Bir de "Devlet Başkanı" olduğunu düşünün!

Eşinizle birlikte yahut tek başınıza işinizden evinize yahut iftar alışverişi yapmak için bakkala giderken önünüze vatandaşın biri çıkıyor, "Kimliğini gösterir misin?" diyor.. Siz de merak ediyor, "Niye?" diye soruyorsunuz.O kişi, "Ben sivil polisim, kimliğinizi görmek istiyorum!" diyor. Siz de haklı olarak, "Polis kimliğinizi gösterin, ben de size kimliğimi vereyim!" diyorsunuz. Diyorsunuz amma bir güzel dayak yiyorsunuz, elleriniz kelepçeleniyor, karakola götürülüyorsunuz!Bu ve daha nicesi Recep Tayyip Erdoğan'ın "İleri demokrasiyi" hayata geçirdiği "Ustalık döneminde" oluyor..Daha başka neler oluyor?Mesela şunlar oluyor..AKP Eski İl Başkanı aracını yanlış yere park ettiği için oğlunu uyaran hastane güvenlik görevlilerine hadlerini bildirmek için eli sopalı adamlarını gönderiyor, onlar da verilen görevi hakkıyla yerine getirip güvenlik görevlilerinin kafalarını gözlerini patlatıyor, sonra da, "Biz yapmadık" deyip işin içinden çıkıveriyorlar?Yani Türkiye öyle bir hale gelmiş ki, "Kanun" demek "AKP'ye itaat demek" olmuş çıkmış. Adalet Bakanının Savcılara, "Şunu tutuklayın, bu soruşturmanın peşini bırakın" talimatları verdiği ve böyle talimat vermenin hukuki metne bağlandığı bir Türkiye'den başka ne beklenir ki?Demokrasi'nin "ileri" ve siyasetin "ustalık" döneminin bir adım ötesine geçmek olan "Başkanlık" sistemi getirilip Erdoğan'ın her konuda hem savcı hem yargıç, hem icra makamı yani polis, jandarma ve gardiyan olacağı bir aşamaya geçildiğinde AKP'li olmayan vatandaşın çaresizliğini varın artık siz hesap edin. Bu makamların hepsini isteyen şahıs zaten "Tarafsız olmayacağım" diye bas bas bağırıyor. "Tarafsızlıktan kastınız ne?" diye sorulduğunda biz "Statükonun" biz "Devletin" değil "Cumhurun tarafında olacağız" diyebiliyor. İyi de kardeşim siz 12 yıldan beri bizzat "Devletin tarafı"sınız, devletin ta kendisisiniz. Yukarıdan beri anlattığımız işleri devlet gücü ile yapıyorsunuz. Devletin bütün imkânları, milleti size itaat ettirmek ve sizi zengin etmek için zaten devrede. Yetkileriniz o kadar çok ki vatanın istediğiniz toprağını satabiliyorsunuz, Türkiye'nin beğendiğiniz en değerli arsalarını oğlunuzun vakfına bağışlatabiliyorsunuz. Ve seçildiğiniz takdirde "Bu işleri yapmaya devam edeceğinizi" söylemekten de çekinmiyorsunuz.Şimdi siz bir de bu halinize "Cumhurun destek vermesini" istiyor, "Cumhurla devleti kendinizde cem etmek" için yola çıkmış bulunuyorsunuz?Dediğiniz olursa..Yani..Seçilirseniz.."Türkiye Cumhuriyeti Devleti" ve "Türk milleti" diye bir şey kalmayacak, hepsi zatınızda toplanacak, "Recep Tayyip Erdoğan" olacak?Hani, İmparatorluğun adı "Osmanlı" idi ya, işte ona benziyor, amma o gibi bile değil, ondan da öte.. Çünkü Osmanlı'da Kadılar vardı, Şeyhülislamlar vardı, Vezirler vardı, siz "Kadılık ve Şeyhülislamlığı" ve Vezirliği de kendinize toplamış olacaksınız.O saatten sonra kimse size Bakanlarınızın evlerinde bulunan para kasalarını, ayakkabı kutuları dolarlarla dolu bürokratları, havaalanlarında kaybolan tonlarca altını, Denizfeneri Ev.5'in Almanya ayaklarını, Bakanlarının kolundaki 700 bin liralık kol saatlerini, "sıfırlama tapelerini" soramayacak?Çünkü siz aynı zamanda üniversite olacaksınız, ki oldunuz bile, çünkü siz aynı zamanda TÜBİTAK olacaksınız, ki oldunuz bile..12 yıldır yönettiğiniz Türkiye, evet, bugün bu halde ise, sizin bir de "Devlet Başkanlığı haliniz" olacak, "Türkiye" kalkacak "Erdoğan" haline gelecek, halk ailenizin ve sizin eliniz, ayağınız, kolunuz, yani size hizmet etmekle mükellef uzuvlarınız haline gelecek?Nereye koştuğunuzun farkında mısınız?