İnsan hakları konusundaki son döneme ait en önemli belge, şüphesiz İnsan Hakları Evrensel Beyannamesidir. Beyannamenin giriş bölümünde "insan haklarını göz ardı eden ve hiçe sayan barbarca hareketlerin, insan vicdanını galeyana getirdiği..." vurgulanmaktadır.
Savaşların yıkıcı etkilerine dikkat çekmek için konulan bu madde ile, kuvvete başvurulması yasaklanmaktadır. Acaba bu kurala devletler bağlı kalmışlar mıdır?Bosna'da, Kosova'da, Çeçenistan'da yaşanan dramlar, Filistin'in işgali ve ABD'nin Afganistan'ı ve Irak'ı işgali, İsrail ile Arap ülkeleri arasında 1948, 1956, 1967, 1973 yıllarında cereyan eden savaşlar, İsrail'in Lübnan'ı işgali ve ABD'nin nerede ise ortalama her yıl bir ülkeyi bombalaması Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Beyannamesinin bu maddesinin açıkça ihlal edildiğinin örneklerinden sadece birkaçıdır?
İsrail ve Batı sivilleri katletmiştir"- Nitekim İsrail saldırılarında ambulanslar hedef alınmıştır ve yardım kuruluşları İsrailli yetkililerin izni alınmış olunmasına rağmen, kurtarma girişimlerinden ve insancıl yardım ulaştırmaktan vazgeçmeye zorlanmıştır.- Lübnan'ın güneyinde, İsrail'in boşaltma emri verdiği alanlarda emre uygun olarak şehir ve köylerden kaçan insan konvoyları, İsrail güçleri tarafından bombalanmıştır.- Siviller, özellikle çocuklar çatışma sonrasında bile ölmeye veya yaralanmaya devam etmektedir. Çünkü, İsrail yoğun olarak misket bombası kullanmıştır ve bunların yaklaşık bir milyonu sivil alanlara patlamamış olarak dağılmıştır"."1945 ile 1983 yılları arasında Afrika, Orta Amerika ve Asya'da iç çatışmalar ve diğer şiddet eylemleri sonucunda öldürülenlerin sayısı 20 milyona yaklaştı. Sadece Guatemala'da 1960 ile 1990 arasındaki içi savaşta ölenlerin sayısı 200 bin kişiydi". 1996 yılında Gürcistan'da yaşanılan çatışmalarda 17 bin 500 kişi hayatını kaybetti. 475 bin kişi evlerini terk etmek zorunda kaldı. Yine 1996'da Azerbaycan toprakları olan Yukarı Karabağ'a yönelik işgal sebebiyle Azerbaycan ile Ermenistan arasında çıkan çatışmalarda 55 bin kişi öldü. 1 milyon 700 bin kişi göç etmek zorunda kaldı.
SOSYAL DEVLET - MİLLİ DEVLET / Prof. Dr. Haydar Baş'ın kaleminden
SOSYAL DEVLET - MİLLİ DEVLET İÇİN NE DEDİLER
Prof. Dr. Mehmet E. PALAMUT / Uludağ Ünv. Hukuk Fakültesi"Vatandaşlık Maaşı"nın kaynağı vardırProf. Dr. Haydar BAŞ tarafından hayata geçirilmek istenen "vatandaşlık maaşı projesi"şüphesiz sosyal devlet anlayışının ve tarihten gelen "Türk yurdunda (?) fakirlik suç sayılısın!..." genel esprisinin bir devamı mahiyetinde ve Türk vatandaşı niteliği taşımanın bir onuru olacaktır. Buna göre, "Ev hanımı, işçi, memur, yaşlı ve sakat gibi tüketim yapan her vatandaşa" bağlanacak belli bir maaş, kuşkusuz o bireyi taltif edecek ve diğer taraftan da "Devletin bekasını temin etme" gibi hayatî işlevinin yanında, "Devlet-millet kaynaşmasının" önündeki engelleri kaldıracaktır. Burada akla şöyle bir soru gelebilir: Türkiye Cumhuriyeti siyasal ve coğrafik sınırlar içinde yaşayan ve Türk tâbiyetindeki herkese sağlanacak olan "Vatandaşlık maaşı"nın finansmanı nasıl ve hangi kaynaklardan yapılacak? Prof. Dr. BAŞ, bu sorunun da yanıtını vermektedir: Birinci olarak, Türkiye'nin yaklaşık 3 katrilyon dolar tutarında yeraltı kaynakları vardır. Bunlar devlet- millet işbirliği ile harekete geçirilecektir. İkincisi, mahiyeti "Milli Ekonomi Modeli"nde anlatılan senyoraj gelirleri mevcuttur. Üçüncüsü de, zenginleşen halkın ödeme gücü artacaktır. Dolayısıyla belli bir satın alma gücünün üzerinde olanlardan alınacak dolaysız vergilerdeki artış, söz konusu maaşı oldukça rahat karşılayacaktır.
