Bu maden eti lezzetli yapıyor
Binlerce yıldır madencilik yapılan, zengin maden kaynaklarına sahip olan Gümüşhane’de değerli madenlerin yanında tarih boyunca fırınlarda kullanılan bileği taşları da ‘Mangal taşı’ yapılarak ekonomiye kazandırılıyor
27.06.2020 11:00:00
Türkiye'de adını değerli bir madenden alan tek il olan Gümüşhane'de 17 yıl önce genç girişimci Serdar Demirağ tarafından ekmek yapılan kara fırınlarda kullanılan taş "mangal taşı" yapılarak "Gümüşhane ızgara taşı" adıyla Türkiye ve dünyanın dört bir tarafına satılıyor. Pişirilen ürünler direk ateşle temas etmediği için sağlığa zararı olmayan taşın çerçeveli, ayaklı, sobalı ve tüple çalışanı da yapıldı.
Ciddi bir talep var
Aynı zamanda muhtarı olduğu İkisu köyündeki atölyesinde taşı kesip işleyen Demirağ hem il merkezindeki dükkanı hem de kurduğu internet sitesi aracılığıyla Türkiye ve dünyanın dört bir yanına bu ürünleri satıyor.
Topraktan çıkarılması zor olan ve iş makineleriyle devasa kütleler halinde çıkan taşı önce biçtirip sonra plakalar haline getirdiklerini ardından da yağ kanallarını açtıklarını kaydeden Demirağ, bir süre sadece taş olarak sattıkları ürüne talep artınca bu kez taşı şekillendirerek ayak yapıp, çerçevelediklerini, soba haline dönüştürüp tüple çalışanını bile yaptıklarını söyledi.
İnternet üzerinden de satışı yapılıyor
Taşın ekonomiye kazandırılma sürecini anlatan Demirağ, "Bizim yöremizde daha önce bileği taşı denilen taşı bütün Türkiye'ye nasıl yayabiliriz diye düşünce içerisine girdik. Çıkarılması da zor. Makine büyük kütleler halinde toprağın altından çıkarıyor. Ondan sonra gerekli kalınlıkta biçiyoruz. Sıkıntılı bölgelerini çıkarıp ince plakalar haline getirip ölçülendirip, yağ kanallarını açıyoruz. Sadece taş olarak bırakmadık, çerçeveli, ayaklı, sobalı, tüple çalışanını da yaptık. İç piyasada rağbet görünce bunu paket yapıp kargoyla Türkiye'nin her yerine ve yurtdışına gönderiyoruz. Kendi internet sayfamızı da kurduk oradan da satış yapıyoruz" dedi.
Taşın sağlığa zararı yok
Gümüşhane mangal taşının çok uzun yıllardan beri yöre halkının özellikle köylerdeki kara fırınlarda üzerinde ekmek pişirdiğini kaydeden Demirağ, "Biz bunu nasıl geliştirebiliriz ve Türkiye'ye nasıl tanıtabiliriz düşüncesi içerisine girerek böyle bir çalışma yaptık. Bunun üzerinde pişen yiyecek sadece kendi suyu ve yağıyla pişiyor. Pişirdiğiniz et alev, is, duman görmüyor. Sağlık açısından da çok iyi. Karbonmonoksit, kanserojen yok. Son yıllarda halkımız sağlığına daha çok önem veriyor. Onun için bu ürün çok güzel satıyor. Bu taşın sağlığa herhangi bir zararı olmadığına dair hem üniversiteden hem Atom Enerjisi Kurumundan alınmış tahlillerimiz de var" diye konuştu.
Mangal taşıyla etler daha leziz
Kullandıkları taşın kesinlikle granit olmadığının altını çizen Demirağ, "Bu taşta et, köfte, balık, tavuk, palamut balığı çok güzel oluyor. Pizza yapanlar, kete, lemis, gözleme yapanlar, küçük ekmekler yapanlar var. Alanlar çok memnun" ifadelerini kullandı. İHA
Ciddi bir talep var
Aynı zamanda muhtarı olduğu İkisu köyündeki atölyesinde taşı kesip işleyen Demirağ hem il merkezindeki dükkanı hem de kurduğu internet sitesi aracılığıyla Türkiye ve dünyanın dört bir yanına bu ürünleri satıyor.
Topraktan çıkarılması zor olan ve iş makineleriyle devasa kütleler halinde çıkan taşı önce biçtirip sonra plakalar haline getirdiklerini ardından da yağ kanallarını açtıklarını kaydeden Demirağ, bir süre sadece taş olarak sattıkları ürüne talep artınca bu kez taşı şekillendirerek ayak yapıp, çerçevelediklerini, soba haline dönüştürüp tüple çalışanını bile yaptıklarını söyledi.
İnternet üzerinden de satışı yapılıyor
Taşın ekonomiye kazandırılma sürecini anlatan Demirağ, "Bizim yöremizde daha önce bileği taşı denilen taşı bütün Türkiye'ye nasıl yayabiliriz diye düşünce içerisine girdik. Çıkarılması da zor. Makine büyük kütleler halinde toprağın altından çıkarıyor. Ondan sonra gerekli kalınlıkta biçiyoruz. Sıkıntılı bölgelerini çıkarıp ince plakalar haline getirip ölçülendirip, yağ kanallarını açıyoruz. Sadece taş olarak bırakmadık, çerçeveli, ayaklı, sobalı, tüple çalışanını da yaptık. İç piyasada rağbet görünce bunu paket yapıp kargoyla Türkiye'nin her yerine ve yurtdışına gönderiyoruz. Kendi internet sayfamızı da kurduk oradan da satış yapıyoruz" dedi.
Taşın sağlığa zararı yok
Gümüşhane mangal taşının çok uzun yıllardan beri yöre halkının özellikle köylerdeki kara fırınlarda üzerinde ekmek pişirdiğini kaydeden Demirağ, "Biz bunu nasıl geliştirebiliriz ve Türkiye'ye nasıl tanıtabiliriz düşüncesi içerisine girerek böyle bir çalışma yaptık. Bunun üzerinde pişen yiyecek sadece kendi suyu ve yağıyla pişiyor. Pişirdiğiniz et alev, is, duman görmüyor. Sağlık açısından da çok iyi. Karbonmonoksit, kanserojen yok. Son yıllarda halkımız sağlığına daha çok önem veriyor. Onun için bu ürün çok güzel satıyor. Bu taşın sağlığa herhangi bir zararı olmadığına dair hem üniversiteden hem Atom Enerjisi Kurumundan alınmış tahlillerimiz de var" diye konuştu.
Mangal taşıyla etler daha leziz
Kullandıkları taşın kesinlikle granit olmadığının altını çizen Demirağ, "Bu taşta et, köfte, balık, tavuk, palamut balığı çok güzel oluyor. Pizza yapanlar, kete, lemis, gözleme yapanlar, küçük ekmekler yapanlar var. Alanlar çok memnun" ifadelerini kullandı. İHA