Bilginizi zulme aracı olarak ve zalime basamak olarak kullanıyor veya kullandırıyorsanız bu mektubun muhatabı sizsiniz. Sahip olduğunuz ilmi neşrederken, adeta cımbızla seçerek iktidar sahiplerini rahatsız edecek, onların rahatını bozacak bölümlerini gizliyorsanız bu mektubun muhatabı siz olabilirsiniz. Cümle zalimler, zorbalar, haksızlar, hukuksuzlar, bütün bu cürümlerini sizin ilminizi basamak olarak kullanıp meşru gösteriyorsa, siz bu suçları işleyenlerin yanında, yakınında ve arkasında durduğunuz için kitleler size bakıp "koskoca alimin durduğu yerde olmalıyız" yanılgısına düşüyor ve buna siz sebep oluyorsanız bu mektubun muhatabı sizsiniz demektir.Dördüncü İmam Zeynelabidin (a.s.)'ın çağdaşı olan İmam Zühri, sahip olduğu ilmini, birikimini Emevi saltanatının devamı için bir merdiven, bir payanda olarak kullanmış ve karşılığında Emevi sarayına postunu sermiştir.Düştüğü acıklı durumu müşahede eden İmam Zeynelabidin (a.s.) onu uyarmak için bir mektup yazmıştır. Prof. Dr. Haydar Baş'ın Ehl-i Beyt külliyatından takip edeceğimiz bu çok önemli mektup, günümüz alimlerine, hocalarına ve proflarına da çok şeyler söylemektedir: "Allah bizi ve sizi fitnelerden korusun ve ateşe yakalanmaman için sana merhamet etsin. Bugün öyle bir duruma düşmüşsün ki, seni tanıyan herkesin sana acıması gerekir. Şüphesiz, Allah sana verdiği sağlıklı vücut ve uzun ömür ile yükünü ağırlaştırmıştır. Kur'an ilmini sana öğrettiği, seni dininde fakih kıldığı ve Peygamberi olan Hz. Muhammed(s.a.v)'in sünnetini sana tanıttığından dolayı da hüccetleri sana tamam olmuştur. Sana verdiği her nimet ve gösterdiği her delil karşısında da sana bazı vazifeleri farz kılmıştır. Bu ihsanları, şükretmeni denemek ve fazlını sana aşikar etmek için yapmıştır ancak. Nitekim buyuruyor ki; '?Nimetlerime şükrederseniz nimetimi artırırım, nankörlük ederseniz, şüphe yok ki azabım pek çetindir?' (İbrahim: 7).Öyleyse bak, gör, yarın Allah'ın huzuruna çıktığında nasıl birisi olacaksın, 'sana verdiği nimetlere nasıl riayet ettin ve emrine bıraktığı hüccetleri nasıl eda ettin' diye sorguya çekecektir. Sanma ki, Allah senin mazeretini kabul edip kusurlarına göz yumacaktır. Heyhat, heyhat! Sandığınız gibi değildir. Allah alimlerden, '(semavi kitapların hakikatlerini) insanlara mutlaka açıklayacaksınız ve gizlemeyeceksiniz' diye söz almıştır. (Al-i İmran: 187).Bil ki, gizlediğin en ufak hak ve taşıdığın en hafif günah, zalime yaklaşmakla ve davetini kabul etmekle onun yalnızlık ve korkusunu giderip, sapıklık yolunu ona kolaylaştırmandır.Beni korkutan şey, yarın günahınla birlikte hainlerle Allah'ın huzuruna çıkman ve zalimlerin zulmüne yardım etme karşılığında aldığın ücretten de sorguya çekilmendir. Çünkü, sen hakkın olmayan bir malı alarak hiç kimsenin hakkını vermeyen bir adama yaklaşmışsın, ona yaklaşmanla da hiçbir batılı önleyememiş ve Allah'a düşmanlık eden bir kimseyle de dostluk kurmuşsun.Acaba onlar seni kendi yanlarına çağırmakla kendi zulüm değirmenlerinin etrafında döndürdükleri bir eksen, kendi gayelerine ulaşmak için bir köprü, dalaletlerine