logo
30 NİSAN 2025

Çanakkale savaşları bitmiş miydi!

18.03.2006 00:00:00


Batının gözü, öteden beri Türkiye'nin de içinde bulunduğu Ortadoğu coğrafyası üzerindedir. Bu coğrafyada kilit nokta ise, kavşak noktası olarak da millet unsuru olarak da hep Türkiye olmuştur. Çanakkale Savaşları bunun en canlı misallerinden birisidir. Fırsat bulduğunda, gözü kestiğinde hançerini sırtımıza saplamaktan geri kalmamıştır yedi düvel.Yurdumuzun hemen hemen her yerinden Gelibolu'ya gelen Mehmetçik vatan savunması için mücadele vermiştir. Savaşa erkek göndermeyen hane kalmamıştı neredeyse çoğu yerde. Çanakkale ateş topu olmuştu, bütün gönüllere düşüyor ve sineleri kor aleve dönüştürüyordu. Şehitler, gaziler, yeşil sarıklıların biri diğerini tamamlıyordu. Yaşamak değil, şehit olmaktı tercih edilen. Böyle olmasaydı 57. Alay ölümsüzlüğe ulaşabilir miydi, gönüllerimizin enginliğinde kendine yer bulabilir miydi? Taarruzu değil, askerine ölmeyi emreden komutan Mustafa Kemal ve vatan için mukaddesat için seve seve ölüme koşan asker Mehmet, işte Çanakkale'nin sırrı buydu.Bizim ülke topraklarımız ve bağımsızlığımız millet olarak bize ucuza mal olmamıştır. Verilen milli mücadele ile, neredeyse vatanımızın her karış toprağı şehitlerimizin kanı ile sulanarak can bulmuştur. Sadece Çanakkale de verdiğimiz şehit sayısı 250 binden fazladır. Tarihin tekerrür etmemesi için, geçmişimizin çok iyi bilinmesi gerekir ki, geleceğe ait kaygılarımız en aza insin. Son yıllarda, kurtuluş yıldönümü kutlamalarının engellenmeye çalışılması, hafızalardan silinmesi için gayret sarf edilmesinin sebebi ne ola ki. Adeta tarihi yargılamak ve unutturmak içindir. Biz hafızamızı silerken, dün bizi tarihten silmek isteyen güçler, sürekli ideallerini canlı tutsunlar diyedir. Geçtiğimiz aylarda yaptığımız Bosna-Hersek ziyaretinde Sırp ve Hırvat ailelerin, çocuklarına her yemek vaktinde, sofra duası yapar gibi "senin baban, senin deden bu gün aramızda olacaktı. Ama onları barbar Türkler öldürdüler" şeklinde beyinleri yıkanmaktadır.Global güçler dün askeri olarak yapmadıklarını, bu gün siyasi olarak yapmaktadırlar. AKP hükümetinin şaşılacak cüretiyle, Çanakkale diplomasiye kurban verilmektedir, Türkiye Avrupa Birliği adına, globalleşme adına BOP adına peşkeş çekilmektedir. Bugün Gelibolu yarımadasının en hâkim tepelerinde, her taraftan görülebilen haç anıtlar dikilmiştir. İşgal güçlerine ait asker mezarları öbek öbek kurtarılmış haçlı bölgeleri haline getirilmiştir. Buna karşın Türk askerlerinin şehitlikleri aradan geçen şu kadar zamana kadar olması gereken bakım ve düzenden uzak vaziyettedir. Savaş hatıraları çürümeye terk edilmiş durumdadır. Sanki bizim 250 bin Mehmedimize kıyan bunlar değilmiş gibi, sanki kıtalar ötesinden topraklarımızı elimizden almaya, namusumuzu kirletmeye gelenler bunlar değilmiş gibi davranılmaktadır. Eğer düşman muvaffak olsaydı, bugünkü Irak'ta yaşananlar gelmeyecek miydi milletimizin başına. Haçlarını kendileri dikmeyecekler miydi en hâkim tepelere. Mostar köprüsünü havaya uçurduktan sonra en hâkim tepeye haç diken Hırvatların yaptıklarını yapmayacak mıydı ehli salip. İşte bu gün siyasi iradenin boyun eğmesi sonucu haçlı işgal etmiş durumda Gelibolu yarımadasını. Toprak talepleri ise sıra bekliyor, fırsat kolluyor.Haç ile Hilalin mücadelesi eskimeyen ve çağın koşullarına göre devam eden bir mücadeledir. Haçlı seferleri günümüzde de değişik isimler altında devam etmektedir. Bunu inkâr etmek var olan realiteyi ortadan kaldırmaz, olsa olsa başımızı toprağa gömmek olur. Dün kılıç kullanılırken, bugün savaşlarda bomba ve bilgi araç olarak kullanılmaktadır. Tarihin bidayetinden beri savaşan toplar ve silahlar değil, savaşan inançlar olmuştur.Tarih tekerrürden ibarettir. Devlet olarak ve millet olarak ayakta kalabilmek, varlığımızı sürdürebilmek için bilgiye ve tecrübeye ihtiyaç vardır. Bu bilginin nesilden nesile aktarılmasına ihtiyacımız vardır. Bilginin doğruluğu ve yanlışlığı nasıl anlaşılır. Hele bu bilgi sosyal bir bilim ise, tarihi hafıza çok önemlidir. Milletlerin, medeniyetlerin, devletlerin ölçüleri, bakış açıları, ideallerini bilmek çok önemlidir. Ayakta kalabilmek ve de kâinat devleti olabilmek tarihi iyi okumak, milli kimliğimize sahip çıkmak ve teknolojiyi kuşanmak, milli stratejiler üretebilmek ile mümkündür. Bilgi işlemin oldukça ilerlediği ve yaygınlık kazandığı günümüzde bir hususun altını çizmekte fayda vardır. Teknoloji ile medeniyet iki ayrı kavramdır. Teknoloji araç, medeniyet amaçtır. Araçlar amaçlara hizmet ettiği ölçüde kıymetlidir. Medeniyet insanlıktır, ahlaktır, erdemdir, vatana, millete, bayrağa, sancağa bağlılıktır bu değerleri yüceltmektir. Teknoloji ise bu amaca ulaşmak için kullanılan vasıtalardır. Bilgi kirliliğinin üst düzeyde yaşandığı günümüzde bilginin doğrusunu, faydalısını alabilmek; yanlış bilgi ile kayıplara uğramamak için medeniyetimizi iyi tanımak, kimliğimize, milli ideallerimize sahip çıkmak gerekir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
 
