Batılda birleşenlerin akıbeti hayrolmaz

Yaşadığımız şu fitne döneminde özellikle Müslümanım diyen insanların söylem ve eylem anlamında ciddi çelişkileri mevcuttur. Gerek İslam gerek insanlık tarihinde çok çeşitli zulümler ve fitneler olmuştur. Firavun, Nemrut ya da Ebu Cehil, Ebu Leheb vb. bunlar hepimizin malumudur. Burada zulmü yapan zalimler bir amaç, bir inançsızlık mücadelesi yapıp emellerine ulaşmak istemişlerdir. Yapmaya çalıştıkları şey ise aşikâr idi. İslam'ı yok edip küfrü hâkim kılmak. Elbette akıbetleri de ebedi kalmak üzere cehennem olmuştur. Burada saf belli. Bir tarafta Müslümanlar, diğer tarafta kâfirler. Yani bir anlamda inanç mücadelesi idi. Meseleyi günümüze indirgersek durum çok farklıdır. Sorulduğu zaman küfrün karşısında olduğunu söyleyen fakat amellerini küfrün istediği gibi işleyen adı Müslümanlar türemiştir. Müslüman olmanın gayesi Cenab-ı Hakkın bizlere bahşettiği ömrü en güzel şekilde kullanıp bir anlamda akıbetimizi hayretmeye çalışmamızdır. İman ve amellerimiz karşılığında Cenab-ı Hak mükâfat olarak biz Müslümanlara cenneti vaad etmiştir. Kur'an-ı Kerim'de Hadid Suresi 21. ayetinde mealen, "Genişliği yerler ve gök arası kadar olan cennete koşun. Bu yolda gayret sarf edin" buyurulmaktadır. Aslında ayet-i kerime açıktır; Cenab-ı Hak cennete ulaşmamız için bu yolda mücadele edip yarışırcasına bu güzel hedefe ulaşmamızı emretmektedir. Peki, günümüzdeki adı Müslüman insanların ekseri çoğunluğu Cenab-ı Hakkın bu muradına uygun ameller işlemekte midir? El cevap, hayır. "Cennete girmek için Müslüman olmaya gerek yoktur" diyen fitne topluluk zuhur etmiş, kâfirle Müslümanı aynı mesabede gösterip, dünya ve ahiretlerini perişan etmişlerdir. Bu kendilerinin İslam sınırını aşması sebebiyledir. Amaç, İslam inancına fitne sokmak, dolayısı ile kâfire şirin görünmektir. Fakat ölçü bellidir. Gerçek manada iman etmeyen ebediyen cennete gidemeyecektir. Kâfirleri iman etmeden cennete sokmak isteyenlerin kendileri de cennetin dışında kalacaktır. Yıllarca İslam dışı bu görüşlere ses çıkarmayıp destek olanlar da aynı hükmün içindedirler. Hiçbir zaman İslam itikadına uymayacak bu fitneye karşı gelmedikleri gibi, her zaman da desteklediler. Ülkemizi yıllarca yöneten irade neler yapmıştır, biraz da bu konunun değerlendirmesini yapalım isterseniz. Bunlar da her zaman bâtıldan yana olup batılıların istediklerini yapmışlar ve yapmaya da devam etmektedirler. Özellikle son yıllarda kan gölüne dönen İslam coğrafyasında oynadıkları rol, onların da sonlarının hayrolmayacağını göstermektedir. İslam ülkelerinin üzerine oynanan oyunların en büyük müsebbiplerinden olan bu insanlar, sayıları sayılamayacak kadar fazla Müslümanın ölmesine sebep olmuşlardır ki, Cenab-ı Hak Kur'an-ı Kerim'de Nisa Suresi 91. ayet-i kerimesinde, "Kim bir Müslümanı kasten öldürürse cezası, içinde ebedi olarak kalacağı cehennemdir" ilahi uyarısını çiğnemişlerdir.Bir de batılı ajanlar tarafından kurulan sahte tarikatların günümüzdeki temsilcileri de görevlerini eksiksiz yapmaktadır. Kendilerine verilen mezhep ayrıştırmacılığı görevini her platformda dillendiren bu batı uşağı cübbeli, takkeli ajanlar, Cenab-ı Hakkın "Müslüman Müslümanın kardeşidir" uyarısını batılılar adına görmezden gelmektedirler. Bunların da akıbetleri hayrolmayacaktır.Ancak, Allah'ın emrettiği, Peygamber ve Ehl-i Beyt'inin tarif ettiği bir inanç ve amel akıbetleri hayredecektir. Genişliği yer ve gök kadar olan cennete kavuşmanın yolu budur.