bir merdiven, sapık yollarına tebliğci ve gittikleri yolu izleyen birisi yapmamışlar mı? Seninle gerçek alimler arasında şüphe icat ederek cahillerin kalplerini kendilerine çekiyorlar. Onların fesatlarının üzerini kapatmakta, has ve ammenin ayağını onların kapısına açmaktasın. Onların en yakın vezir ve güçlü yardımcılarının bile yapmadıkları hizmeti sen yapmaktasın. Senden aldıkları şeye karşılık verdikleri ne de azdır. Senin için onardıkları değersiz şey karşısında, gör, başına neyi yıkıyorlar? (Verdikleri dünya mal ve makamı karşısında ahretini ve şerefini yok ediyorlar).(?)Beni en fazla korkutan şey, Allah'ın şu ayette buyurduğu gibi olmandır: 'Onların ardından da (ayetleri tahrif karşılığında) şu değersiz dünya malını alıp, nasıl olsa bağışlanacağız, diyerek Kitab'a varis olan birtakım kötü kimseler geldi. Onlara, ona benzer bir menfaat daha gelse onu da alırlar. Peki, Kitap'ta Allah hakkında gerçekten başka bir şey söylemeyeceklerine dair onlardan söz alınmamış mıydı ve onlar Kitap'takini okumamışlar mıydı? Âhiret yurdu sakınanlar için daha hayırlıdır. Hala aklınız ermiyor mu?' (A'raf: 169).(?)Kısa bir mühlet verildiğine göre çabuk davran. Zira, sen yaptığın işten habersiz olmayan biriyle karşı karşıyasın; seni koruyup kollayan durumundan gafil değildir. Hazır ol ki, uzun yolculuk yaklaşmıştır. Sanma ki bu sözlerle seni kınayıp azarlamak ve kusurlarını dile getirmek istiyorum. Hayır! Allah'ın, kaybettiğin isabetli görüşünü diriltmesini ve dininden unuttuğun şeyi geri çevirmesini istiyorum ve Allah-u Teala'nın Kur'an'daki şu sözünü hatırlatırım: 'Hatırlat, gerçekten hatırlatmak mü'minlere fayda verir.' (Zariyat: 55).Yaşıtlarının ve tanıdıklarının öldüğünü ve onlardan sonra boynuzu kırık koyun gibi yardımcısız kaldığını unuttun mu? Bak, senin düçar olduğun duruma onlar da düçar oldu mu? Veya senin düştüğün uçuruma onlar da düştü mü? Veya senin hatırladığın hayıra, onlar da iltifat gösterdi mi? Ya da senin bildiğin şeyi onlar da biliyorlar mı?(?)Beni en fazla korkutan şey, Allah'ın buyurduğu şu kimselerden olmandır: 'Nihayet onların peşinden öyle bir nesil geldi ki, bunlar namazı bıraktılar; nefislerinin arzularına uydular. Bu yüzden ileride sapıklıklarının cezasını çekecekler.' (Meryem: 59).Allah, Kur'an'ın yükünü senin omzuna bırakıp ilmini sana emanet vermiş ve sen ise onu zayi etmişsin. Seni düçar ettiği beladan bizleri kurtaran Allah'a hamd olsun. Vesselam." (Prof. Dr. Haydar Baş, İmam Zeynelabidin, s; 481-484).
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Gelsin / 25.04.2025
- İktidara düşen… / 22.04.2025
- Yaşadıklarımızın resmidir / 21.04.2025
- Vefatının beşinci yıl dönümünde Haydar Baş tüm yurtta anılıyor / 15.04.2025
- Mevcut manzara seni üzmüyorsa… / 11.04.2025
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- İktidara düşen… / 22.04.2025
- Yaşadıklarımızın resmidir / 21.04.2025
- Vefatının beşinci yıl dönümünde Haydar Baş tüm yurtta anılıyor / 15.04.2025
- Mevcut manzara seni üzmüyorsa… / 11.04.2025
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025