Bor heba oluyor
Dünyada 4 milyar ton rezervi olduğu tahmin edilen ve neredeyse tüm sektörlerde kullanılan Bor madenini Türkiye gerektiği gibi değerlendiremiyor. Dünya rezervinin yüzde 72'sine sahip Türkiye, bor madenini ham olarak yok pahasına satıyor
03.06.2012 00:00:00
ARAŞTIRMA – ORHAN DEDE
Adı: Bor. Ona “sanayinin tuzu” da deniyor. Çünkü Bor olmadan sanayinin işlemesi, ayakta kalabilmesi ve gelişebilmesi artık mümkün değil. Dünyada tahminlere göre 4 milyar ton Bor maden rezervi bulunuyor. Bir yılda tüm dünyada yaklaşık 4 milyon ton Bor kullanılıyor.
Dünya Bor rezervleri incelendiğinde yüzde 72 rezerv oranı ile Türkiye birinci sırada yer alırken, ABD ikinci Rusya ise üçüncü sırada geliyor. Çin, Şili, Peru ve Arjantin'de de az miktarda bor rezervi bulunuyor. Türkiye dışındaki ülkelerde bulunan Bor madeninin kalitesi genellikle çok düşük. Aynı zamanda çoğunlukla derinde bulunduğundan işletme maliyeti çok yüksek olabiliyor. Türkiye'deki bor rezervleri Eskişehir, Bursa, Balıkesir ve Kütahya olmak üzere 4 bölgede bulunuyor.
Bor nerelerde kullanılıyor?
Bor'un kullanım alanları gelişen teknolojiye bağlı olarak hızla artıyor. Mıknatıslarda, manyetik tren ile ulaşım teknolojilerinde iletken ve manyetik teçhizatın yapımında, zımpara kâğıt ve taşlarında Bor kullanılmaktadır. Halojen aydınlatmada mesela 51 kilometrelik Fransa ve İngiltere arasındaki Manş Tünel'i Bor kullanılan bir sistemle aydınlatılmıştır. Lazer yazıcıların tonerlerinde, kamera ve fotoğrafçılıkta, nükleer enerji kullanımında koruma ve temizlemede ve nükleer artıkların korunmasında, bu konuda 2009 yılından itibaren ABD Enerji Bakanlığı kullanılmış nükleer yakıtları Bor içeren camlarla kaplı paslanmaz çelik kaplar içinde saklamaktadır. Piyade tüfeği, tabanca, top, tank üretiminde zırhlı araçların zırhlarını güçlendirici seramik plaklarda, kanser tedavinde, hayalet uçaklarda, Kobra helikopterlerinde, roket yakıtlarında, otomobil yakıtında, bilgisayarların şarjında, metalürji, ilaç ve kozmetik sanayinde, ileri teknoloji ve diğer birçok alanda Bor kullanılmaktadır.
Rothschild ailesinin gözü Bor'un üzerinde
Dünya ekonominse yön veren güçlü şirketlerin Bor madeninin peşine düşmesi bu zenginliğin stratejik önemini ispatlıyor. Servetlerinin 4 trilyon doları aştığı, kontrol ettikleri paranın ise 8–10 trilyon dolar olduğu tahmin edilen dünyanın en zengin ailelerinden biri olan Rothschild ailesi Türkiye'nin sahip olduğu Bor rezervine gözünü dikti. Türkiye'deki bor rezervinin işletme hakkını alarak bu konuda dünyada söz sahibi olmaya çalışan bu aile, hâlihazırda dünya elmas ticaretinin yüzde 65'ini, altın ticaretinin yüzde 40'ını, bakır-uranyum-alüminyum ticaretinin de yüzde 15'ini elinde bulunduruyor.
Bor kıymetsizmiş gibi gösteriliyor
Bor madeninin ham olarak ticareti çok büyük bir gelir sağlamıyor. Bor'un stratejik önemini gizlemeye çalışan bir takım çevreler bu madenin yıllık toplam ticaret hacminin 1,5 milyar doları geçmediğini savunuyorlar. Oysa bu ticaret hacmi, Bor madeninin ham olarak satılmasıyla elde ediliyor. İşlenmiş ve mamul hale getirilmiş Bor ürünleri ise çok yüksek karlarla satılmaktadır. Görüşlerine başvurduğumuz bazı uzmanlar, yabancılar tarafından ele geçirilmek istenen maden kaynaklarının önce kıymetsizmiş gibi gösterilmesinin, küresel planın bir parçası olduğu görüşündeler. Uzmanlar, Türkiye'nin sahip olduğu Bor zenginliğinin stratejik öneminin özellikle gizlenmeye çalışıldığını, bunun Bor madenine sahip olmak isteyen güçlerin ekmeğine yağ sürdüğünü belirttiler.
Türkiye'nin Bor'u işlemesine engel olunuyor
Türkiye, dünyanın en büyük Bor üreticisi olmasına rağmen, Bor'a dayalı ya da Bor kullanan endüstrilerde tamamen dışa bağımlı. Sanayide bazı alanlarda ham Bor kullanılırken bazen de rafine Bor kullanılıyor. Bazı uygulamalarda da her ikisi de birlikte kullanılabiliyor. Bu durumda ucuz olduğu için rafine Bor yerine ham Bor tercih ediliyor ve ülkemizden işlenmiş değil, ham Bor talep ediliyor. Ham Bor tercihi Türkiye'nin çıkarlarına ters düşüyor. Bu durum Türkiye'nin Bor konusunda teknoloji geliştirmesini ve daha fazla gelir elde etmesini engelleyen faktörlerin başında geliyor. Uzmanlar bu konuda Türkiye'nin Bor madenini ham olarak satmaması ve devletin Bor konusundaki ar-ge çalışmalarına destek vermesi gerektiği konusunda birleşiyorlar.
