Yine mi Prof. Dr. Haydar Baş yazısı demeyin.
Bugünün boyalı basınının gizlediği, öngörüleri çıkan tek lider olan Sayın Baş'ı halkımızın tanımasının ve ona yönelmesinin yolu yazmak ve her yerde anlatmak?
Ülkenin içinden geçtiği zor günlerde vatanını seven, bağımsızlık sevdalısı herkesin vazifesi bu üstelik.
Kendileri, 1991'deki Körfez krizinden beri asıl hedef Türkiye diyorlar. Yeni yeni demek istediği anlaşılmaya başlandı.
Güneydoğumuzdaki Kürt kardeşlerimizi devlete karşı dağa çıkartanların onlara bir hak vermeyeceğini de yıllardır anlatıyor ve yazıyor.
Hatta Kobani'de ilan edilen 3 kantondan sonra da aynı ikazı yapmış ve "Büyük İsrail'e giden yolda Alevi Kürtlere bir hak verilmesine imkân yok. Dikkat edin oyuna gelmeyin" demişti.
Aynen dedikleri gibi oldu.
Bu manada kendileri her zaman Cenab-ı Hakk'ın ilahi ikazını tekrarlar: "Siz onlardan olmadıkça onlar sizden olmazlar." (Bakara 120)
Geçtiğimiz Cuma günü, İsrail askerlerinin Mescid-i Aksa'da silahlı olduklarını iddia ettikleri üç Filistinliyi öldürmelerinde gösterdikleri cesaret, herhalde Büyük İsrail'e giden yolda sona doğru ilerlediklerini gösteriyor.
Ben, Barzani'nin kurmayı hedeflediği devlete izin vermemelerini de buna bağlıyorum.
Malum Barzani, 25 Eylül'de, referandum yapma kararı aldı. Ancak bırakın diğer devletleri, Irak'ın kuzeyindeki 3 siyasi parti de henüz referanduma destek vermiş değiller?
Türkiye seninle gurur duyuyor nidaları ile karşılandığı Türkiye'den de, Kürt meselelerini Atatürk döneminden beri kaşıyan İngiltere'den de, hatta ülkesinde açıkça meydanlarda propaganda yapmasına izin veren Almanya'dan da umduğunu bulamadı.
Şimdi gözü kulağı ABD'de imiş?
Oysa Büyük İsrail için Yahudi Barzani'ye bile izin verilmiyor.
Sayın Baş, "Ortadoğu'da lider olmak" isimli makalesinde, Dinlerarası Diyalog ve Medeniyetler İttifakı projelerinden sonra BOP ve Arap Baharı ile direkt işgallerin yaşandığı bir dönemi yazdı ve ekledi; bu dönemde Sayın Erdoğan'a gerek kalmamış gibi?
Aynı kader, Yahudi Kürt devleti hayali ile ömrünü geçiren Barzani için de geçerli?
BTP lideri, Güneydoğumuzun da içine alınacağı; Irak, İran ve Suriye topraklarından oluşacak Yahudi Kürt devletinin sonradan Büyük İsrail'e katılacağını belki 20 senedir yazıyor, anlatıyor.
Gelinen noktada o devletin kurulmasına izin vermeden ilerlenecek?
Ortadoğu'da kaynaklar savaşı şu anki tabloda, İsrail ve ABD arasında geçeceğe benziyor.
Türkiye'nin üzerinde yüzdüğü petrol denizi, işlenmemiş yer altı kaynakları düşünüldüğünde Sayın Baş'ın 1991'de ifade ettiği "Asıl hedef Türkiye" tehdidine günbegün yaklaşıyoruz.
Türk genci ise, gelecek felakete hazır değil? Hatta farkında bile değil?
İşte, üç gün sürecek icmal Gençlik Kampı bu sebeple çok önemli.
İcmal Gençlik bünyesinde yetişen gençlik, inanın, Sayın Baş'ın yazıları ve sohbetleri ile tehlikelerden, gelişmelerden haberdar.
Kulluk şuuru ile hareket eden,
Vatan sevgisi, bayrak aşkı ile dolu özel bir gençlik?
Yarın başlayacak kamp, dini ve milli bütünlüğümüz üzerine, Atatürk'ün yer aldığı, Ehl-i Beyt'in öğretildiği konuşmalarla dolu.
Milli politikalarla şekillenen siyasetin yanında, ekonomik krizin çıkış yolları ve Allah rızası istikametinde bir ömrün şifreleri de anlatılacak gençlerimize.
Değişen dünya dengelerinde Türkiye'nin bugünü ve yarını üzerine yetişecek gençler, inanın, ülkemizin ve devletimizin geleceği?
Ne diyelim, bugünün şartlarında bize bir baş lazım; bize Haydar Baş lazım.
Bugünün boyalı basınının gizlediği, öngörüleri çıkan tek lider olan Sayın Baş'ı halkımızın tanımasının ve ona yönelmesinin yolu yazmak ve her yerde anlatmak?
Ülkenin içinden geçtiği zor günlerde vatanını seven, bağımsızlık sevdalısı herkesin vazifesi bu üstelik.
Kendileri, 1991'deki Körfez krizinden beri asıl hedef Türkiye diyorlar. Yeni yeni demek istediği anlaşılmaya başlandı.
Güneydoğumuzdaki Kürt kardeşlerimizi devlete karşı dağa çıkartanların onlara bir hak vermeyeceğini de yıllardır anlatıyor ve yazıyor.
