"İngiliz diplomat Wilfred Scawen Blunt, Osmanlı halifesi yerine bir Arap halife ikamet etmeyi kendisine dava edinmişti. Arapların İstanbul'a arkalarını dönmelerini sağlamak için yoğun çaba içindeydi. 1880'lerin başlarında yazdığı bir makalede kulaklarının Yemen'de çıkacak bir isyan haberini duymaya odaklandığını belirtmişti. İsyan çıkması halinde Arapların yanında savaşacağını söyleyecek kadar açık davranmıştı. "Lavrens"in esin kaynağı olan Blunt'un işi gücü Osmanlı Hilafetinin nüfuzunu zayıflatmanın yollarını aramaktı. Blunt'a göre iç Arabistan'da zuhur eden "Vehhabilik" reformcu bir hareketti ve İngiltere'nin dikkate alması gereken olumlu bir gelişmeydi." Yukarıdaki satırlar Abdullah Muradoğlu'nun "Hep 'Bulunt'lar 'Lavrens'ler mi kazanacak? (Yenişafak, 3 Şubat 2015) başlıklı köşe yazısının girişi..Muradoğlu o günlerin Şii-Sünni ilişkiler seyrini şöyle özetliyor:"Blunt Türklerle Araplar arasındaki bağların kopmasını(?) düşlüyordu.(?) Blunt'un bir gelişme dikkatini çekmişti. Hoşnutsuz kaldığı anlaşılan bu gelişmeyi Blunt, "Şu dikkate değerdir ki, son 50 yıllık süre zarfında Şiilik ve Sünnilik arasındaki dini keskinlik fark edilir şekilde gerilemektedir."Muradoğlu devam ediyor:"Blunt'un gözlemi doğruydu. 19. yüzyıl'da, özellikle Sultan Abdülhamit'in "İslam İttihadı" politikasına ağırlık vermesi, önemli bir kısmı Batı sömürgesi altına giren İslam dünyasında geniş yankı yaptı. Şiiler de gözlerini İstanbul'a çevirdiler. I. Dünya Savaşı'nda Irak'taki Şii ulema Osmanlı Halifesinin "Cihat Fetvası"na destek verdi."Ve Muradoğlu dikkatleri Gazeteci Patrick Cockburn'un yeni çıkan "İslam Devleti'nin Yükselişi" isimli kitabında yer alan şu saptamalar çekiyor:"- Londra'daki bir Müslüman arkadaşım bana şunu söylemişti: İngiltere'de Sünni ya da Şii, herhangi bir Müslüman'ın adres defterini karıştır, kendi topluluğunun dışındaki insanlara ait çok az isme rastlarsın."Abdullah Muradoğlu kısaltarak alıntıladığımız yazısında günümüz gerçeğini ise aşağıdaki satırlarla dile getiriyor:"Wilfred Blunt'un hayali gerçekleşti, Osmanlı da, Hilafet de yıkıldı. Şimdi de İslam dünyasının merkezi toprakları şiddetle koyulaştırılmış bir fırkacılığın kurbanı. Sünniler Şiilere, Şiiler Sünnilere, Sünniler Sünnilere karşı."Ve Muradoğlu yazısını öfke ve üzüntü ile noktalıyor: "Şapka çıkarmak lazım Blunt'lara ve yazık bunlara aldanan Müslümanlara."İşte Prof. Dr. Haydar Baş'ın "Sünni-Şiir kardeştir" şeklinde özetlenebilecek "Ehl-i Beyt'te kenetlenme seferberliği" Tevhidi gerçekleştirecek ve günümüz Wilferd Blunt'larının tuzaklarını dağıtacak bir ufkun, bir ilmin, bir ihsanın cennet meyvesidir.Oyun bozulmuştur?Sünnileri Şiilere, Şiileri Sünnilere düşman etmek için varını yoğunu ortaya koyan adı adımıza benzeyen Wilfert Bulutlar değil, "İnsan gönüldür, gönül" diyen Prof. Dr. Haydar Baş komutasındaki ilim ve irfan ordusu zafere ulaşacak, Tevhid Bayrağını burçlara dikecektir?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Hasan Demir / diğer yazıları
- Artık yeter! / 02.11.2015
- Artık yeter! / 28.09.2015
- Sandıktan ne çıkacak! / 21.09.2015
- Böyle milliyetçilik olur mu? / 12.09.2015
- AKP başımıza neler getirecek! / 11.09.2015
- Şehit ve gaziden korkanlar! / 07.09.2015
- Kripto Ermeniler! / 29.08.2015
- Atatürk sandıktan çıkmadı! / 24.08.2015
- Bu ne biçim üslup böyle! / 22.08.2015
- Asalet nerede? / 16.08.2015
- Artık yeter! / 28.09.2015
- Sandıktan ne çıkacak! / 21.09.2015
- Böyle milliyetçilik olur mu? / 12.09.2015
- AKP başımıza neler getirecek! / 11.09.2015
- Şehit ve gaziden korkanlar! / 07.09.2015
- Kripto Ermeniler! / 29.08.2015
- Atatürk sandıktan çıkmadı! / 24.08.2015
- Bu ne biçim üslup böyle! / 22.08.2015
- Asalet nerede? / 16.08.2015