Üst düzey Amerikan yönetici ve kurumlarının Irak'taki duruma ilişkin ardı ardına Beyaz Saray'ın tezlerine aykırı açıklamalar yayınlaması, başkanlık seçimine bir aydan az süre kala Başkan George W. Bush'u Demokrat rakibi Senatör John Kerry karşısında zor durumda bıraktı.
Bush'un tezlerine karşı darbe niteliğindeki bu gelişmeler, Amerikan silah denetçilerinin başkanının, Irak'ta kitle imha silahı olmadığını açıklaması, işgalin ilk döneminde Irak'taki sivil Amerikan yönetiminin başında bulunan Paul Bremer'in yeterli sayıda Amerikan askerinin Irak'ta görev yapmamasından şikayet etmesi ve Merkezi Haberalma Teşkilatı'nın (CIA) bir raporunda, Irak'ın devrik lideri Saddam Hüseyin ile terörist Ebu Musab Zerkavi ile işbirliği yaptığına ilişkin kanıt bulunmadığını bildirmesinden oluştu.
Başkan Bush'u en fazla sıkıntıya sokan gelişme, bizzat Washington yönetiminin Irak'taki kitle imha silahlarının araştırılması için oluşturduğu denetleme komisyonunun başkanı Charles Duelfer'in açıklamalarından geldi.
Duelfer, Kongre'de yaptığı konuşmada, Bush yönetiminin Irak'ın işgali için baş gerekçe gösterdiği kitle imha silahları bulunduğu iddiasını net bir dille yalanladı.
Bu konuda hazırladığı raporun bulgularını açıklayan Duelfer, Saddam Hüseyin'in, 1991 yılından sonraki yıllarda BM denetimi sürecinde Irak'ın kimyasal ve biyolojik silahlar ve bu silahların üretimi imkanlarını imha ettiğini, 1991'den sonra nükleer silah üretme programının da fiilen durduğunu söyledi. Duelfer, sonuç olarak, Irak'ın işgal edildiği donemde Saddam'ın yasadışı kitle imha silahı faaliyeti yürütmediğini doğruladı.
Başta Bush olmak üzere Washington yönetiminin birçok üst düzey ismi, Irak'ta kitle imha silahı bulunmadığı sonucuna ulaşmak için Duelfer'in raporunun beklenmesi gerektiğini savunuyordu.
Böylece, Duelfer'in açıklamaları, Bush yönetiminin temel savaş gerekçesinin geçersiz olduğu yönündeki görüşlere destek verdi.
İkincisi, Irak'ın eski sivil Amerikalı yöneticisi Paul Bremer, özel bir toplantıda yaptığı ancak medyaya sızan konuşmasında, Irak'ın ele geçirilmesinden sonra direnişlerin ortaya çıkmasının engellenmesi ve asayişin sağlanması için gereken miktardan çok daha az sayıda Amerikan askerinin ülkede görev yaptığından şikayet etti. Bremer, Saddam'ın devrilmesinden sonra Bağdat'ın yağmalanmasının önüne geçilemeyişini de büyük bir hata olarak değerlendirdi.
Bush'a yakın bir isim olarak bilinen Bremer'in bu eleştirileri, Demokratlarca Beyaz Saray yönetimine yöneltilen suçlamaları güçlendirdi.
Üçüncü olarak da ABC televizyonunun haberine göre CIA, savaş öncesinde Bush yönetiminin Saddam-El Kaide ilişkisine kanıt olarak gösterdiği, terörist Ebu Musab Zerkavi'nin Saddam Hüseyin ile işbirliği yaptığı iddiasını doğrulayacak kesin kanıt olmadığı sonucuna vardı. ABC, bu yöndeki CIA raporunun, Beyaz Saray'a sunulduğunu belirtti.
Bütün bu gelişmelere karsın Başkan Bush, Pennsylvania eyaletinde yaptığı son seçim mitinginde, Irak savaşının tümüyle haklı olduğunu savunarak, bundan sonra da herhangi bir terör tehdidi algılaması durumunda Irak örneğindeki gibi önceden harekete geçmekten kaçınmayacağını söyledi.
