Milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy'un vefatının yıldönümünde, yakın tarihimizin canlı şahidi olan eseri Safahat'ı, raftan indiriyoruz, kütüphanelerden çekip alıyoruz, eğer yoksa evimizde, mutlaka ve derhal bir Safahat alıp okumaya başlıyoruz.
Cevabını bulamadığımız ya da cevabında anlaşamadığımız nice sorulara tokat gibi cevaplar Safahat'ta.
Ne pahasına olursa olsun, sonuna kadar AB' diyenlere, Vatikan'ın rüzgarına kapılıp sabah akşam kilise-haç servisi yapanlara öyle okkalı cevaplar var ki; sizin konuşmanıza hiç gerek kalmayacak.
Başınızı ellerinizin arasına alın, gözlerinizi kapatın ve çocuğunuza, eşinize, arkadaşınıza okutacağınız şu mısralara can kulağınızı verin. Akif, mezardan mı kalkmış ne?
"Ey cemaat, yeter Allah için olsun, uyanın...
Sesi pek korkunç öter sonra kulaklarda çanın!
Yeryüzünü yerinden oynattı yıkılırken İran...
Belki bir kıl bile ürpermedi sizden, bu ne kan!
Hiç sıkılmaz mısınız Hazret-i Peygamberden
Ki, uzaklardaki bir Mümini incitse diken
Temiz kalbinde o sıkıntının duyarmış acısını
Peygamberin ruhu sizden elbette olur davacı.
Ey Cemaat, uyanın. Yoksa hemen gün batacak
Uyanın! korkuyorum pişmanlık gecesi gelip çatacak!
Ne vapurlarla trenler sizi uyandırdı,
Ne de toplar bu derin uykuya bir kâr etti!
Sizi kim kaldıracak, sürûmu İsrafil'in?
Etmeyin... Memleketin hali fenalaştı... Gelin!
Gelin Allah için olsun ki zaman tehlikeli
Perdenin arkası - Allah bilir ama -kanlı!
Siz ki son ümit ışığısınız İslam'ın
Medeni milletlerin öfkesine artık direnin!
Şimdilik barışa sebep ordumuzun kuvvetidir
Bir de stratejik konumumuzun kıymetidir.
* * *
Peygamber yurdu bu toprak; şehitler burcu bu yer
Bir yıkık türbesinin üstüne Mevla titrer!
Dışı baştan başa bir büyük neslin hatıralarıyla
İçi de boydan boya milyonla şehid cesediyle doludur.
Şehadete öyle doymuş ki bu öksüz toprak
Oh, bir sıksa insan otları, kan fışkıracak!
Böyle bir yurdu elinden çıkaran aşağılık nesil
Yerin üstünde horlanır, yerin altında ise rezil!
Hem vatan gitti mi size bir başka vatan yoktur
Çünkü mirasyedi dilenci her kapıdan kovulur!
Göçebeyken koca bir devleti bina etmiş olan
Ecdada kalkıp da sizi çingeneler gibi çadırlarda yaşıyor mu görsün?
"Çadırlarda yaşamak" dedim korkarım ondan da beter
Allah korusun yurdumuz bir çökecek olsa
Sonuçta ortaya çıkacak manzara öğle iğrenç olacak ki düşünmek bile vicdanlar için yüz karasıdır!
Bağımsızlığın değerini azıcık bilmek için
Yıkılıp çöküşün uğursuz çehresine bir bakınız
Yarılıp sanki zemin uğrayıvermiş, yer yer
Bin sefil ordu ki fertleri: Bütün aileler.
Hepsi aç, bir paraları yok, kadın erkek çıplak,
Sokağın ortası ev, kaldırımın sırtı yatak!
Geziyor çiğneyerek bunları yüzlerce köpek,
Satılık namus cevheri arıyor: Kâr edecek!
Sen işin yoksa namaz kılmak için mescit ara...
Kimi camilerin artık kocaman bir opera;
Kiminin göğsüne haç; boynuna takmışlar çan.
Cevabını bulamadığımız ya da cevabında anlaşamadığımız nice sorulara tokat gibi cevaplar Safahat'ta.
