Türkiye'ye bölünmenin yolunu açacak icraatları ısrarla dayatan Avrupa ülkelerinin kendi güvenlik ve bütünlüklerini ilgilendiren konularda hassasiyetle hareket ettiğini görüyoruz.
İspanya örneğinde olduğu gibi. İspanya'nın Bask bölgesinin bağımsızlığı için mücadele eden ETA örgütünü desteklediği bilinen Batasuna partisinin kapatılması için düğmeye basıldı. Partinin mal varlığına el konulması ve 5 yıl süreyle faaliyetlerinin yasaklanması bekleniyor.
Parti kapatma ve teröre karşı mücadele verme gibi konularda Türkiye'yi acımasızca suçlayan Avrupa, konu kendi güvenliği olduğu zaman çok farklı bir tavır sergiliyor.
Bilindiği gibi ayrılıkçı Bask örgütü 4 Ağustos'ta İspanya'nın Santa Pola tatil kasabasına saldırı düzenlemiş ve biri çocuk iki kişi ölmüştü. İspanya Başbakanı Aznar cenaze töreninde ETA ve Batasuna partisi için şu ifadeleri kullanmıştı, "Bu parti insanlığın pisliğidir".
Öte yandan içinde İspanyalı parlamenterlerin de bulunduğu Avrupa Parlamentosu dışarıdan destekli terör hareketlerine karşı mücadele veren Türkiye için şu kararları almıştır:
"Avrupa Parlamentosu, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin doğusunda sürdürdüğü askeri operasyonlardan ve bölgedeki anlaşmazlığa barışçı bir çözüm bulma yollarını aramayı reddetmesinden büyük kaygı duymaktadır" (19 Eylül 1996).
Şüphesiz ki terör dünyanın neresinde olursa olsun yanlıştır ve tasvip edilmesi mümkün olmayan bir faaliyettir. Ancak burada Avrupa'ya sorulması gereken soru neden çifte standart uygulandığı sorusudur.
On beş yıl boyunca terörle uğraşan ve 35 bin insanını kaybeden Türkiye'nin buna karşı önlem alması yanlış, ancak İspanya benzer bir tehlikeye karşı kendini korursa bu doğrudur.
İşte tipik batı mantalitesi. Acaba Avrupa Parlamentosu ETA'ya karşı önlem alan ve Batasuna'yı kapatan İspanya için de aynı kararı alacak mıdır? Elbette hayır.
Bu ve benzeri hadiseler batıyı anlamak, batıyı tanımak için ibret verici örneklerdir.
İspanya örneğinde olduğu gibi. İspanya'nın Bask bölgesinin bağımsızlığı için mücadele eden ETA örgütünü desteklediği bilinen Batasuna partisinin kapatılması için düğmeye basıldı. Partinin mal varlığına el konulması ve 5 yıl süreyle faaliyetlerinin yasaklanması bekleniyor.
Parti kapatma ve teröre karşı mücadele verme gibi konularda Türkiye'yi acımasızca suçlayan Avrupa, konu kendi güvenliği olduğu zaman çok farklı bir tavır sergiliyor.
Bilindiği gibi ayrılıkçı Bask örgütü 4 Ağustos'ta İspanya'nın Santa Pola tatil kasabasına saldırı düzenlemiş ve biri çocuk iki kişi ölmüştü. İspanya Başbakanı Aznar cenaze töreninde ETA ve Batasuna partisi için şu ifadeleri kullanmıştı, "Bu parti insanlığın pisliğidir".
Öte yandan içinde İspanyalı parlamenterlerin de bulunduğu Avrupa Parlamentosu dışarıdan destekli terör hareketlerine karşı mücadele veren Türkiye için şu kararları almıştır:
"Avrupa Parlamentosu, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin doğusunda sürdürdüğü askeri operasyonlardan ve bölgedeki anlaşmazlığa barışçı bir çözüm bulma yollarını aramayı reddetmesinden büyük kaygı duymaktadır" (19 Eylül 1996).
Şüphesiz ki terör dünyanın neresinde olursa olsun yanlıştır ve tasvip edilmesi mümkün olmayan bir faaliyettir. Ancak burada Avrupa'ya sorulması gereken soru neden çifte standart uygulandığı sorusudur.
On beş yıl boyunca terörle uğraşan ve 35 bin insanını kaybeden Türkiye'nin buna karşı önlem alması yanlış, ancak İspanya benzer bir tehlikeye karşı kendini korursa bu doğrudur.
İşte tipik batı mantalitesi. Acaba Avrupa Parlamentosu ETA'ya karşı önlem alan ve Batasuna'yı kapatan İspanya için de aynı kararı alacak mıdır? Elbette hayır.
Bu ve benzeri hadiseler batıyı anlamak, batıyı tanımak için ibret verici örneklerdir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Ahmet Hamza Baş / diğer yazıları
- Gazze'de yaşananlar ve Filistin meselesinin iç yüzü (2) / 25.07.2014
- Gazze'de yaşananlar ve Filistin meselesinin iç yüzü / 24.07.2014
- Aydınların zafiyeti / 13.02.2014
- İdareci kadroları seçerken / 25.12.2013
- Mevlana'yı anlamak / 20.12.2013
- Kim bir zalime yardım ederse / 17.12.2013
- Fransa'nın gerçeği / 26.12.2011
- Kapanmayan yara; Kerbela / 06.12.2011
- Ilımlı İslam deyince / 03.12.2011
- Vicdani red konusuna farklı bir bakış / 01.12.2011
- Gazze'de yaşananlar ve Filistin meselesinin iç yüzü / 24.07.2014
- Aydınların zafiyeti / 13.02.2014
- İdareci kadroları seçerken / 25.12.2013
- Mevlana'yı anlamak / 20.12.2013
- Kim bir zalime yardım ederse / 17.12.2013
- Fransa'nın gerçeği / 26.12.2011
- Kapanmayan yara; Kerbela / 06.12.2011
- Ilımlı İslam deyince / 03.12.2011
- Vicdani red konusuna farklı bir bakış / 01.12.2011