‘Bir eline dünyayı, öbür eline de ahreti al’
Ey evlat! Bir eline dünyayı, öbür eline de ahreti al. İkisini yan yana getir. Bir yere yerleştir. Aralarından çık. Mevlâna yönel. Tek olarak Hakka yönel. Kalbin çıplak olsun; onda ne dünya ne de âhiret bulunsun. Hiçbiri olmamalı
15.02.2025 00:41:00
Haber Merkezi
Haber Merkezi
![‘Bir eline dünyayı, öbür eline de ahreti al’](resimler/haberler/29/bir-eline-dunyayi-obur-eline-de-ahreti-al-H1558037-11.webp)
![](temalar/resimler/bos.gif)
![‘Bir eline dünyayı, öbür eline de ahreti al’](resimler/haberler/29/bir-eline-dunyayi-obur-eline-de-ahreti-al-H1558037-12.webp)
![](temalar/resimler/bos.gif)
![](temalar/resimler/bos.gif)
"Ey evlat! Bir eline dünyayı, öbür eline de ahreti al. İkisini yan yana getir. Bir yere yerleştir. Aralarından çık. Mevlâna yönel. Tek olarak Hakka yönel. Kalbin çıplak olsun; onda ne dünya ne de âhiret bulunsun. Hiçbiri olmamalı.
Mevlâ'ya yöneldiğinde, sivadan (Masiva: Hak'tan gayrı işlerden) soyun. Yaratan ile yaratılmışları karıştırma. Halik'ı bırakıp halk ile olma. Bütün sebeplerden kesil. Yaratıcılık iddia edenleri yere vur. Bunları yap, sonra dünya ile âhireti bıraktığın yere git; dünyayı nefsine ver. Ahreti kalbine koy, Mevlâ'yı da sırrında sakla.
Ey evlat! Nefisle olma. Kötü arzuyla (heva) olma. Dünya ile olma. Ahireti de bırak. Hakk'ın gayrı bildiğin her şeyden silkin. Bunları yapabildiğin an, tükenmez hazineye erersin, sonsuz hazine dedikleri budur. Hidayet bu yolda olur; oraya erersen ölmek senin için muhal (imkânsız) sayılır.
Günahtan dön. Koşar adımla efendine git. Tövbe edeceğin zaman dışını ve içini temizle. Tövbe ilk defa kalple olur.
Tam ve pürüzsüz dönüşle Mevlâ'na sarıl; günah libasından çık. Mecazî manada değil, hakiki manada Allah'tan utan. Bunlar kalp işidir; olması için kalbin temiz olması şarttır. Peygamberin göstermiş olduğu yola girmek gerekir.
Kalıbın kendine has işi vardır. Kalbe de has olan bazı işler bulunur. Sebep kisvesinden soyunmak, kullara dayanmamak, kalbin yapması gereken şeydir. Kalp, tevekkül denizinde yüzer. Allah bilgisini varlığına sindirir. Onun sonsuz ilim denizine dalar.
Sebebi bırakır. Sebebin asıl sahibini arar. Bu durumda vasat halde bulununcaya kadar zahmet çeker. Sonra içine döner ve şöyle der: "Bizi yaratan, doğru yolu gösterir." (Şuara, 78)
Sonra yoluna devam eder. Yerleri aşar. Sahilleri dolaşır. Sonra…
Yolunu aydınlık kaplar. Allah'a hakiki manası ile inanır. Yolunu kesen engeller yok olur.
Hakk'ı arayanın kalbi, mesafeleri aşar. Her adımda görüşü ötelere geçer… Yürüdüğü yolda korkulu bir şey gelse, iman kalkanı onu saklar, ona şecaat duygusu verir. Korku buharı kalmaz, ateş korları yok olur, emniyet nuru gelir; yakınlık sevgisini benliğinde bulur.
Ey evlat! Başına bir iş gelecek olursa, sabır eli ile karşıla. Şifa buluncaya kadar dur. Bağırma, çağırma. Şifa gelirse, şükür eli ile al. Bu hale geldiğin zaman, en güzel şeyi bulmuş olursun.
Cehennem korkusu, iman sahiplerinin ciğerlerini parçalar. Renklerini değiştirir. Kalpleri mahzun olur. Bu duygu sonunda Allah'ın rahmet suyu üzerlerine saçılır. Lütuf hoşluğuna kavuşurlar. Ahiret kapısı onlar için açık olur; sevdikleri makamı görür ve sonunda oraya yerleşirler.
