Bağımsız Türkiye Partisi'nin Ankara Tandoğan Meydanı'nda gerçekleştirdiği ilk açık hava mitingi, muhteşem geçti. 2. Kuvayı Milliye Hareketinin önderi Prof. Dr. Haydar Baş, yüzbinlerce insanın tek yürek, tek bilek olduğu "AB'ye Karşı Bağımsız Türkiye" mitinginde yaptığı konuşmada, vatandaşın krizlerle birlikte tüketilen ümitlerini tazeledi. Mitinge katılan coşkulu vatandaşlar, hep bir ağızdan "Avrupa Birliği'ne hayır" dedi
Başkent Ankara, dün tarihinin en görkemli mitingine sahne oldu. Geçtiğimiz yıl 10 Haziran'da Ermeni soykırımını lanetleyen yüzbinlerce Başkentli, bu kez Bağımsız Türkiye Partisi tarafından düzenlenen "AB'ye Karşı Bağımsız Türkiye" mitinginde yüzbinler tek ses, tek yürek oldu ve hep birlikte Avrupa Birliği'ne "hayır" dedi.
2. Kuvayı Milliye Hareketinin Önderi ve Mimarı Prof. Dr. Haydar Baş, mitingteki konuşmasına, "Bugün burada tarihi bir gün yaşıyoruz. Hep birlikte AB'ye hayır demek için burada toplandık. Bu Milletin bağımsızlığını ilan etmek için toplandık" sözleriyle başladı. Prof. Dr. Baş, sözlerini Atatürk'ün şu tarihi ifadesiyle sürdürdü: "Ben 1919 senesi Mayıs'ı içinde Samsun'a çıktığım gün elimde maddi hiç bir kuvvet yoktu. Yalnız Türk milletinin asaletinden doğan ve benim vicdanımı dolduran yüksek ve manevi bir kuvvet vardı. İşte ben bu milli kuvvete, bu Türk milletine güvenerek işe başladım."
İnsanlık tarihinin en asil milleti
Türk Milletinin insanlık tarihinin en güçlü, en asil milleti olduğuna işaret eden Prof. Dr. Haydar Baş, Türk Milletinin merhamette, şecaatte, vefada, düşenin elini tutmada, insanlara yardım etmede dünyada tek millet olduğunu dile getirdi.
Güçlü millet, güçlü devletTürk milletinin, insanlık tarihinin en şerefli, medeni, izzetli, merhametli, keremli milleti olduğunu, böyle bir topluluğu insanlık tarihinin bir daha görmediğini, Türk milletinin devletinin cihanın en güçlü devleti olduğunu, bugün de olmak mecburiyeti bulunduğunu söyleyen Prof. Dr. Haydar Baş, güçlü bir millet olmak için mutlaka güçlü bir devlete ihtiyaç bulunduğunu ifade etti.
Prof. Dr. Baş, şunları söyledi: "Şimdi dünyada can emniyeti, din emniyeti, mal emniyeti, namus emniyeti yoksa, bunun sebebi, yemin ediyorum ki, Türk milletinin elinin dünya sahnesinden çekilmesidir."
Entrikalar sahnedeProf. Dr. Haydar Baş, Türkiye'de ülkeyi entrikalarla yok etmek isteyenlerin uzun zamandır sahnelerde olduğunu, büyük oyunlar oynandığını vurguladı. Bu oyunları oynayanların milleti, devletle, askerle, milletle ve ailesiyle karşı karşıya getirdiğine işaret eden Prof. Dr. Baş, alandakilere, "Bu oyunlara son vermeye hazır mısınız?" diye sordu. Alanlardakiler de "Evet" diye karşılık verdi.
"Devlet küçültülemez"Prof. Dr. Haydar Baş, güçlü millet olmak için mutlaka güçlü bir devlet iradesine ihtiyaç olduğunu kaydetti. ABD, Fransa, İngiltere gibi ülkelerin milli gelirlerinin yüzde 40'ını kamu harcamalarına tahsis ettiğine işaret eden Prof. Dr. Baş, Türkiye'de bu oranın yüzde 29 olduğunu dile getirdi.
"Eğer büyük devlet olmak istiyorsak mutlaka silahlı kuvvetleri dünyanın en güçlü ordusu haline getirmek mecburiyetindeyiz" diyen Prof. Dr. Baş, "Devletleri ayakta tutan onun silahlı kuvvetleridir. Eğer büyük devlet olmak istiyorsan, silahlı kuvvetlerini güçlü haline getirmelisin" diye konuştu.
