Milliyet'ten Taha Akyol, Türkiye'nin gündeminden Osmanlı döneminde dahi eksik olmayan 'seçkinler sınıfı ve avam takımı' arasındaki çekişmeyi, akademik bir bakış açısıyla özetliyor Bugün "Beyaz Türkler" ve "Zenci Türkler" diyoruz. Osmanlı'da da "havas" (seçkinler), o zaman "avam" denilen ahaliye küçümseyerek bakardı.Cumhuriyet devrinde, seçkinci devlet partisinin "ayaktakımı, çapulcu, haso memo, kasketli, cahil, mürteci, faso fiso vatandaşlar" diye gördüğü milyonlar 1930'larda Serbest Fırka'yı, 1950'lerde Demokrat Parti'yi desteklediler, "Yeter, söz milletin" diyerek. 1950'de Türkiye yüzde 80'i köylü, içe kapanık, durgun bir toplumdu. DP'nin miting fotoğraflarında "kasketliler, şalvarlılar" çoktur, kadın yoktur. CHP mitinglerinde ise "fötr şapkalı ve kravatlı" 'beyler' çoktur. Bu durgun toplumsal yapı 1950'lerde değişmeye başladı ama 1970'lerde bile Anadolu'da hâlâ sokakta, çarşıda pazarda kadın pek görülmezdi. Yassıada'ya gidip askeri mahkemeyi izlemeleri hayal bile edilemezdi.Demokrasi, kalkınma, eğitim, şehirleşme gibi gerçek modernleşme dinamikleri sayesinde köylü çocukları okudular, iş ve meslek sahibi oldular, yükseldiler. Hem orta sınıflaşma gelişti hem geçici bir kategori olarak varoşlar oluştu.Bu değişimde evine kapalı 'geleneksel kadın' da türban yoluyla "modernleşmeye katılım ve geleneksellikten emansipasyon" sürecine girdi. Çoğulcu modernleşmeMerkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz ve ailesi bu karmaşık değişim sosyolojisinin bin bir çeşit fotoğraflarından biridir. İyi ki köyde kalmamışlar, buralara yükselmişler! Modernleşme bir yapı değişimidir: Kalkınma ve demokrasi 'merkez' ile 'kenar' arasındaki duvarları yıkar, 'kenardakiler' artık 'merkez'e yönelir, eşitlik ve katılım talepleri çok güçlenir. Siyaset, kültür ve hukuk hayatımızda bunun gerilimlerini yaşıyoruz.Türkiye'nin yeni krizlere tahammülü yoktur! AKP, seçim gecesi "herkesin hayat tarzına saygı" garantisi vermişti. Şimdi madem "Beyaz Türkler"de bir "garibanizm ihtilali" endişesi oluşmuştur, bunu mutlaka gidermek ve toplumsal dengeye özen göstermek AKP'nin görevidir. "Zenci Türkler"in 'merkez'e yönelik "katılım" ve "eşitlik" talepleri modernleşmenin eseridir, "Beyaz Türkler" de bunu kabul etmelidir. Modernleşme zorunlu olarak çoğulcu toplum yaratır. Ayrıca Türkiye'de "beyaz" veya "zenci", öbürünün katılımı olmadan tek başına ülkeyi istikrar içinde yönetmek artık imkânsızdır. 'Rasyonel' formülü Güler Sabancı söylüyor: Hayat tarzlarını sorun yapmamak, "iş"e bakmak!
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.