Atalarımız "üzüm üzüme baka baka kararır" demişler. Milletimiz yıllardır bu kara üzümlere baka baka kapkara hale geldi. Bundan böyle lütfen beyaz üzümlere bakalım da bu milletin yüzü aydınlansın.
Lojmanları satışa çıkacak olan milletvekillerinin, lojmanda oturmayan memurlara verilen yüzde 2.5'luk lojman tazminatına razı olmaları gereklidir. Maaşlarına bu orandan yüksek zam yapmaları uygun ve de mantıklı olamaz. Hiç bir milletvekili oturduğu lojmanı satın alma önceliğine sahip olmamalıdır. Aynı şekilde satılacak makam otolarını da alma öncelikleri olmamalıdır. Aksi halde bu durum onların fedakarlığı değil, yeni bir hortumlama olur.
Duyumlara bakılırsa ki, bakılacaktır... Her bir milletvekilinin emrine amade sayısını kesin olarak bilemedikleri kadar danışman ve sekreterleri mevcuttur. Yenisi geldikçe eskisi başka bir göreve, kadrosu korunmak şartı ile atanmaktadır. Meclis başkanına bağlı 50 adet danışmanın olduğunu televizyonda haber olarak dinledik. Meclisin dakikasının kaç milyara mal olduğunu hesaplamak mümkün. Bir daha ki seçimde milletvekili sayısının en azından yarıya indirilmesi, bu danışman ve sekreterlerin tasfiye edilmesi, bu andan itibaren eskiye dönük kıyak emekliliğe son verilip, milletvekilliği süresi ile orantılı bir emekli maaşı bağlanması için kanun çıkarılması lüzumludur.
Yukarıda sayılanlar ileride devletin sahipleri tarafından nasıl olsa yapılacaktır. Ama şu anda yapılması gereken en öncelikli davranış, bu düşülen badireden kurtulmaktır. Gecikmeler bizi daha büyük uçurumların kenarına sürüklemektedir. Ruhsuz bir medyaya sahip olan ülkemizde hakikatleri haykıranların sundukları çözümleri duymamız mümkün değildir. Ama siz hükümetsiniz. İstihbaratınız olmalı. Her söylenen sizi bulmalı. Defalarca çeşitli platformlarda bu çözümleri sunan Prof. Dr. Haydar Baş'ın fikirlerini size duyurması için sizce ne yapmalıdır? Sizin yerinize Batılılar bunlara çoktan kulak verip, hayata geçirdiler. Sizler ne kadar vurdumduymazsınız ki, tarihi 7 Nisan 2001 Trabzon mitinginden bile haberdar olup uyanamadınız. En son açıklanan program için söylenecek olumlu bir söz bulamıyorum. Sayın Derviş devlet idaresini maça benzetiyor. Şu anda yapılan hakikaten bir maç. Ama karşı takım dünya karması ise bizim milli takımda hemen hemen hepsi sakat ve yedekte kalması gerekenler. Üstelik bizim kaleye golleri de atan kendi oyuncularımız olunca netice yeni bir rekor 32-0 olacaktır.
Hükümete tavsiyemdir. Nesirden anlamayanlara, manzumedir.
Dışarıdan medet umdunuz.
Demek ki bir ele ihtiyaç duydunuz.
Gururunuzu kırdınız.
Millete ümit verdiniz.
Peki neydi derdiniz.
İpleri gene IMF'ye verdiniz.
Getirdiniz bir Derviş,
İki ay geçti işler mafiş.
Ata sözü dinleyin gelin kendinize.
Bir vatan evladı, alim, üstat.
24 saat yeter diyorsa eğer size,
Ne bekliyorsunuz?
İnmeden milletin tokadı sandıkta ensenize.
