Fenerbahçe 10 kişi kalan rakibi önünde maçı koparamadan zar zor kazandı.
İşin açıkçası bu kadar zayıf ve hazırlıksız bir rakip karşısında Fenerbahçe 2'den fazla gol bulmalıydı.
Kadıköy'de her şey Fenerbahçe açısından çok iyi başladı. Fenerbahçe maçın hemen 3. dakikasında golü buldu.
Bu gol tamamıyla Edin Dzeko'nun zekasının ürünü idi.
Dzeko gol vuruşunun hemen öncesinde kendisine asist yapan Tadic'i zeka dolu bir pasla görünce gol de oluşmuş oldu.
Bunu özellikle yazıyorum çünkü bu pozisyonda bir çok futbolcu Tadic yerine Dzeko'nun hemen önünde kaleye ilerleyen Mert Hakan Yandaş'ı tercih edip hücumu şansa bırakırdı.
Dzeko aynı satranç oyuncusu gibi sadece önündeki pozisyonu değil iki hamle sonrasını düşündü ve kendine pozisyonu hazırlamış oldu.
Bu golde Tadic'in ellerini açarak Dzeko'dan pas istemesi de kendisinin Dzeko ile aynı frekansta düşündüğünü göstermesi açısından önemli.
İkinci gol de ayrı bir güzeldi. Bu golde Szymanski öyle bir ince asist yaptı ki bu yüzden tüm övgüleri hak ediyor.
Fenerbahçe için işlerin yolunda gittiği bu ilk yarım saatlik sürede rakip Gaziantep Futbol Kulübü Takımı bir de Maxim'in sersemce itirazlar yüzünden gördüğü kartlar ile 10 kişi kaldı.
İkinci sarı kart öncesi itirazdan değil ama Szymanski'ye yaptığı sert hareketten sonra doğrudan kırmızı kartla bile ihraç edilebilirdi.
Gelgelelim Fenerbahçe bu durumdan yararlanacağı yerde adeta futbol olarak etkisiz hale geldi.
Futbol için çok da tuhaf olmayabilecek bir durum aslında zira zaman zaman eksik kalan takımlar rakipleri karşısında daha bir dirençli oynuyorlar ve rakiplerine ecel terleri döktürüyorlar.
Herhalde Fenerbahçe de strese girdi ve istediği oyunu oynayamadı.
Fenerbahçe'yi takım olarak çok da suçlamak istemiyorum zira dünya üstünde Fenerbahçe'nin ilk yarım saatte gösterdiği performansı bir maçın tamamında gösterebilecek bir oyun milyonda bir kere olur.
Yani böyle bir takım dünya üzerinde yok ve bugüne kadar da olmadı.
Yine yani o ilk yarım saatlik bölümde Fenerbahçe zaten gerekeni yapmış idi.
Fakat gelin görün ki Fenerbahçe Gaziantep'ten bir de duran top golü yedi. Bu golde üzülerek söylüyorum ki Altay ellerinin önündeki topu tokatlasa gol gerçekleşmeyecekti.
Ayrıca gelen ortaya hiçbir Fenerli futbolcunun kafa ile müdahale edememesi gibi arka direkte golü atan Arda ile bir Gaziantepli futbolcunun bomboş olması da savunma adına yazılacak önemli eksiler.
Savunma demişken bu karşılaşmada Becao'nun birkaç kez oyunu geriden başlatmak isterken topu rakibe vermesi de dikkatimi çekti.
İnşallah bu hatalar sürekli devam etmez. Yalnız kendisi hakkında şunu da söylemek lazım ki rakip atakları keserken ilk hamleleri başarılı ve bir risk de olsa rakibi orta sahada başarılı bir şekilde karşılayabiliyor.
İkinci yarıya gelirsek Fenerbahçe açısından bu yarıda da kayda değer bir değişiklik olmadı.
Sıkıntılı futbol devam etti ve üstelik 55'te Tadiç bütün bunlar yetmezmiş gibi penaltıdan yararlanamadı.
İsmail Kartal kenarda bu sıkıntılara çözüm üretmeye çalışsa da hamleleri sonuç vermedi.
Üstelik oyuna aldığı Michy Batshuayi tel tel döküldü.
Daha önce takımda muhakkak kalması gerektiğini yazdığım Batshuayi bu performans ile beni yalancı çıkarıyor işin açıkçası.
