Bir seçim daha bitti. Seçim sonuçlarını herkes kendi penceresinden değerlendiriyor. Herkes ortaya çıkan rakamları okuyarak kendince zafer ilan ediyor, kimi ümitsizliğe kapılmış, kimi sorgulama halinde, bazıları ise kurban arıyor? Seçim sonuçlarını iyi okuyabilmek için "nasıl ve hangi şartlarda bir seçim süreci geçirdik?" sorusunun cevabını görmemiz gerek. 14 partinin ortak adayı Ekmel Beyin karşısında Erdoğan vardı. Yani devletin bütün kurumlarını kendine bağlamış, özel sektörü kendine muhtaç etmiş bir iktidar ve başı vardı. Yani Ekmel Bey'in karşısında valiler, kaymakamlar, il özel idareleri, belediyeler, belediyelerin reklam panoları, TRT, RTÜK, yandaş medya, yandaş medyanın din sömürücüsü yazar, çizer ve fetvabaz takımı vardı. Artı seçime aza bir zaman kala zirve yapan kin vardı, nefret dolu mezhepsel söylemler vardı. (dost oldukları) Ermenilere çirkin, deme vardı. Ve de Nakşî şeyhi Mahmut hocalarının elini öpme, dua ve fetvasını (!) alma vardı. Bu kadar "var'a" rağmen Erdoğan "var" olamadı. Sahnede bir zafer sarhoşluğu (!) gösterisi var. Dün en ağır hakaretleri sıraladıkları, kişi, kurum ve anlayışlara, bugün, "anamsın, bacımsın" diyorlar. Hem de balkondan? Tabi bu sahneyi çokça yaşadığımız için "he he" deyip geçiyoruz. Çünkü yarın yine küfürlere başlayacaklar? Birazda rakam okuyalım? Seçmen sayımız 55 milyon. Sandığa gitmeyen 15 milyon. Adaylara göre oy dağılımı ise Erdoğan 20 milyon. Ekmeleddin Bey 15,5 milyon. Demirtaş 4 milyon. Cumhurbaşkanını halk seçti. Halk seçmeseydi kim seçecekti? Meclis. Yani AKP'nin adayı meclisten çıkacaktı. Kim çıkacaktı? Erdoğan. Son yerel seçimde AKP'nin aldığı oy ne kadardı? (il genel meclisi sonuçlarına göre) 20,5 milyon. Erdoğan ne kadar aldı? 20 milyon. Yani rakamlara göre Erdoğan'ın meclisten çıkmasıyla, sandıktan çıkması arasında hiçbir fark yok? Fark, Erdoğan'ın rejim değişikliği için vatandaştan istediğini alamamış olmasıdır? Bu seçim sonuçlarının ortaya koyduğu en önemli gerçek ise yaşadığımız AKP'li yıllar neticesinde iç ve dış siyasetimizde ortaya çıkan kaoslar, ekonominin iflası ve de başta üniter yapımız olmak üzere en temel değerlerimizin tehdit altına girmesi, siyaset ve bazı özel kurumlarca sömürülmesi neticesinde?Sağcısıyla, solcusuyla, ülkücüsüyle, sosyalistiyle, alpereniyle komünistiyle, Alevisiyle Sünni'siyle, Laz'ıyla, Kürt'üyle, Türk'üyle bu milletin, "SÖZ KONUSU VATANSA GERİSİ TEFERRUATTIR" anlayışını ortaya koyarak sandığa gitmesi ve bütün engellemelere, maddi ve manevi istismarlara rağmen 15,5 milyon gibi büyük bir rakama ulaşmasıdır. Eğer ülkemizin geldiği noktanın ciddiyetini daha geniş kitlelere ve de etkin bir biçimde ulaştırabilseydik artı sandığa gitmeyen 15 milyonluk kitle, ülkemizin hassasiyetini çözebilseydi? Emin olun bu rakam en az 30 hatta 40 milyon olurdu?Seçimlerden sonra herkesin bir Demirtaş vurgusu var. Ama yanılıyorlar. Çünkü Demirtaş ve her yıl isim değiştiren partisi, dün Erdoğan Gülen ilişkisi neydiyse, bugün de Erdoğan, Demirtaş ve parti ilişkisi odur. Şaşırmayın hemen! Yerel seçimlerde AKP'nin büyükşehirleri almasını sağlayan Demirtaş ve partisidir. Nasıl mı? Demirtaş bu seçim sürecinde alışık olmadığımız söylemlerle meydanlara çıktı. Adeta "2. Acıların çocuğuyla" tanıştı meydanlar. (1. Si Erdoğan'dır) Söylemleri hep sol seçmen kitlelerine yönelik cümlelerden oluşuyordu. Ve iyide seçilmiş cümlelerdi.Demirtaş'ın muhafazakâr kesimden oy aldığını, AKP'den oyların Demirtaş'a kaydığını iddia eden var mı? Yok. Nerden aldı bu oyları? Artı meydanlarda Erdoğan ve Demirtaş'ın ortak vurgusu neydi? Açılım. Balkondaki Erdoğan'ın ilk vurgusu neydi? Açılım. Ya seçim ikinci tura kalsaydı Demirtaş ve partisi kimin peşine gidecekti? Üniter yapı, diyenlerin mi? Başkanlık, federasyon, özerklik diyenlerin mi?Neticede ortak aday etrafında vatan için, millet için bir araya gelen 14 partinin bundan sonraki siyasetlerinin de bu eksende olacağını ümit ediyorum. Unutmayın ki! Her kavga Erdoğan'a, AKP'ye malzeme ve oydur? Kaybedeni mi soruyorsunuz? Bana değil haline bak ve vicdanına sor?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- ‘Erdoğan Amca adım Danya Ebu Muhsin’ / 20.04.2025
- 2 bin değil 2 bin 600 yıldır yapılanamayanı yaptılar? / 19.04.2025
- Gazze’den tehciri, ‘hicret’ olarak kabul ettirmeye çalışıyorlar / 18.04.2025
- Sahada yaşananlar Erdoğan’ı teyit etmiyor / 17.04.2025
- Erdoğan’ın ‘fakir fukara garip gureba’ çıkışı / 16.04.2025
- O zaman nedir bu Milli Ekonomi Modeli? / 15.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -2- / 14.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -1- / 13.04.2025
- İktidarın kutsal (!) haç ve Konstantinapol sessizliği / 11.04.2025
- İktidara karşı değilse istediğiniz kadar yürüyebilirsiniz / 10.04.2025
- 2 bin değil 2 bin 600 yıldır yapılanamayanı yaptılar? / 19.04.2025
- Gazze’den tehciri, ‘hicret’ olarak kabul ettirmeye çalışıyorlar / 18.04.2025
- Sahada yaşananlar Erdoğan’ı teyit etmiyor / 17.04.2025
- Erdoğan’ın ‘fakir fukara garip gureba’ çıkışı / 16.04.2025
- O zaman nedir bu Milli Ekonomi Modeli? / 15.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -2- / 14.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -1- / 13.04.2025
- İktidarın kutsal (!) haç ve Konstantinapol sessizliği / 11.04.2025
- İktidara karşı değilse istediğiniz kadar yürüyebilirsiniz / 10.04.2025