Hatta Kobani'de ilan edilen 3 kantondan sonra da aynı ikazı yapmış ve "Büyük İsrail'e giden yolda Alevi Kürtlere bir hak verilmesine imkân yok. Dikkat edin oyuna gelmeyin" demişti.
Aynen dedikleri gibi oldu.
Bu manada kendileri her zaman Cenab-ı Hakk'ın ilahi ikazını tekrarlar: "Siz onlardan olmadıkça onlar sizden olmazlar." (Bakara 120)
Geçtiğimiz Cuma günü, İsrail askerlerinin Mescid-i Aksa'da silahlı olduklarını iddia ettikleri üç Filistinliyi öldürmelerinde gösterdikleri cesaret, herhalde Büyük İsrail'e giden yolda sona doğru ilerlediklerini gösteriyor.
Ben, Barzani'nin kurmayı hedeflediği devlete izin vermemelerini de buna bağlıyorum.
Malum Barzani, 25 Eylül'de, referandum yapma kararı aldı. Ancak bırakın diğer devletleri, Irak'ın kuzeyindeki 3 siyasi parti de henüz referanduma destek vermiş değiller?
Türkiye seninle gurur duyuyor nidaları ile karşılandığı Türkiye'den de, Kürt meselelerini Atatürk döneminden beri kaşıyan İngiltere'den de, hatta ülkesinde açıkça meydanlarda propaganda yapmasına izin veren Almanya'dan da umduğunu bulamadı.
Şimdi gözü kulağı ABD'de imiş?
Oysa Büyük İsrail için Yahudi Barzani'ye bile izin verilmiyor.
Sayın Baş, "Ortadoğu'da lider olmak" isimli makalesinde, Dinlerarası Diyalog ve Medeniyetler İttifakı projelerinden sonra BOP ve Arap Baharı ile direkt işgallerin yaşandığı bir dönemi yazdı ve ekledi; bu dönemde Sayın Erdoğan'a gerek kalmamış gibi?
Aynı kader, Yahudi Kürt devleti hayali ile ömrünü geçiren Barzani için de geçerli?
BTP lideri, Güneydoğumuzun da içine alınacağı; Irak, İran ve Suriye topraklarından oluşacak Yahudi Kürt devletinin sonradan Büyük İsrail'e katılacağını belki 20 senedir yazıyor, anlatıyor.
Gelinen noktada o devletin kurulmasına izin vermeden ilerlenecek?
Ortadoğu'da kaynaklar savaşı şu anki tabloda, İsrail ve ABD arasında geçeceğe benziyor.
Türkiye'nin üzerinde yüzdüğü petrol denizi, işlenmemiş yer altı kaynakları düşünüldüğünde Sayın Baş'ın 1991'de ifade ettiği "Asıl hedef Türkiye" tehdidine günbegün yaklaşıyoruz.
Türk genci ise, gelecek felakete hazır değil? Hatta farkında bile değil?
İşte, üç gün sürecek icmal Gençlik Kampı bu sebeple çok önemli.
İcmal Gençlik bünyesinde yetişen gençlik, inanın, Sayın Baş'ın yazıları ve sohbetleri ile tehlikelerden, gelişmelerden haberdar.
Kulluk şuuru ile hareket eden,
Vatan sevgisi, bayrak aşkı ile dolu özel bir gençlik?
Yarın başlayacak kamp, dini ve milli bütünlüğümüz üzerine, Atatürk'ün yer aldığı, Ehl-i Beyt'in öğretildiği konuşmalarla dolu.
Milli politikalarla şekillenen siyasetin yanında, ekonomik krizin çıkış yolları ve Allah rızası istikametinde bir ömrün şifreleri de anlatılacak gençlerimize.
Değişen dünya dengelerinde Türkiye'nin bugünü ve yarını üzerine yetişecek gençler, inanın, ülkemizin ve devletimizin geleceği?
Ne diyelim, bugünün şartlarında bize bir baş lazım; bize Haydar Baş lazım.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Sinem Baş / diğer yazıları
- Geçmiş olsun Sayın Baş / 23.03.2020
- Gün BTP iktidarına çalışma günüdür / 19.11.2019
- Tebrikler Türk milleti! / 02.04.2019
- Ne mutlu ‘BTP’liyim’ diyebilene / 06.03.2019
- 2. buluşma iktidarın ayak sesleri / 26.02.2019
- Artık ‘Bağımsız Türkiye Partisi’ demeliyiz / 05.02.2019
- Prof. Dr. Haydar Baş’a çirkin saldırı / 11.01.2019
- Cumhuriyet ve iftiralar / 29.10.2018
- 10. Milli Ekonomi Modeli Kongresi / 29.05.2018
- Yarın 23 Nisan / 22.04.2018
- Gün BTP iktidarına çalışma günüdür / 19.11.2019
- Tebrikler Türk milleti! / 02.04.2019
- Ne mutlu ‘BTP’liyim’ diyebilene / 06.03.2019
- 2. buluşma iktidarın ayak sesleri / 26.02.2019
- Artık ‘Bağımsız Türkiye Partisi’ demeliyiz / 05.02.2019
- Prof. Dr. Haydar Baş’a çirkin saldırı / 11.01.2019
- Cumhuriyet ve iftiralar / 29.10.2018
- 10. Milli Ekonomi Modeli Kongresi / 29.05.2018
- Yarın 23 Nisan / 22.04.2018