Galataport'tan sonra Tüpraş da yargı duvarına çarptı. Tüpraş'ın yüzde 14.76'sının Ofer'e satışıyla ilgili mahkeme kararının da eli kulağında. Sırada Erdemir için açılan dava var. Özelleştirmeden de sorumlu olan Maliye Bakanı Unakıtan ve ekibi doğru dürüst bir ihale yapamayacak mı?!!!
TÜPRAŞ için ikinci kez ihaleye çıkılırken, ilk özelleştirmenin iptalinden gerekli derslerin alındığı söylenmişti. Danıştay kararı yine birçok hata yapıldığını ortaya koyuyor. Demek ki, "Babalar gibi satmak"la iş bitmiyor. Hukuka uygun satmak gerekiyor.Gerçi Danıştay'ın çok az bir çoğunlukla aldığı belirtilen kararının gerekçesi bilinmiyor (önemli gelişmeleri tetikleyen bu tür kararlarda gerekçenin de hemen açıklanması doğru olur) ama davayı açan Petrol - İş Sendikası'nın başvurusunda ipuçları var. Petrolİş'in avukatı Gökhan Candoğan 13 Eylül 2005 tarihinde verdiği dilekçede, ihale için yürütmenin durdurulması ve iptal talebini ağırlıklı olarak sosyal nedenlere dayandırdı: "İhale şartnamesinde çalışanları, yatırımı ve üretimi koruyucu hüküm yok. Oysa şartname ve sözleşmeye konulacak hükümler ile alıcı şirketin ülke ve çalışanların hak ve çıkarlarını gözetici kuralları kabule zorlanması büyük önem taşıyor." Açıkçası sendika, özelleştirme sonrası işçi çıkarılmasından ve gücünü yitirmesinden kaygılanıyor. Zira Petrol-İş Genel Başkanı Mustafa Öztaşkın, çeşitli röportajlarla, "İşinizden olmamak, sendikanın nimetlerinden kopmamak için mi özelleştirmeye karşısınız" sorusuna şu yanıtı vermişti: "Özelleştirilse bile TÜPRAŞ çalışanına ve bize birşey olmaz. Çünkü tüm işçilerimiz kalifiye ve istihdam fazlalığı da yok." Peki şimdi ne olacak? * Kimilerine göre "hiçbir şey yapmadan" Danıştay'ın esasa yönelik kararını beklemek şart. Bu da en az 6 ay belirsizlik demek. * Kimileri geçmişteki Çitosan ve USAŞ örneklerini gösterip, ihale bedeli ödendikten ve devir işlemleri tamamlandıktan sonra verilen yargı kararlarının uygulanabilirliği olmadığını söylüyor. * Aralarında Adalet Bakanı Çiçek'in de bulunduğu kimilerine göre ise, yargı kararı herkesi bağladığı için gereğinin yerine getirilmesi gerekiyor.Erdal Şafak / Sabah
TÜPRAŞ için ikinci kez ihaleye çıkılırken, ilk özelleştirmenin iptalinden gerekli derslerin alındığı söylenmişti. Danıştay kararı yine birçok hata yapıldığını ortaya koyuyor. Demek ki, "Babalar gibi satmak"la iş bitmiyor. Hukuka uygun satmak gerekiyor.Gerçi Danıştay'ın çok az bir çoğunlukla aldığı belirtilen kararının gerekçesi bilinmiyor (önemli gelişmeleri tetikleyen bu tür kararlarda gerekçenin de hemen açıklanması doğru olur) ama davayı açan Petrol - İş Sendikası'nın başvurusunda ipuçları var. Petrolİş'in avukatı Gökhan Candoğan 13 Eylül 2005 tarihinde verdiği dilekçede, ihale için yürütmenin durdurulması ve iptal talebini ağırlıklı olarak sosyal nedenlere dayandırdı: "İhale şartnamesinde çalışanları, yatırımı ve üretimi koruyucu hüküm yok. Oysa şartname ve sözleşmeye konulacak hükümler ile alıcı şirketin ülke ve çalışanların hak ve çıkarlarını gözetici kuralları kabule zorlanması büyük önem taşıyor." Açıkçası sendika, özelleştirme sonrası işçi çıkarılmasından ve gücünü yitirmesinden kaygılanıyor. Zira Petrol-İş Genel Başkanı Mustafa Öztaşkın, çeşitli röportajlarla, "İşinizden olmamak, sendikanın nimetlerinden kopmamak için mi özelleştirmeye karşısınız" sorusuna şu yanıtı vermişti: "Özelleştirilse bile TÜPRAŞ çalışanına ve bize birşey olmaz. Çünkü tüm işçilerimiz kalifiye ve istihdam fazlalığı da yok." Peki şimdi ne olacak? * Kimilerine göre "hiçbir şey yapmadan" Danıştay'ın esasa yönelik kararını beklemek şart. Bu da en az 6 ay belirsizlik demek. * Kimileri geçmişteki Çitosan ve USAŞ örneklerini gösterip, ihale bedeli ödendikten ve devir işlemleri tamamlandıktan sonra verilen yargı kararlarının uygulanabilirliği olmadığını söylüyor. * Aralarında Adalet Bakanı Çiçek'in de bulunduğu kimilerine göre ise, yargı kararı herkesi bağladığı için gereğinin yerine getirilmesi gerekiyor.Erdal Şafak / Sabah
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.