıfının etkisi ile gerek Osmanlı yöneticileri gerekse Türk askeri zamanın gelişmelerine uyum sağlayamamış. Kanuni dönemine kadar Avrupa'ya top, silah ve cephane satan Osmanlı, dışarıdan silah ve cephane alır hale gelmiş ve yoksullaşmıştır. Ama bu yoksul asker 1683 yılından beri yenilerek, ölerek 1918 Şubatına kadar çekilmiş fakat Çanakkale vahşi batının saldırılarına bu vatan benimdir diye bir kahramanlık destanı yazdırarak büyük bir zafer kazanmıştır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Misafir Kalem (A) / diğer yazıları
- RESUL BALCI: Karlar düşerken / 22.02.2025
- Niçin organik cilt ürünlerini tercih etmeliyiz? / 01.06.2014
- Ali Ekber ARAS / 17.12.2013
- İbretlik ve dramatik bir olay: Yassıçemen Savaşı / 15.10.2012
- Savaşsız işgal ya da kaldırım taşlarını yemek / 12.10.2012
- Gavur Kadı / 21.09.2012
- Doğru söze ne denir? / 14.09.2012
- Süslü cümleler.... / 14.09.2012
- Çözümün önünden çekil! / 07.09.2012
- 2011'de neler olmadı' (Hüsamettin Çalışkan) / 04.01.2012
- Niçin organik cilt ürünlerini tercih etmeliyiz? / 01.06.2014
- Ali Ekber ARAS / 17.12.2013
- İbretlik ve dramatik bir olay: Yassıçemen Savaşı / 15.10.2012
- Savaşsız işgal ya da kaldırım taşlarını yemek / 12.10.2012
- Gavur Kadı / 21.09.2012
- Doğru söze ne denir? / 14.09.2012
- Süslü cümleler.... / 14.09.2012
- Çözümün önünden çekil! / 07.09.2012
- 2011'de neler olmadı' (Hüsamettin Çalışkan) / 04.01.2012