Savaşların yıkıcı etkilerine dikkat çekmek için konulan bu madde ile, kuvvete başvurulması yasaklanmaktadır. Acaba bu kurala devletler bağlı kalmışlar mıdır?Bosna'da, Kosova'da, Çeçenistan'da yaşanan dramlar, Filistin'in işgali ve ABD'nin Afganistan'ı ve Irak'ı işgali, İsrail ile Arap ülkeleri arasında 1948, 1956, 1967, 1973 yıllarında cereyan eden savaşlar, İsrail'in Lübnan'ı işgali ve ABD'nin nerede ise ortalama her yıl bir ülkeyi bombalaması Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Beyannamesinin bu maddesinin açıkça ihlal edildiğinin örneklerinden sadece birkaçıdır?
İsrail ve Batı sivilleri katletmiştir"- Nitekim İsrail saldırılarında ambulanslar hedef alınmıştır ve yardım kuruluşları İsrailli yetkililerin izni alınmış olunmasına rağmen, kurtarma girişimlerinden ve insancıl yardım ulaştırmaktan vazgeçmeye zorlanmıştır.- Lübnan'ın güneyinde, İsrail'in boşaltma emri verdiği alanlarda emre uygun olarak şehir ve köylerden kaçan insan konvoyları, İsrail güçleri tarafından bombalanmıştır.- Siviller, özellikle çocuklar çatışma sonrasında bile ölmeye veya yaralanmaya devam etmektedir. Çünkü, İsrail yoğun olarak misket bombası kullanmıştır ve bunların yaklaşık bir milyonu sivil alanlara patlamamış olarak dağılmıştır"."1945 ile 1983 yılları arasında Afrika, Orta Amerika ve Asya'da iç çatışmalar ve diğer şiddet eylemleri sonucunda öldürülenlerin sayısı 20 milyona yaklaştı. Sadece Guatemala'da 1960 ile 1990 arasındaki içi savaşta ölenlerin sayısı 200 bin kişiydi". 1996 yılında Gürcistan'da yaşanılan çatışmalarda 17 bin 500 kişi hayatını kaybetti. 475 bin kişi evlerini terk etmek zorunda kaldı. Yine 1996'da Azerbaycan toprakları olan Yukarı Karabağ'a yönelik işgal sebebiyle Azerbaycan ile Ermenistan arasında çıkan çatışmalarda 55 bin kişi öldü. 1 milyon 700 bin kişi göç etmek zorunda kaldı.
SOSYAL DEVLET - MİLLİ DEVLET / Prof. Dr. Haydar Baş'ın kaleminden
SOSYAL DEVLET - MİLLİ DEVLET İÇİN NE DEDİLER
Prof. Dr. Mehmet E. PALAMUT / Uludağ Ünv. Hukuk Fakültesi"Vatandaşlık Maaşı"nın kaynağı vardırProf. Dr. Haydar BAŞ tarafından hayata geçirilmek istenen "vatandaşlık maaşı projesi"şüphesiz sosyal devlet anlayışının ve tarihten gelen "Türk yurdunda (?) fakirlik suç sayılısın!..." genel esprisinin bir devamı mahiyetinde ve Türk vatandaşı niteliği taşımanın bir onuru olacaktır. Buna göre, "Ev hanımı, işçi, memur, yaşlı ve sakat gibi tüketim yapan her vatandaşa" bağlanacak belli bir maaş, kuşkusuz o bireyi taltif edecek ve diğer taraftan da "Devletin bekasını temin etme" gibi hayatî işlevinin yanında, "Devlet-millet kaynaşmasının" önündeki engelleri kaldıracaktır. Burada akla şöyle bir soru gelebilir: Türkiye Cumhuriyeti siyasal ve coğrafik sınırlar içinde yaşayan ve Türk tâbiyetindeki herkese sağlanacak olan "Vatandaşlık maaşı"nın finansmanı nasıl ve hangi kaynaklardan yapılacak? Prof. Dr. BAŞ, bu sorunun da yanıtını vermektedir: Birinci olarak, Türkiye'nin yaklaşık 3 katrilyon dolar tutarında yeraltı kaynakları vardır. Bunlar devlet- millet işbirliği ile harekete geçirilecektir. İkincisi, mahiyeti "Milli Ekonomi Modeli"nde anlatılan senyoraj gelirleri mevcuttur. Üçüncüsü de, zenginleşen halkın ödeme gücü artacaktır. Dolayısıyla belli bir satın alma gücünün üzerinde olanlardan alınacak dolaysız vergilerdeki artış, söz konusu maaşı oldukça rahat karşılayacaktır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.