BTP’li Eyercioğlu: Hedefte Türkiye var. Hükümet tiyatroyu bırakıp tedbir almalı
Eyercioğlu, “Bir an önce başta hükümet yetkilileri olmak üzere bu tiyatro oyunundan vazgeçmeli ve Türkiye'nin yakın tehdit içerisine girdiğini, bu savaşın içerisinde artık anlık bir mesafede bulunduğunu görebilmeleri lazım” dedi.
05.10.2024 13:19:00
Bülent Tapıcı
Bülent Tapıcı
Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Ömer Eyercioğlu İsrail'in Gazze ile başlayan ve Lübnan ile devam eden saldırılarını değerlendirdi.
İsrail'in Lübnan'dan sonra Suriye'ye yöneleceğini ifade eden Eyercioğlu asıl hedefin ise Türkiye olduğunu söyledi.
Eyercioğlu yenimesaj.com.tr'ye yaptığı açıklamada, "Artık söylemlerden öte Türkiye'nin Haçlı seferinin karşısında kendi koruma zincirini oluşturması lazım" dedi.
Prof. Dr. Eyercioğlu şunları söyledi;
"Şimdi Lübnan'dan atlama taşı Şam olacaktır, Suriye olacaktır. Suriye'den sonra Irak dahil olmak üzere İran ve Türkiye devreye girecek. Bunun sıralamasının nasıl olacağını da zaman belirleyecek.
Uzun yıllardan beri Türkiye üzerinde oynanan oyunu hep birlikte görmemiz lazım. F-35 ile ilgili bize uygulanan ambargolarla ilgili, verilmeyen silahlarımız, satın aldığımız silahlar ile ilgili, hava savunma sistemi noktasında NATO'dan aldığımız haksız direnci üst üste getirdiğiniz zaman bu savaşın aslında kime karşı yürütüldüğünü ve hedefte kimlerin olduğunu anlamak çok zor değil. Bu bakımdan bir an önce başta hükümet yetkilileri olmak üzere bu tiyatro oyunundan vazgeçmeli ve Türkiye'nin yakın tehdit içerisine girdiğini, bu savaşın içerisinde artık anlık bir mesafede bulunduğunu görebilmeleri lazım.
Bugün Suriye'nin Halep Havaalanı dahil bombalayan güçler nereye kadar yerleşmiş durumda, dikkat ederseniz Kıbrıs'ta üsler var burası çalışıyor, Kürecik Üssü bizim içimizde ve bize rağmen çalışıyor, İncirlik bizim içimizde ve bize rağmen çalışıyor. Doğu Akdeniz'de yerleşik bir ABD donanması var ve bunun yanında Dedeağaç'ta yığınak yapmış bir askeri güç var.
Bütün bunlar güya müttefikimiz veya bir parçası olduğumuz NATO ekseninde de şekilleniyor ama NATO ekseninde Türkiye bir türlü kendini savunacak silahları bile elde edemiyor hatta parasını ödediği uçakları bile alamıyor. Bunun karşısında çeşitli direnç noktaları, çeşitli bahaneler gösteriliyor.
İşte bütün bunların bu büyük fotoğrafın içerisinde değerlendirilmesi lazım ve artık söylemlerden öte Türkiye'nin bu ciddi mücadelenin, başlatılmış olan Haçlı seferinin
karşısında kendi koruma zincirini oluşturması lazım. Bu hem ülke içerisinde bir hazırlığı hem de bölge ülkeleri üzerinde ciddi bir çalışmayı gerektirir.
Eğer bunlar başarılırsa şuanda Lübnan ve Suriye üzerine kilitlenmiş olan İsrail'in durdurulması mümkün olabilecektir çünkü İsrail'de uzun vadede Batı için bir piyondur, bunu iyi görmek lazım. Eğer Batı kendi menfaatlerine aykırı bir durumun ortaya çıktığını görürse onlar da İsrail'i durduracaklardır yoksa İsrail üzerinden örtülü savaşa devam edeceklerdir."
İsrail'in Lübnan'dan sonra Suriye'ye yöneleceğini ifade eden Eyercioğlu asıl hedefin ise Türkiye olduğunu söyledi.
Eyercioğlu yenimesaj.com.tr'ye yaptığı açıklamada, "Artık söylemlerden öte Türkiye'nin Haçlı seferinin karşısında kendi koruma zincirini oluşturması lazım" dedi.
Prof. Dr. Eyercioğlu şunları söyledi;
"Şimdi Lübnan'dan atlama taşı Şam olacaktır, Suriye olacaktır. Suriye'den sonra Irak dahil olmak üzere İran ve Türkiye devreye girecek. Bunun sıralamasının nasıl olacağını da zaman belirleyecek.
Uzun yıllardan beri Türkiye üzerinde oynanan oyunu hep birlikte görmemiz lazım. F-35 ile ilgili bize uygulanan ambargolarla ilgili, verilmeyen silahlarımız, satın aldığımız silahlar ile ilgili, hava savunma sistemi noktasında NATO'dan aldığımız haksız direnci üst üste getirdiğiniz zaman bu savaşın aslında kime karşı yürütüldüğünü ve hedefte kimlerin olduğunu anlamak çok zor değil. Bu bakımdan bir an önce başta hükümet yetkilileri olmak üzere bu tiyatro oyunundan vazgeçmeli ve Türkiye'nin yakın tehdit içerisine girdiğini, bu savaşın içerisinde artık anlık bir mesafede bulunduğunu görebilmeleri lazım.
Bugün Suriye'nin Halep Havaalanı dahil bombalayan güçler nereye kadar yerleşmiş durumda, dikkat ederseniz Kıbrıs'ta üsler var burası çalışıyor, Kürecik Üssü bizim içimizde ve bize rağmen çalışıyor, İncirlik bizim içimizde ve bize rağmen çalışıyor. Doğu Akdeniz'de yerleşik bir ABD donanması var ve bunun yanında Dedeağaç'ta yığınak yapmış bir askeri güç var.
Bütün bunlar güya müttefikimiz veya bir parçası olduğumuz NATO ekseninde de şekilleniyor ama NATO ekseninde Türkiye bir türlü kendini savunacak silahları bile elde edemiyor hatta parasını ödediği uçakları bile alamıyor. Bunun karşısında çeşitli direnç noktaları, çeşitli bahaneler gösteriliyor.
İşte bütün bunların bu büyük fotoğrafın içerisinde değerlendirilmesi lazım ve artık söylemlerden öte Türkiye'nin bu ciddi mücadelenin, başlatılmış olan Haçlı seferinin
karşısında kendi koruma zincirini oluşturması lazım. Bu hem ülke içerisinde bir hazırlığı hem de bölge ülkeleri üzerinde ciddi bir çalışmayı gerektirir.
Eğer bunlar başarılırsa şuanda Lübnan ve Suriye üzerine kilitlenmiş olan İsrail'in durdurulması mümkün olabilecektir çünkü İsrail'de uzun vadede Batı için bir piyondur, bunu iyi görmek lazım. Eğer Batı kendi menfaatlerine aykırı bir durumun ortaya çıktığını görürse onlar da İsrail'i durduracaklardır yoksa İsrail üzerinden örtülü savaşa devam edeceklerdir."