Doç. Dr. Ahmet H. Kepekçi / diğer yazıları
Erdoğan'dan 'telef' çıkışı
'Daha kaç CHP'li...'
'Kanal İstanbul gündemimizde yok'
Murat Kurum'dan açıklama
Bahçeli'ye 'pişmiş aş' tepkisi
'Teröristbaşını Meclis'e çağıran zat...'
Bilirkişi raporu 'asli kusurlu' dedi
Fatma Zehra Kınık: 'Asli kusurlu olduğumu kabul etmiyorum'
ABD'den iki ülkeye yaptırım
Listede 6 kurum ve 6 kişi bulunuyor
Kıbrıs'ta EOKA hortluyor
MSB'den dikkat çekici açıklama
ABD Başkanı Donald Trump
Görevindeki ilk 100 gününü değerlendirdi
ABD'den iki başkente sert uyarı!
'Somut adım atılmazsa biz yokuz'
Dış açıkta korkutan artış
3 ayda 22,5 milyar dolar oldu
Türk-İş açlık ve yoksulluk sınırını açıkladı
Açlık sınırı 24 bin lirayı aştı
8 Yıl içinde %50 arttı
Beynimizde birikiyor!
FETÖ operasyonu
169 şüpheli yakalandı
Borsa operasyonu
12 şüpheli gözaltına alındı
'Açlıktan ölüyoruz'
Gazzeli çocuklardan dünyaya mesaj
Bayram mı, hak arama mücadelesi mi?
Yarın 1 Mayıs
Erdoğan'dan 'telef' çıkışı
'Daha kaç CHP'li...'
'Kanal İstanbul gündemimizde yok'
Murat Kurum'dan açıklama
Bahçeli'ye 'pişmiş aş' tepkisi
'Teröristbaşını Meclis'e çağıran zat...'
Bilirkişi raporu 'asli kusurlu' dedi
Fatma Zehra Kınık: 'Asli kusurlu olduğumu kabul etmiyorum'
ABD'den iki ülkeye yaptırım
Listede 6 kurum ve 6 kişi bulunuyor
Kıbrıs'ta EOKA hortluyor
MSB'den dikkat çekici açıklama
ABD Başkanı Donald Trump
Görevindeki ilk 100 gününü değerlendirdi
ABD'den iki başkente sert uyarı!
'Somut adım atılmazsa biz yokuz'
Dış açıkta korkutan artış
3 ayda 22,5 milyar dolar oldu
Türk-İş açlık ve yoksulluk sınırını açıkladı
Açlık sınırı 24 bin lirayı aştı
8 Yıl içinde %50 arttı
Beynimizde birikiyor!
FETÖ operasyonu
169 şüpheli yakalandı
Borsa operasyonu
12 şüpheli gözaltına alındı
'Açlıktan ölüyoruz'
Gazzeli çocuklardan dünyaya mesaj
Bayram mı, hak arama mücadelesi mi?
Yarın 1 Mayıs
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.