78'den bir misal. Bu dakikada Batshuayi kendisine gelen topu kontrol mü etmek istedi ya da pas mı vermek istedi anlaşılmayan hareketle topu rakibine ikram etti.
Aslında sadece top Batshuayi'ye çarptı ve rakibe gitti. Ayrıca Michy'nin daha pek çok pas hatası var.
Tabii burda bir teknik adamlık yanlışı da var. Bütün bir hafta takımı çalıştıran İsmail Kartal asli görevi olan formda oyuncuyu takıma monte etme anlamında Batshuayi özelinde başarısız.
Yani bu adam gittikçe formdan düşmüş, pas atamıyor ve sıkıntılı hale gelen maçı çözmesi için oyuna alınıyor.
İsmail Kartal'ın daha bir dikkatli olması lazım. Herşey bilgisayardaki istatistikler ile çözülmüyor bence.
Bir de algılayan ve gözlemleyen insan zihni var. Ona da önem vermek lazım.
Sevgili Batshuayi sen de şunu anlamalısın ki yer aldığın takım bir dünya markası. Buraya önemli futbolcular gelir ve de bunun sonucu forma rekabeti de olur.
Sen bir profesyonelsin. Böyle durumlara hazırlıklı değil misin?
Karşılaşmanın hakemi Abdulkadir Bitigen'nin performansı da vasatı geçemedi. Son dakikada top Dusan Tadic'in eline çarptı mı yoksa bir elle oynama mı var.
Ben çözemedim ama sen de çözemedin. Top daha önce auta mı çıktı. Yoksa maçı bütün bunlardan önce bitirdin mi?
Yani burada bir penaltı varsa skor 2-2 olacak. Bence konu hassas. Artık yorumları dinleyeceğiz ve okuyacağız.
İşin açıkçası bu kadar zayıf ve hazırlıksız bir rakip karşısında Fenerbahçe 2'den fazla gol bulmalıydı.
Kadıköy'de her şey Fenerbahçe açısından çok iyi başladı. Fenerbahçe maçın hemen 3. dakikasında golü buldu.
Bu gol tamamıyla Edin Dzeko'nun zekasının ürünü idi.
Dzeko gol vuruşunun hemen öncesinde kendisine asist yapan Tadic'i zeka dolu bir pasla görünce gol de oluşmuş oldu.
Bunu özellikle yazıyorum çünkü bu pozisyonda bir çok futbolcu Tadic yerine Dzeko'nun hemen önünde kaleye ilerleyen Mert Hakan Yandaş'ı tercih edip hücumu şansa bırakırdı.
Dzeko aynı satranç oyuncusu gibi sadece önündeki pozisyonu değil iki hamle sonrasını düşündü ve kendine pozisyonu hazırlamış oldu.
Bu golde Tadic'in ellerini açarak Dzeko'dan pas istemesi de kendisinin Dzeko ile aynı frekansta düşündüğünü göstermesi açısından önemli.
İkinci gol de ayrı bir güzeldi. Bu golde Szymanski öyle bir ince asist yaptı ki bu yüzden tüm övgüleri hak ediyor.
Fenerbahçe için işlerin yolunda gittiği bu ilk yarım saatlik sürede rakip Gaziantep Futbol Kulübü Takımı bir de Maxim'in sersemce itirazlar yüzünden gördüğü kartlar ile 10 kişi kaldı.
İkinci sarı kart öncesi itirazdan değil ama Szymanski'ye yaptığı sert hareketten sonra doğrudan kırmızı kartla bile ihraç edilebilirdi.
Gelgelelim Fenerbahçe bu durumdan yararlanacağı yerde adeta futbol olarak etkisiz hale geldi.
Futbol için çok da tuhaf olmayabilecek bir durum aslında zira zaman zaman eksik kalan takımlar rakipleri karşısında daha bir dirençli oynuyorlar ve rakiplerine ecel terleri döktürüyorlar.
Herhalde Fenerbahçe de strese girdi ve istediği oyunu oynayamadı.
Fenerbahçe'yi takım olarak çok da suçlamak istemiyorum zira dünya üstünde Fenerbahçe'nin ilk yarım saatte gösterdiği performansı bir maçın tamamında gösterebilecek bir oyun milyonda bir kere olur.
Yani böyle bir takım dünya üzerinde yok ve bugüne kadar da olmadı.
Yine yani o ilk yarım saatlik bölümde Fenerbahçe zaten gerekeni yapmış idi.