Adı: Bor. Ona “sanayinin tuzu” da deniyor. Çünkü Bor olmadan sanayinin işlemesi, ayakta kalabilmesi ve gelişebilmesi artık mümkün değil. Dünyada tahminlere göre 4 milyar ton Bor maden rezervi bulunuyor. Bir yılda tüm dünyada yaklaşık 4 milyon ton Bor kullanılıyor.
Dünya Bor rezervleri incelendiğinde yüzde 72 rezerv oranı ile Türkiye birinci sırada yer alırken, ABD ikinci Rusya ise üçüncü sırada geliyor. Çin, Şili, Peru ve Arjantin'de de az miktarda bor rezervi bulunuyor. Türkiye dışındaki ülkelerde bulunan Bor madeninin kalitesi genellikle çok düşük. Aynı zamanda çoğunlukla derinde bulunduğundan işletme maliyeti çok yüksek olabiliyor. Türkiye'deki bor rezervleri Eskişehir, Bursa, Balıkesir ve Kütahya olmak üzere 4 bölgede bulunuyor.
Bor nerelerde kullanılıyor?
Bor'un kullanım alanları gelişen teknolojiye bağlı olarak hızla artıyor. Mıknatıslarda, manyetik tren ile ulaşım teknolojilerinde iletken ve manyetik teçhizatın yapımında, zımpara kâğıt ve taşlarında Bor kullanılmaktadır. Halojen aydınlatmada mesela 51 kilometrelik Fransa ve İngiltere arasındaki Manş Tünel'i Bor kullanılan bir sistemle aydınlatılmıştır. Lazer yazıcıların tonerlerinde, kamera ve fotoğrafçılıkta, nükleer enerji kullanımında koruma ve temizlemede ve nükleer artıkların korunmasında, bu konuda 2009 yılından itibaren ABD Enerji Bakanlığı kullanılmış nükleer yakıtları Bor içeren camlarla kaplı paslanmaz çelik kaplar içinde saklamaktadır. Piyade tüfeği, tabanca, top, tank üretiminde zırhlı araçların zırhlarını güçlendirici seramik plaklarda, kanser tedavinde, hayalet uçaklarda, Kobra helikopterlerinde, roket yakıtlarında, otomobil yakıtında, bilgisayarların şarjında, metalürji, ilaç ve kozmetik sanayinde, ileri teknoloji ve diğer birçok alanda Bor kullanılmaktadır.
Rothschild ailesinin gözü Bor'un üzerinde
Dünya ekonominse yön veren güçlü şirketlerin Bor madeninin peşine düşmesi bu zenginliğin stratejik önemini ispatlıyor. Servetlerinin 4 trilyon doları aştığı, kontrol ettikleri paranın ise 8–10 trilyon dolar olduğu tahmin edilen dünyanın en zengin ailelerinden biri olan Rothschild ailesi Türkiye'nin sahip olduğu Bor rezervine gözünü dikti. Türkiye'deki bor rezervinin işletme hakkını alarak bu konuda dünyada söz sahibi olmaya çalışan bu aile, hâlihazırda dünya elmas ticaretinin yüzde 65'ini, altın ticaretinin yüzde 40'ını, bakır-uranyum-alüminyum ticaretinin de yüzde 15'ini elinde bulunduruyor.
Bor kıymetsizmiş gibi gösteriliyor
Bor madeninin ham olarak ticareti çok büyük bir gelir sağlamıyor. Bor'un stratejik önemini gizlemeye çalışan bir takım çevreler bu madenin yıllık toplam ticaret hacminin 1,5 milyar doları geçmediğini savunuyorlar. Oysa bu ticaret hacmi, Bor madeninin ham olarak satılmasıyla elde ediliyor. İşlenmiş ve mamul hale getirilmiş Bor ürünleri ise çok yüksek karlarla satılmaktadır. Görüşlerine başvurduğumuz bazı uzmanlar, yabancılar tarafından ele geçirilmek istenen maden kaynaklarının önce kıymetsizmiş gibi gösterilmesinin, küresel planın bir parçası olduğu görüşündeler. Uzmanlar, Türkiye'nin sahip olduğu Bor zenginliğinin stratejik öneminin özellikle gizlenmeye çalışıldığını, bunun Bor madenine sahip olmak isteyen güçlerin ekmeğine yağ sürdüğünü belirttiler.
Türkiye'nin Bor'u işlemesine engel olunuyor
Türkiye, dünyanın en büyük Bor üreticisi olmasına rağmen, Bor'a dayalı ya da Bor kullanan endüstrilerde tamamen dışa bağımlı. Sanayide bazı alanlarda ham Bor kullanılırken bazen de rafine Bor kullanılıyor. Bazı uygulamalarda da her ikisi de birlikte kullanılabiliyor. Bu durumda ucuz olduğu için rafine Bor yerine ham Bor tercih ediliyor ve ülkemizden işlenmiş değil, ham Bor talep ediliyor. Ham Bor tercihi Türkiye'nin çıkarlarına ters düşüyor. Bu durum Türkiye'nin Bor konusunda teknoloji geliştirmesini ve daha fazla gelir elde etmesini engelleyen faktörlerin başında geliyor. Uzmanlar bu konuda Türkiye'nin Bor madenini ham olarak satmaması ve devletin Bor konusundaki ar-ge çalışmalarına destek vermesi gerektiği konusunda birleşiyorlar.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.