Bush'un tezlerine karşı darbe niteliğindeki bu gelişmeler, Amerikan silah denetçilerinin başkanının, Irak'ta kitle imha silahı olmadığını açıklaması, işgalin ilk döneminde Irak'taki sivil Amerikan yönetiminin başında bulunan Paul Bremer'in yeterli sayıda Amerikan askerinin Irak'ta görev yapmamasından şikayet etmesi ve Merkezi Haberalma Teşkilatı'nın (CIA) bir raporunda, Irak'ın devrik lideri Saddam Hüseyin ile terörist Ebu Musab Zerkavi ile işbirliği yaptığına ilişkin kanıt bulunmadığını bildirmesinden oluştu.
Başkan Bush'u en fazla sıkıntıya sokan gelişme, bizzat Washington yönetiminin Irak'taki kitle imha silahlarının araştırılması için oluşturduğu denetleme komisyonunun başkanı Charles Duelfer'in açıklamalarından geldi.
Duelfer, Kongre'de yaptığı konuşmada, Bush yönetiminin Irak'ın işgali için baş gerekçe gösterdiği kitle imha silahları bulunduğu iddiasını net bir dille yalanladı.
Bu konuda hazırladığı raporun bulgularını açıklayan Duelfer, Saddam Hüseyin'in, 1991 yılından sonraki yıllarda BM denetimi sürecinde Irak'ın kimyasal ve biyolojik silahlar ve bu silahların üretimi imkanlarını imha ettiğini, 1991'den sonra nükleer silah üretme programının da fiilen durduğunu söyledi. Duelfer, sonuç olarak, Irak'ın işgal edildiği donemde Saddam'ın yasadışı kitle imha silahı faaliyeti yürütmediğini doğruladı.
Başta Bush olmak üzere Washington yönetiminin birçok üst düzey ismi, Irak'ta kitle imha silahı bulunmadığı sonucuna ulaşmak için Duelfer'in raporunun beklenmesi gerektiğini savunuyordu.
Böylece, Duelfer'in açıklamaları, Bush yönetiminin temel savaş gerekçesinin geçersiz olduğu yönündeki görüşlere destek verdi.
İkincisi, Irak'ın eski sivil Amerikalı yöneticisi Paul Bremer, özel bir toplantıda yaptığı ancak medyaya sızan konuşmasında, Irak'ın ele geçirilmesinden sonra direnişlerin ortaya çıkmasının engellenmesi ve asayişin sağlanması için gereken miktardan çok daha az sayıda Amerikan askerinin ülkede görev yaptığından şikayet etti. Bremer, Saddam'ın devrilmesinden sonra Bağdat'ın yağmalanmasının önüne geçilemeyişini de büyük bir hata olarak değerlendirdi.
Bush'a yakın bir isim olarak bilinen Bremer'in bu eleştirileri, Demokratlarca Beyaz Saray yönetimine yöneltilen suçlamaları güçlendirdi.
Üçüncü olarak da ABC televizyonunun haberine göre CIA, savaş öncesinde Bush yönetiminin Saddam-El Kaide ilişkisine kanıt olarak gösterdiği, terörist Ebu Musab Zerkavi'nin Saddam Hüseyin ile işbirliği yaptığı iddiasını doğrulayacak kesin kanıt olmadığı sonucuna vardı. ABC, bu yöndeki CIA raporunun, Beyaz Saray'a sunulduğunu belirtti.
Bütün bu gelişmelere karsın Başkan Bush, Pennsylvania eyaletinde yaptığı son seçim mitinginde, Irak savaşının tümüyle haklı olduğunu savunarak, bundan sonra da herhangi bir terör tehdidi algılaması durumunda Irak örneğindeki gibi önceden harekete geçmekten kaçınmayacağını söyledi.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.