"AB'ye neden karşı çıkıyoruz?"AB'ye hamasi duygulardan dolayı karşı çıktığını zannettikleri açıklamasında bulunan Prof. Dr. Haydar Baş, Avrupa Parlamentosu'nun aldığı kararların bile AB'ye karşı olmak için yettiğini ve bu topluluğa karşı çıkmanın hepimize farz olduğunu belirterek bu kararlardan bazılarını şöyle dile getirdi:
* "Türkiye Kıbrıs Cumhuriyeti topraklarının % 37'sini yasa dışı bir biçimde işgal etmektedir.",
* "Avrupa Parlamentosu (AP), Türk Hükümetine, Kuzey Kıbrıs'taki işgal güçlerini geri çekme çağrısında bulunur.",
* "AP, Doğu Ege'de Kardak adası ile ilgili olarak Türkiye'nin provokatif askeri operasyonlarından kaygı duymaktadır.",
* "AP, Türkiye'nin, AB'nin bir üyesi olan Yunanistan'ın egemenlik haklarını ihlal etmesinden, Ege'deki askeri gerginliği arttırmasından kaygı duymaktadır.",
* "AP'ye göre Kardak Adası 1923 Lozan, 1947 Paris, 1932'de yapılan Türkiye İtalya protokolü ile 12 ada gurubuna dahildir. Ve Yunanistan toprağıdır."
Prof. Dr. Baş, AB'nin Kıbrıs'ı, Ege'yi Yunanistan'a vermek istemenin yanısıra daha Türkiye Cumhuriyeti Devleti aleyhine nice faaliyetler sergilediğine dikkati çekti.
Ülkeyi kalkındırmanın reçetesiMemleketteki ekonomik sıkıntıya da değindiği konuşmasında Prof. Dr. Haydar Baş, "24 saatte bu badireyi aşalım" demesine rağmen kendisini dinlemediklerini, IMF'nin "Eğer onu dinlerseniz bizim ekmeğimiz kesilir" dediği için kulaklarını tıkadıklarını, şimdi de işin içinden çıkamaz duruma geldiklerini söyledi. Enflasyonu düşürmenin de, pahalılığı önlemenin de, ülkeyi kalkındırmanın da reçetesinin kendilerinde olduğunu söyleyen Prof. Dr. Haydar Baş, BTP iktidarında maliye, sigorta vergilerinin, hammadde ve enerji girdilerinin düşürüleceğini, 100 milyarın altında geliri olandan, işçiden, memurdan vergi alınmayacağını, iş yapmak isteyip de cebinde parası olmayan vatandaşlara faizsiz kredi verileceğini, tarım kesiminde çalışanlara daha tohumun tarlaya atmadan % 50 avans verileceğini, ürününü topladığında da pazar bulunacağını belirterek şöyle dedi:
"Bizim dönemimizde işçi de memur da çiftçi de bayram edecek. Biz de bayram edeceğiz. Bu millet bunlara layıktır. Avrupa kapılarında dilenmeye artık son vereceğiz. Ben Avrupalısına, Asyalısına, Afrikalısına bu milletin elini öptüreceğim. Ama bu sizinle olur. Var mısınız? Fazla değil bir dönemde bu milleti ayağa kaldıracağız. Biz bu ülkeyi kalkındıracağız. Ve memlekette güller açacak, gönüller gülecek. Var mısınız?"
Başkent Ankara, dün tarihinin en görkemli mitingine sahne oldu. Geçtiğimiz yıl 10 Haziran'da Ermeni soykırımını lanetleyen yüzbinlerce Başkentli, bu kez Bağımsız Türkiye Partisi tarafından düzenlenen "AB'ye Karşı Bağımsız Türkiye" mitinginde yüzbinler tek ses, tek yürek oldu ve hep birlikte Avrupa Birliği'ne "hayır" dedi.
2. Kuvayı Milliye Hareketinin Önderi ve Mimarı Prof. Dr. Haydar Baş, mitingteki konuşmasına, "Bugün burada tarihi bir gün yaşıyoruz. Hep birlikte AB'ye hayır demek için burada toplandık. Bu Milletin bağımsızlığını ilan etmek için toplandık" sözleriyle başladı. Prof. Dr. Baş, sözlerini Atatürk'ün şu tarihi ifadesiyle sürdürdü: "Ben 1919 senesi Mayıs'ı içinde Samsun'a çıktığım gün elimde maddi hiç bir kuvvet yoktu. Yalnız Türk milletinin asaletinden doğan ve benim vicdanımı dolduran yüksek ve manevi bir kuvvet vardı. İşte ben bu milli kuvvete, bu Türk milletine güvenerek işe başladım."
İnsanlık tarihinin en asil milleti
Türk Milletinin insanlık tarihinin en güçlü, en asil milleti olduğuna işaret eden Prof. Dr. Haydar Baş, Türk Milletinin merhamette, şecaatte, vefada, düşenin elini tutmada, insanlara yardım etmede dünyada tek millet olduğunu dile getirdi.
Güçlü millet, güçlü devletTürk milletinin, insanlık tarihinin en şerefli, medeni, izzetli, merhametli, keremli milleti olduğunu, böyle bir topluluğu insanlık tarihinin bir daha görmediğini, Türk milletinin devletinin cihanın en güçlü devleti olduğunu, bugün de olmak mecburiyeti bulunduğunu söyleyen Prof. Dr. Haydar Baş, güçlü bir millet olmak için mutlaka güçlü bir devlete ihtiyaç bulunduğunu ifade etti.
