Ardarda gelen itiraflar Amerika ve askerlerini aklayamayacak.
İşgal ordusu kaynakları, İnsan Hakları İzleme komitesinin teyit ettiği bilgileri kabul ederek Afganistan'da gözlem altında tuttuğu insanların öldüğünü itiraf ettiler.
Gözönündeki insanları öldüren işgalcilerin gözlem altına aldıkları kişileri öldürmesinden daha doğal ne olabilir ki..
Afganistan'ın havadan ve karadan düzenlenen saldırılarla kevgire döndürülmesinden sonra ne Taliban'ın kökü kazındı ne de Ladin yakalandı.
Ortada görünmeyen bir tehdit vardı ve Washington bu sanal tehdite karşı büyük bir mücadele veriyordu.
Kendi evinde baskın yiyen Amerika, başkalarının evinde aynı terörü uygulamaya koyuldu.
Terörün ve teröristin zaman zaman karşısında, işine yattığında yanında olan Amerika'nın kendi terörünü destekler operasyonlar düzenlemesi artık doğal karşılanır olmaya başlandı.
Avrupa'nın kısmi desteğini ardına alan Bush, bu yolu çok iyi kullanarak Irak'a sokuldu ve orada petrol ve su güzergahlı bir konuşlanma gerçekleştirdi.
Bölgedeki insanların haklı direnişini kırmak için ise son teknolojik silahlar ve bombalar kullanıldı.
İnsan hayatı hassasiyeti, yerini ulusal menfaatlere terketti.
Ulusallığı aşan uluslararası bir paylaşıma Irak'ta şahit olduk.
Bush'a köstek olacak sanılan Fransa ve Almanya sırf kendi çıkarları için Irak'taki işgale dur diyemediler.
Rusya,Akdeniz'e inme umutlarına güneyden engel çıkmasın diye zaman zaman Türkiye ve İşgalcilerle at koşturdu.
Güvenlik Konseyi'nde Irak'ın dramatik durumu değil, Irak'taki çıkarlar oylanırken Irak'ta kadınlar ve çocuklar hapishanelerde işkence görmekteydi.
Bu kaosta Filistin'i terör adına vuran İsrail en kazançlı çıkan ülke oldu.
Afganistan ve Irak'ta değil sadece insan hakları dramı.
Guantanamo'da, Filistin'de, Çeçenya'da ve diğer bölgelerde de yaşandı ve yaşanmaya devam etmekte.
Ebu Gureyb skandalından sonra ortaya çıkan Afganistan'daki gözaltı ölümleri Guantanamo ve Filistin'le ayyuka çıkmış durumda.
Yeni dünya düzeni kurgusuyla yeni ve düzensiz bir ortam doğuran Washington'un itirafları arttıkça, günahlar çıkarılmaya başlandıkça onun gerçek yüzünü tam olmasa da görebiliyorsunuz.
Bunlar görünen yüz.
Nice olaylar yaşandı, nice kan ve gözyaşı akıtıldı ki...
Ne itiraf, ne itiraflar,nice itiraflar..
Son değil ve son da olmayacak.
İşgal ordusu kaynakları, İnsan Hakları İzleme komitesinin teyit ettiği bilgileri kabul ederek Afganistan'da gözlem altında tuttuğu insanların öldüğünü itiraf ettiler.
Gözönündeki insanları öldüren işgalcilerin gözlem altına aldıkları kişileri öldürmesinden daha doğal ne olabilir ki..
Afganistan'ın havadan ve karadan düzenlenen saldırılarla kevgire döndürülmesinden sonra ne Taliban'ın kökü kazındı ne de Ladin yakalandı.
Ortada görünmeyen bir tehdit vardı ve Washington bu sanal tehdite karşı büyük bir mücadele veriyordu.
Kendi evinde baskın yiyen Amerika, başkalarının evinde aynı terörü uygulamaya koyuldu.
Terörün ve teröristin zaman zaman karşısında, işine yattığında yanında olan Amerika'nın kendi terörünü destekler operasyonlar düzenlemesi artık doğal karşılanır olmaya başlandı.
Avrupa'nın kısmi desteğini ardına alan Bush, bu yolu çok iyi kullanarak Irak'a sokuldu ve orada petrol ve su güzergahlı bir konuşlanma gerçekleştirdi.
Bölgedeki insanların haklı direnişini kırmak için ise son teknolojik silahlar ve bombalar kullanıldı.
İnsan hayatı hassasiyeti, yerini ulusal menfaatlere terketti.
Ulusallığı aşan uluslararası bir paylaşıma Irak'ta şahit olduk.
Bush'a köstek olacak sanılan Fransa ve Almanya sırf kendi çıkarları için Irak'taki işgale dur diyemediler.
Rusya,Akdeniz'e inme umutlarına güneyden engel çıkmasın diye zaman zaman Türkiye ve İşgalcilerle at koşturdu.
Güvenlik Konseyi'nde Irak'ın dramatik durumu değil, Irak'taki çıkarlar oylanırken Irak'ta kadınlar ve çocuklar hapishanelerde işkence görmekteydi.
Bu kaosta Filistin'i terör adına vuran İsrail en kazançlı çıkan ülke oldu.
Afganistan ve Irak'ta değil sadece insan hakları dramı.
Guantanamo'da, Filistin'de, Çeçenya'da ve diğer bölgelerde de yaşandı ve yaşanmaya devam etmekte.
Ebu Gureyb skandalından sonra ortaya çıkan Afganistan'daki gözaltı ölümleri Guantanamo ve Filistin'le ayyuka çıkmış durumda.
Yeni dünya düzeni kurgusuyla yeni ve düzensiz bir ortam doğuran Washington'un itirafları arttıkça, günahlar çıkarılmaya başlandıkça onun gerçek yüzünü tam olmasa da görebiliyorsunuz.
Bunlar görünen yüz.
Nice olaylar yaşandı, nice kan ve gözyaşı akıtıldı ki...
Ne itiraf, ne itiraflar,nice itiraflar..
Son değil ve son da olmayacak.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Cevat Kışlalı / diğer yazıları
- Suikastın geri planı / 09.05.2006
- Sessizliğin sesi / 28.03.2006
- 8 Mart Dünya Kadınlar Günü / 08.03.2006
- Hangi ittifak, hangi kadın? / 26.01.2006
- Varoluş mücadelesi / 24.01.2006
- Bu M.E.M'leket bizim / 01.12.2005
- Çözüm mü dediniz? / 27.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 04.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 21.10.2005
- Felaket kapıda / 19.10.2005
- Sessizliğin sesi / 28.03.2006
- 8 Mart Dünya Kadınlar Günü / 08.03.2006
- Hangi ittifak, hangi kadın? / 26.01.2006
- Varoluş mücadelesi / 24.01.2006
- Bu M.E.M'leket bizim / 01.12.2005
- Çözüm mü dediniz? / 27.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 04.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 21.10.2005
- Felaket kapıda / 19.10.2005