İnsanın özünün, cevherinin, zübdesinin ruh olması münasebetiyle, bizim benliğimiz ruhumuzdur, ruhumuzda gizlidir. Bunun da Cenabı Hakk'ın emri olması münasebetiyle insanı tanımak zor belki de imkansız gibi görünüyor.
Bu münasebetle dikkat ederseniz insanı ele alıp ifade etmeye çalışan yazarlar ne kadar izah ederlerse etsinler onu anlatmada yeterli olamıyorlar.Çünkü onda Cenabı Hak'tan bir nefha var. "Ademoğluna kendi ruhumdan üfledim" (Hicr, 15/29;; Sad, 38/72) buyuruyor, Cenabı Hak. Yani bizdeki ruh Hakk'ın nefhasıdır, nefhai ilahidir. Dolayısıyla insanoğlu'nun o cevherini ifade etmeye çalışan büyük mutasavvıflar, "İnsan ezeli değildir ama ebedidir" buyururlar. Çünkü ondan Allah'ın gölgesi olan bir cisim vardır. İşte o ruhtur. Hiç bir zaman gölge kendisine mahsus olan sahipten ayrılmaz. İnsanın ruhu da sahibinden ayrılmaz. Sahibi Allah olduğuna göre devamlı O'nu arayış çemberi içerisinde o ruh döner durur. Binaenaleyh insan bu münasebetle Eşref-i mahluktur. Yaratılmışların en şereflisidir. *** İnsanların ahlâkı değişebilir. Çirkin huyları güzel huylara çevirmek işine "Tehzib-i ahlâk" denir. Bu değiştirme her halde mümkündür. Mümkün olmasaydı, Peygamber efendimiz: "Ahlâkınızı güzelleştirin." diye emretmezdi. Nefis terbiyesi (riyazet-alıştırma), hayvanlara, otlara, çiçeklere ve hatta taşlara tesir edip dururken, insanlara tesir etmez mi?Bazı huyları değiştirmek güçtür; fakat imkânsız değildir. Tedavi sayesinde bazı hastalıklar tesirsiz hale geldiği gibi, terbiye ve mücahede sayesinde de bazı huylar, hiç olmazsa, tesirini gösteremez bir hale gelir, güzel huyların karşısında siner kalır.Abdullah İbnu Ömer İbni'l-Hattab rivayet ediyor: Hz. Peygamber (sav)'i işittim, şöyle buyurmuştu:"İslam beş esas üzerine bina edilmiştir: Allah'tan başka ilah olmadığına ve Muhammed'in O'nun kulu ve elçisi olduğuna şehadet etmek, namaz kılmak, oruç tutmak, Kabe'ye haccetmek, Ramazan orucu tutmak".
İman ve İnsan, Prof. Dr. Haydar Baş
Bu münasebetle dikkat ederseniz insanı ele alıp ifade etmeye çalışan yazarlar ne kadar izah ederlerse etsinler onu anlatmada yeterli olamıyorlar.Çünkü onda Cenabı Hak'tan bir nefha var. "Ademoğluna kendi ruhumdan üfledim" (Hicr, 15/29;; Sad, 38/72) buyuruyor, Cenabı Hak. Yani bizdeki ruh Hakk'ın nefhasıdır, nefhai ilahidir. Dolayısıyla insanoğlu'nun o cevherini ifade etmeye çalışan büyük mutasavvıflar, "İnsan ezeli değildir ama ebedidir" buyururlar. Çünkü ondan Allah'ın gölgesi olan bir cisim vardır. İşte o ruhtur. Hiç bir zaman gölge kendisine mahsus olan sahipten ayrılmaz. İnsanın ruhu da sahibinden ayrılmaz. Sahibi Allah olduğuna göre devamlı O'nu arayış çemberi içerisinde o ruh döner durur. Binaenaleyh insan bu münasebetle Eşref-i mahluktur. Yaratılmışların en şereflisidir. *** İnsanların ahlâkı değişebilir. Çirkin huyları güzel huylara çevirmek işine "Tehzib-i ahlâk" denir. Bu değiştirme her halde mümkündür. Mümkün olmasaydı, Peygamber efendimiz: "Ahlâkınızı güzelleştirin." diye emretmezdi. Nefis terbiyesi (riyazet-alıştırma), hayvanlara, otlara, çiçeklere ve hatta taşlara tesir edip dururken, insanlara tesir etmez mi?Bazı huyları değiştirmek güçtür; fakat imkânsız değildir. Tedavi sayesinde bazı hastalıklar tesirsiz hale geldiği gibi, terbiye ve mücahede sayesinde de bazı huylar, hiç olmazsa, tesirini gösteremez bir hale gelir, güzel huyların karşısında siner kalır.Abdullah İbnu Ömer İbni'l-Hattab rivayet ediyor: Hz. Peygamber (sav)'i işittim, şöyle buyurmuştu:"İslam beş esas üzerine bina edilmiştir: Allah'tan başka ilah olmadığına ve Muhammed'in O'nun kulu ve elçisi olduğuna şehadet etmek, namaz kılmak, oruç tutmak, Kabe'ye haccetmek, Ramazan orucu tutmak".
İman ve İnsan, Prof. Dr. Haydar Baş
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.