Prof. Dr. Baş, şunları söyledi: "Şimdi dünyada can emniyeti, din emniyeti, mal emniyeti, namus emniyeti yoksa, bunun sebebi, yemin ediyorum ki, Türk milletinin elinin dünya sahnesinden çekilmesidir."
Entrikalar sahnedeProf. Dr. Haydar Baş, Türkiye'de ülkeyi entrikalarla yok etmek isteyenlerin uzun zamandır sahnelerde olduğunu, büyük oyunlar oynandığını vurguladı. Bu oyunları oynayanların milleti, devletle, askerle, milletle ve ailesiyle karşı karşıya getirdiğine işaret eden Prof. Dr. Baş, alandakilere, "Bu oyunlara son vermeye hazır mısınız?" diye sordu. Alanlardakiler de "Evet" diye karşılık verdi.
"Devlet küçültülemez"Prof. Dr. Haydar Baş, güçlü millet olmak için mutlaka güçlü bir devlet iradesine ihtiyaç olduğunu kaydetti. ABD, Fransa, İngiltere gibi ülkelerin milli gelirlerinin yüzde 40'ını kamu harcamalarına tahsis ettiğine işaret eden Prof. Dr. Baş, Türkiye'de bu oranın yüzde 29 olduğunu dile getirdi.
"Eğer büyük devlet olmak istiyorsak mutlaka silahlı kuvvetleri dünyanın en güçlü ordusu haline getirmek mecburiyetindeyiz" diyen Prof. Dr. Baş, "Devletleri ayakta tutan onun silahlı kuvvetleridir. Eğer büyük devlet olmak istiyorsan, silahlı kuvvetlerini güçlü haline getirmelisin" diye konuştu.
"AB'ye neden karşı çıkıyoruz?"AB'ye hamasi duygulardan dolayı karşı çıktığını zannettikleri açıklamasında bulunan Prof. Dr. Haydar Baş, Avrupa Parlamentosu'nun aldığı kararların bile AB'ye karşı olmak için yettiğini ve bu topluluğa karşı çıkmanın hepimize farz olduğunu belirterek bu kararlardan bazılarını şöyle dile getirdi:
* "Türkiye Kıbrıs Cumhuriyeti topraklarının % 37'sini yasa dışı bir biçimde işgal etmektedir.",
* "Avrupa Parlamentosu (AP), Türk Hükümetine, Kuzey Kıbrıs'taki işgal güçlerini geri çekme çağrısında bulunur.",
* "AP, Doğu Ege'de Kardak adası ile ilgili olarak Türkiye'nin provokatif askeri operasyonlarından kaygı duymaktadır.",
* "AP, Türkiye'nin, AB'nin bir üyesi olan Yunanistan'ın egemenlik haklarını ihlal etmesinden, Ege'deki askeri gerginliği arttırmasından kaygı duymaktadır.",
* "AP'ye göre Kardak Adası 1923 Lozan, 1947 Paris, 1932'de yapılan Türkiye İtalya protokolü ile 12 ada gurubuna dahildir. Ve Yunanistan toprağıdır."
Prof. Dr. Baş, AB'nin Kıbrıs'ı, Ege'yi Yunanistan'a vermek istemenin yanısıra daha Türkiye Cumhuriyeti Devleti aleyhine nice faaliyetler sergilediğine dikkati çekti.
Ülkeyi kalkındırmanın reçetesiMemleketteki ekonomik sıkıntıya da değindiği konuşmasında Prof. Dr. Haydar Baş, "24 saatte bu badireyi aşalım" demesine rağmen kendisini dinlemediklerini, IMF'nin "Eğer onu dinlerseniz bizim ekmeğimiz kesilir" dediği için kulaklarını tıkadıklarını, şimdi de işin içinden çıkamaz duruma geldiklerini söyledi. Enflasyonu düşürmenin de, pahalılığı önlemenin de, ülkeyi kalkındırmanın da reçetesinin kendilerinde olduğunu söyleyen Prof. Dr. Haydar Baş, BTP iktidarında maliye, sigorta vergilerinin, hammadde ve enerji girdilerinin düşürüleceğini, 100 milyarın altında geliri olandan, işçiden, memurdan vergi alınmayacağını, iş yapmak isteyip de cebinde parası olmayan vatandaşlara faizsiz kredi verileceğini, tarım kesiminde çalışanlara daha tohumun tarlaya atmadan % 50 avans verileceğini, ürününü topladığında da pazar bulunacağını belirterek şöyle dedi:
"Bizim dönemimizde işçi de memur da çiftçi de bayram edecek. Biz de bayram edeceğiz. Bu millet bunlara layıktır. Avrupa kapılarında dilenmeye artık son vereceğiz. Ben Avrupalısına, Asyalısına, Afrikalısına bu milletin elini öptüreceğim. Ama bu sizinle olur. Var mısınız? Fazla değil bir dönemde bu milleti ayağa kaldıracağız. Biz bu ülkeyi kalkındıracağız. Ve memlekette güller açacak, gönüller gülecek. Var mısınız?"
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.