Ne pahasına olursa olsun, sonuna kadar AB' diyenlere, Vatikan'ın rüzgarına kapılıp sabah akşam kilise-haç servisi yapanlara öyle okkalı cevaplar var ki; sizin konuşmanıza hiç gerek kalmayacak.
Başınızı ellerinizin arasına alın, gözlerinizi kapatın ve çocuğunuza, eşinize, arkadaşınıza okutacağınız şu mısralara can kulağınızı verin. Akif, mezardan mı kalkmış ne?
"Ey cemaat, yeter Allah için olsun, uyanın...
Sesi pek korkunç öter sonra kulaklarda çanın!
Yeryüzünü yerinden oynattı yıkılırken İran...
Belki bir kıl bile ürpermedi sizden, bu ne kan!
Hiç sıkılmaz mısınız Hazret-i Peygamberden
Ki, uzaklardaki bir Mümini incitse diken
Temiz kalbinde o sıkıntının duyarmış acısını
Peygamberin ruhu sizden elbette olur davacı.
Ey Cemaat, uyanın. Yoksa hemen gün batacak
Uyanın! korkuyorum pişmanlık gecesi gelip çatacak!
Ne vapurlarla trenler sizi uyandırdı,
Ne de toplar bu derin uykuya bir kâr etti!
Sizi kim kaldıracak, sürûmu İsrafil'in?
Etmeyin... Memleketin hali fenalaştı... Gelin!
Gelin Allah için olsun ki zaman tehlikeli
Perdenin arkası - Allah bilir ama -kanlı!
Siz ki son ümit ışığısınız İslam'ın
Medeni milletlerin öfkesine artık direnin!
Şimdilik barışa sebep ordumuzun kuvvetidir
Bir de stratejik konumumuzun kıymetidir.
* * *
Peygamber yurdu bu toprak; şehitler burcu bu yer
Bir yıkık türbesinin üstüne Mevla titrer!
Dışı baştan başa bir büyük neslin hatıralarıyla
İçi de boydan boya milyonla şehid cesediyle doludur.
Şehadete öyle doymuş ki bu öksüz toprak
Oh, bir sıksa insan otları, kan fışkıracak!
Böyle bir yurdu elinden çıkaran aşağılık nesil
Yerin üstünde horlanır, yerin altında ise rezil!
Hem vatan gitti mi size bir başka vatan yoktur
Çünkü mirasyedi dilenci her kapıdan kovulur!
Göçebeyken koca bir devleti bina etmiş olan
Ecdada kalkıp da sizi çingeneler gibi çadırlarda yaşıyor mu görsün?
"Çadırlarda yaşamak" dedim korkarım ondan da beter
Allah korusun yurdumuz bir çökecek olsa
Sonuçta ortaya çıkacak manzara öğle iğrenç olacak ki düşünmek bile vicdanlar için yüz karasıdır!
Bağımsızlığın değerini azıcık bilmek için
Yıkılıp çöküşün uğursuz çehresine bir bakınız
Yarılıp sanki zemin uğrayıvermiş, yer yer
Bin sefil ordu ki fertleri: Bütün aileler.
Hepsi aç, bir paraları yok, kadın erkek çıplak,
Sokağın ortası ev, kaldırımın sırtı yatak!
Geziyor çiğneyerek bunları yüzlerce köpek,
Satılık namus cevheri arıyor: Kâr edecek!
Sen işin yoksa namaz kılmak için mescit ara...
Kimi camilerin artık kocaman bir opera;
Kiminin göğsüne haç; boynuna takmışlar çan.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- İktidara düşen… / 22.04.2025
- Yaşadıklarımızın resmidir / 21.04.2025
- Vefatının beşinci yıl dönümünde Haydar Baş tüm yurtta anılıyor / 15.04.2025
- Mevcut manzara seni üzmüyorsa… / 11.04.2025
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025
- Yaşadıklarımızın resmidir / 21.04.2025
- Vefatının beşinci yıl dönümünde Haydar Baş tüm yurtta anılıyor / 15.04.2025
- Mevcut manzara seni üzmüyorsa… / 11.04.2025
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025