Fakat gelin görün ki Fenerbahçe Gaziantep'ten bir de duran top golü yedi. Bu golde üzülerek söylüyorum ki Altay ellerinin önündeki topu tokatlasa gol gerçekleşmeyecekti.
Ayrıca gelen ortaya hiçbir Fenerli futbolcunun kafa ile müdahale edememesi gibi arka direkte golü atan Arda ile bir Gaziantepli futbolcunun bomboş olması da savunma adına yazılacak önemli eksiler.
Savunma demişken bu karşılaşmada Becao'nun birkaç kez oyunu geriden başlatmak isterken topu rakibe vermesi de dikkatimi çekti.
İnşallah bu hatalar sürekli devam etmez. Yalnız kendisi hakkında şunu da söylemek lazım ki rakip atakları keserken ilk hamleleri başarılı ve bir risk de olsa rakibi orta sahada başarılı bir şekilde karşılayabiliyor.
İkinci yarıya gelirsek Fenerbahçe açısından bu yarıda da kayda değer bir değişiklik olmadı.
Sıkıntılı futbol devam etti ve üstelik 55'te Tadiç bütün bunlar yetmezmiş gibi penaltıdan yararlanamadı.
İsmail Kartal kenarda bu sıkıntılara çözüm üretmeye çalışsa da hamleleri sonuç vermedi.
Üstelik oyuna aldığı Michy Batshuayi tel tel döküldü.
Daha önce takımda muhakkak kalması gerektiğini yazdığım Batshuayi bu performans ile beni yalancı çıkarıyor işin açıkçası.
78'den bir misal. Bu dakikada Batshuayi kendisine gelen topu kontrol mü etmek istedi ya da pas mı vermek istedi anlaşılmayan hareketle topu rakibine ikram etti.
Aslında sadece top Batshuayi'ye çarptı ve rakibe gitti. Ayrıca Michy'nin daha pek çok pas hatası var.
Tabii burda bir teknik adamlık yanlışı da var. Bütün bir hafta takımı çalıştıran İsmail Kartal asli görevi olan formda oyuncuyu takıma monte etme anlamında Batshuayi özelinde başarısız.
Yani bu adam gittikçe formdan düşmüş, pas atamıyor ve sıkıntılı hale gelen maçı çözmesi için oyuna alınıyor.
İsmail Kartal'ın daha bir dikkatli olması lazım. Herşey bilgisayardaki istatistikler ile çözülmüyor bence.
Bir de algılayan ve gözlemleyen insan zihni var. Ona da önem vermek lazım.
Sevgili Batshuayi sen de şunu anlamalısın ki yer aldığın takım bir dünya markası. Buraya önemli futbolcular gelir ve de bunun sonucu forma rekabeti de olur.
Sen bir profesyonelsin. Böyle durumlara hazırlıklı değil misin?
Karşılaşmanın hakemi Abdulkadir Bitigen'nin performansı da vasatı geçemedi. Son dakikada top Dusan Tadic'in eline çarptı mı yoksa bir elle oynama mı var.
Ben çözemedim ama sen de çözemedin. Top daha önce auta mı çıktı. Yoksa maçı bütün bunlardan önce bitirdin mi?
Yani burada bir penaltı varsa skor 2-2 olacak. Bence konu hassas. Artık yorumları dinleyeceğiz ve okuyacağız.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Göksu / diğer yazıları
- Mustafa'dan Fener'e hayat öpücüğü / 07.04.2025
- Fenerbahçe için hazin son / 03.04.2025
- Artık namağlup değil / 30.03.2025
- Bodrumspor beklendiği gibi çıkmadı / 29.03.2025
- Hak ettiğimiz yerdeyiz / 24.03.2025
- A Ligi'ne yaklaştık / 21.03.2025
- Elveda şampiyonluk / 17.03.2025
- Sanchez Safuri'yi imha etti / 15.03.2025
- Çok yazık oldu / 14.03.2025
- Galibiyet Torreira ile geldi / 10.03.2025
- Fenerbahçe için hazin son / 03.04.2025
- Artık namağlup değil / 30.03.2025
- Bodrumspor beklendiği gibi çıkmadı / 29.03.2025
- Hak ettiğimiz yerdeyiz / 24.03.2025
- A Ligi'ne yaklaştık / 21.03.2025
- Elveda şampiyonluk / 17.03.2025
- Sanchez Safuri'yi imha etti / 15.03.2025
- Çok yazık oldu / 14.03.2025
- Galibiyet Torreira ile geldi / 10.03.2025