Lojmanları satışa çıkacak olan milletvekillerinin, lojmanda oturmayan memurlara verilen yüzde 2.5'luk lojman tazminatına razı olmaları gereklidir. Maaşlarına bu orandan yüksek zam yapmaları uygun ve de mantıklı olamaz. Hiç bir milletvekili oturduğu lojmanı satın alma önceliğine sahip olmamalıdır. Aynı şekilde satılacak makam otolarını da alma öncelikleri olmamalıdır. Aksi halde bu durum onların fedakarlığı değil, yeni bir hortumlama olur.
Duyumlara bakılırsa ki, bakılacaktır... Her bir milletvekilinin emrine amade sayısını kesin olarak bilemedikleri kadar danışman ve sekreterleri mevcuttur. Yenisi geldikçe eskisi başka bir göreve, kadrosu korunmak şartı ile atanmaktadır. Meclis başkanına bağlı 50 adet danışmanın olduğunu televizyonda haber olarak dinledik. Meclisin dakikasının kaç milyara mal olduğunu hesaplamak mümkün. Bir daha ki seçimde milletvekili sayısının en azından yarıya indirilmesi, bu danışman ve sekreterlerin tasfiye edilmesi, bu andan itibaren eskiye dönük kıyak emekliliğe son verilip, milletvekilliği süresi ile orantılı bir emekli maaşı bağlanması için kanun çıkarılması lüzumludur.
Yukarıda sayılanlar ileride devletin sahipleri tarafından nasıl olsa yapılacaktır. Ama şu anda yapılması gereken en öncelikli davranış, bu düşülen badireden kurtulmaktır. Gecikmeler bizi daha büyük uçurumların kenarına sürüklemektedir. Ruhsuz bir medyaya sahip olan ülkemizde hakikatleri haykıranların sundukları çözümleri duymamız mümkün değildir. Ama siz hükümetsiniz. İstihbaratınız olmalı. Her söylenen sizi bulmalı. Defalarca çeşitli platformlarda bu çözümleri sunan Prof. Dr. Haydar Baş'ın fikirlerini size duyurması için sizce ne yapmalıdır? Sizin yerinize Batılılar bunlara çoktan kulak verip, hayata geçirdiler. Sizler ne kadar vurdumduymazsınız ki, tarihi 7 Nisan 2001 Trabzon mitinginden bile haberdar olup uyanamadınız. En son açıklanan program için söylenecek olumlu bir söz bulamıyorum. Sayın Derviş devlet idaresini maça benzetiyor. Şu anda yapılan hakikaten bir maç. Ama karşı takım dünya karması ise bizim milli takımda hemen hemen hepsi sakat ve yedekte kalması gerekenler. Üstelik bizim kaleye golleri de atan kendi oyuncularımız olunca netice yeni bir rekor 32-0 olacaktır.
Hükümete tavsiyemdir. Nesirden anlamayanlara, manzumedir.
Dışarıdan medet umdunuz.
Demek ki bir ele ihtiyaç duydunuz.
Gururunuzu kırdınız.
Millete ümit verdiniz.
Peki neydi derdiniz.
İpleri gene IMF'ye verdiniz.
Getirdiniz bir Derviş,
İki ay geçti işler mafiş.
Ata sözü dinleyin gelin kendinize.
Bir vatan evladı, alim, üstat.
24 saat yeter diyorsa eğer size,
Ne bekliyorsunuz?
İnmeden milletin tokadı sandıkta ensenize.
A. Haydar Ata / diğer yazıları
- Çıldırmamak elde değil / 22.07.2001
- Herşey ne kadar da net / 13.07.2001
- Gaflet / 16.06.2001
- Artık kendimize gelmeliyiz / 09.06.2001
- Bekleyiş / 29.05.2001
- Benim anladığım tasarruf / 20.05.2001
- Herşey ne kadar da net / 13.07.2001
- Gaflet / 16.06.2001
- Artık kendimize gelmeliyiz / 09.06.2001
- Bekleyiş / 29.05.2001
- Benim anladığım tasarruf / 20.05.2001