İnternetteki "yapitr" sitesinin açtığı kampanyada, ilk elden binin üzerinde imza toplandı. Mimar ve mühendislerin yanı sıra duvarcı ustası, ev hanımı, çiftçigibi çeşitli meslek gruplarının da kurtarılması için el ele verdiği tarihi yalı için, internet üzerinde bir metin imzaya açıldı. Metnin birer örneği, Cumhurbaşkanı,Başbakan, Kültür ve Turizm Bakanı ile Vakıflar Genel Müdürü'ne de gönderildi.
Amcazade Hüseyin Paşa Yalısı yok olmak üzere
Kampanyanın yürütüldüğü internet sitesinde, Boğaziçi'nin en yaşlı yapısı olan Amcazade Hüseyin Paşa Yalısı'nın yok olma tehlikesiyle karşı karşıya bulunduğu belirtildi. Metinde, bu yapıların korunması için sorumluluğun yalnızca mülk sahibine ait olmadığı, devletin de aynı sorumluluğu taşıdığı görüşüne yer verildi. Yalının hızla yok olduğuna, birkaç yıl içinde tümüyle çürüyebileceğine uzman raporlarıyla işaret edilen sitede, "Bu tehlike apaçık ortada olmasına, yıllardır gerek mesleki yayınlarda, gerekse günlük basında yer alan uyarılara karşın, yalının kurtarılmasına ilişkin hiçbir çözüm üretilmediğini üzüntü ile görüyoruz" denildi.
Tarihi mirasın gözyaşları
Boğaz yalılarının yalnızca Türk mimarlığı değil, dünya mimarlığı açısından da özel yapılar olduğunun vurgulandığı metinde, şöyle denildi:
"Amcazade Hüseyin Paşa Yalısı, bu yapı grubunun en eski ve özgün örneğidir. Yalı, ahşap mimarinin yalnızca Boğaziçi'nde değil, bütün Anadolu'da ayakta kalabilmiş en eski örneklerinden biridir. Ancak tarihsel yapıların korunması, ayakta tutulması son derece zor ve pahalıdır. Üstelik, gerek tarihsel gerekse mimari özellikleriyle böylesine farklı bir yapıyı yenilemek özel bir bilgi birikimini de gerektirdiğinden, çok daha fazla sorumluluk taşıyan bir iştir. Mülk sahiplerinin her zaman üstesinden gelemeyecekleri bir sorumluluk ve parasal kaynak gereksinimi demektir.
Korunan miras kişilerin
değil, toplumun mirasıdır
Basında yer alan haberlerden, bu zorlukların yaşandığı ve yalının ölüme terk edildiği anlaşılmaktadır. Türkiye'deki korumacılık anlayışı, tescillenmiş yapılara ilişkin bütün sorumluluğu mülk sahibine yüklemekte, devlet yalnızca mevzuat üretme ve denetleyicilik rolünü üstlenmektedir. Oysa, tarihsel yapıların korunması kamusal bir görevdir. Korunan miras kişilerin değil, toplumun mirasıdır. Dolayısıyla devlet, birinci derecede sorumludur. İnsan yaşamında olduğu gibi böylesi yapılar için de duraksanmayacak, bürokrasinin hantallığına boyun eğilmeyecek acil müdahale anları vardır.
Yalı, yaşamla ölüm arasındaki o çok ince çizgidedir artık ve yaşama dönmesi bundan böyle devletin sorumluluğundadır. Bu nedenle, yalı, asli yasal sorumluluğu bulunan Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün müdahalesiyle ivedilikle gerçek koruma altına alınmalı ve onarımına başlanmalıdır."
Amcazade Hüseyin Paşa Yalısı yok olmak üzere
Kampanyanın yürütüldüğü internet sitesinde, Boğaziçi'nin en yaşlı yapısı olan Amcazade Hüseyin Paşa Yalısı'nın yok olma tehlikesiyle karşı karşıya bulunduğu belirtildi. Metinde, bu yapıların korunması için sorumluluğun yalnızca mülk sahibine ait olmadığı, devletin de aynı sorumluluğu taşıdığı görüşüne yer verildi. Yalının hızla yok olduğuna, birkaç yıl içinde tümüyle çürüyebileceğine uzman raporlarıyla işaret edilen sitede, "Bu tehlike apaçık ortada olmasına, yıllardır gerek mesleki yayınlarda, gerekse günlük basında yer alan uyarılara karşın, yalının kurtarılmasına ilişkin hiçbir çözüm üretilmediğini üzüntü ile görüyoruz" denildi.
Tarihi mirasın gözyaşları
Boğaz yalılarının yalnızca Türk mimarlığı değil, dünya mimarlığı açısından da özel yapılar olduğunun vurgulandığı metinde, şöyle denildi:
"Amcazade Hüseyin Paşa Yalısı, bu yapı grubunun en eski ve özgün örneğidir. Yalı, ahşap mimarinin yalnızca Boğaziçi'nde değil, bütün Anadolu'da ayakta kalabilmiş en eski örneklerinden biridir. Ancak tarihsel yapıların korunması, ayakta tutulması son derece zor ve pahalıdır. Üstelik, gerek tarihsel gerekse mimari özellikleriyle böylesine farklı bir yapıyı yenilemek özel bir bilgi birikimini de gerektirdiğinden, çok daha fazla sorumluluk taşıyan bir iştir. Mülk sahiplerinin her zaman üstesinden gelemeyecekleri bir sorumluluk ve parasal kaynak gereksinimi demektir.
Korunan miras kişilerin
değil, toplumun mirasıdır
Basında yer alan haberlerden, bu zorlukların yaşandığı ve yalının ölüme terk edildiği anlaşılmaktadır. Türkiye'deki korumacılık anlayışı, tescillenmiş yapılara ilişkin bütün sorumluluğu mülk sahibine yüklemekte, devlet yalnızca mevzuat üretme ve denetleyicilik rolünü üstlenmektedir. Oysa, tarihsel yapıların korunması kamusal bir görevdir. Korunan miras kişilerin değil, toplumun mirasıdır. Dolayısıyla devlet, birinci derecede sorumludur. İnsan yaşamında olduğu gibi böylesi yapılar için de duraksanmayacak, bürokrasinin hantallığına boyun eğilmeyecek acil müdahale anları vardır.
Yalı, yaşamla ölüm arasındaki o çok ince çizgidedir artık ve yaşama dönmesi bundan böyle devletin sorumluluğundadır. Bu nedenle, yalı, asli yasal sorumluluğu bulunan Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün müdahalesiyle ivedilikle gerçek koruma altına alınmalı ve onarımına başlanmalıdır."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.