Bir zaman rahat edip huzur bulduktan sonra, bu defa Celâl perdesi açılır. İlk korkudan daha büyük bir ürperme hasıl olur. Kalpleri, Hakka doğru uçmaya başlar. Bu devir de biterse, Cemal kapısına yol açılır. Artık bulacaklarını bundan sonra bulurlar. Sakin ve emin olurlar fakat bu emniyet ilk defadan çok üstün ve hoş olur. Dereceler bir bir artar, perdeler arka arkaya açılmaya başlar. Duyguları yeni yeni şeyler sezmeye koyulur, çünkü Hakkın tam yakını olmuş olurlar." (Abdülkadir Geylani Hazretleri, İlahi Armağan eserinden)
Mevlâ'ya yöneldiğinde, sivadan (Masiva: Hak'tan gayrı işlerden) soyun. Yaratan ile yaratılmışları karıştırma. Halik'ı bırakıp halk ile olma. Bütün sebeplerden kesil. Yaratıcılık iddia edenleri yere vur. Bunları yap, sonra dünya ile âhireti bıraktığın yere git; dünyayı nefsine ver. Ahreti kalbine koy, Mevlâ'yı da sırrında sakla.
Ey evlat! Nefisle olma. Kötü arzuyla (heva) olma. Dünya ile olma. Ahireti de bırak. Hakk'ın gayrı bildiğin her şeyden silkin. Bunları yapabildiğin an, tükenmez hazineye erersin, sonsuz hazine dedikleri budur. Hidayet bu yolda olur; oraya erersen ölmek senin için muhal (imkânsız) sayılır.
Günahtan dön. Koşar adımla efendine git. Tövbe edeceğin zaman dışını ve içini temizle. Tövbe ilk defa kalple olur.
Tam ve pürüzsüz dönüşle Mevlâ'na sarıl; günah libasından çık. Mecazî manada değil, hakiki manada Allah'tan utan. Bunlar kalp işidir; olması için kalbin temiz olması şarttır. Peygamberin göstermiş olduğu yola girmek gerekir.
Kalıbın kendine has işi vardır. Kalbe de has olan bazı işler bulunur. Sebep kisvesinden soyunmak, kullara dayanmamak, kalbin yapması gereken şeydir. Kalp, tevekkül denizinde yüzer. Allah bilgisini varlığına sindirir. Onun sonsuz ilim denizine dalar.
Sebebi bırakır. Sebebin asıl sahibini arar. Bu durumda vasat halde bulununcaya kadar zahmet çeker. Sonra içine döner ve şöyle der: "Bizi yaratan, doğru yolu gösterir." (Şuara, 78)
Sonra yoluna devam eder. Yerleri aşar. Sahilleri dolaşır. Sonra…
Yolunu aydınlık kaplar. Allah'a hakiki manası ile inanır. Yolunu kesen engeller yok olur.
Hakk'ı arayanın kalbi, mesafeleri aşar. Her adımda görüşü ötelere geçer… Yürüdüğü yolda korkulu bir şey gelse, iman kalkanı onu saklar, ona şecaat duygusu verir. Korku buharı kalmaz, ateş korları yok olur, emniyet nuru gelir; yakınlık sevgisini benliğinde bulur.
Ey evlat! Başına bir iş gelecek olursa, sabır eli ile karşıla. Şifa buluncaya kadar dur. Bağırma, çağırma. Şifa gelirse, şükür eli ile al. Bu hale geldiğin zaman, en güzel şeyi bulmuş olursun.
Cehennem korkusu, iman sahiplerinin ciğerlerini parçalar. Renklerini değiştirir. Kalpleri mahzun olur. Bu duygu sonunda Allah'ın rahmet suyu üzerlerine saçılır. Lütuf hoşluğuna kavuşurlar. Ahiret kapısı onlar için açık olur; sevdikleri makamı görür ve sonunda oraya yerleşirler.
Bir zaman rahat edip huzur bulduktan sonra, bu defa Celâl perdesi açılır. İlk korkudan daha büyük bir ürperme hasıl olur. Kalpleri, Hakka doğru uçmaya başlar. Bu devir de biterse, Cemal kapısına yol açılır. Artık bulacaklarını bundan sonra bulurlar. Sakin ve emin olurlar fakat bu emniyet ilk defadan çok üstün ve hoş olur. Dereceler bir bir artar, perdeler arka arkaya açılmaya başlar. Duyguları yeni yeni şeyler sezmeye koyulur, çünkü Hakkın tam yakını olmuş olurlar." (Abdülkadir Geylani Hazretleri, İlahi Armağan eserinden)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.