Aslında işler ne de güzel gidiyordu. IMF'nin dayattığı ekonomik end wery komik emirler tam da maya tutuyordu.
İstikrar abidesi koalisyon, kendi öz evladını boğma pahasına ne de ahenkle dans ediyordu.
Piyasalar düzelmek üzereydi hemi de.
Dünyanın bütün strateji kuruluşları donakalmıştı.
Paçadan süzülüp çıkanlar hariç.
ABD bile hayran kalmıştı bu güzel gidişe.
Bu istikrara,
Bu ahenge,
Hemen seslendi bayan Bush;
Hey yenge, nasıl oldu bu denge?
Hatta bize de verin, bize de verin diye Duble Bush, Tripleks Koalisyona telefon edip sormuş:
r Nasıl başardınız?
Cevap verdi yetkililer:
r Mintaksla canım, mintaksla...
devam etti Duble Bush:
r Hemen onu bana faksla.
Evet sevgili Çökelek Üreticileri Kooperatifleri Sendikası Üyeleri.
Ülkede işler bu kadar güzel,
Hükümet bitmez tükenmez gazel,
Şaşkınken ebet ve ezel,
İşte tam bu sırada oldu bir terslik,
Aslında adamlar bir tırslık.
Balkanlar üzerinden gelen soğuk ve yağışlı hava, bir anda, yılların birikimi
olan ülkede işlerin mükemmel gidişini,
Arap saçına, Çine maçına çevirdi.
Yollar olimpik havuza,
Bahçeler kavanoza,
idareciler kakanoza döndü.
(meraklısına not: Kakanoz: Zayıf ve yaşlı kimse, aciz. Kaynak; taraf
tutmayan her hangi bir sözlük)
Ama en önemlisi seralar,
İşte o seralar,
Su doldu tam bu sıralar.
İşler bununla kalmadı sevgili Seraya Evet Saraya Hayır Diyenler Cemiyetinin saygıdeğer elemanları.
Zerzevat, tarihinin en parlak dönemini yaşamaya başladı.
Marul ve maydanoz piyasaları allak bullak oldu.
Hıyar hıyar olalı bu kıymeti yakalayamadı, piyasalarda bolca olmasına
rağmen.
Bir kilo hıyar 1 milyonla davan,
Ispanak 1,5 milyonla çatı katı oluverdi.
Bir ülkede hıyar tarlaları seller sular altında kalırsa tabi ki hıyar değer
kazanır.
Hıyar ve hıyarlık aynı kökten olsalar da aynı manalara gelmemektedir,
sevgili Cacık Sarımsaksız Yenmez Diyenler Derneği Üyeleri.
Neyse hıyar olayına daha sonra değineceğimize söz vererek asıl konuya
geçelim.
Hükümetin bütün programını alt üst etti bu yağmur.
Şimdi olmayan muhalefet, bu konuda da, görünmeyen hükümeti, hazırlıksız yakalanmakla itham edecek ama ben katılmıyorum.
Başbakan ilerlemiş yaşına,
Böbreğindeki taşına,
Sürme çekmiş kaşına,
Bakmadan irticanın göz yaşına,
Ve her şeye aşına,
Ve dahi bir başına, Afganistan'daki çağdışı Taliban rejimini değiştirip, yerine, iki senede çöplüklerde ekmek arayan insanlar ülkesi yaptığı Türkiye modeli bir çağdaşlık getirmeye çalışırken bu terslikler oluverdi.
Yani dikkati ve say-ü gayreti başka yerdeydi.
Böyle olmasaydı, ülkenin üzerini kaplayan Madeın Balkan yağmur yüklü bulutları okuyacağı şu şiirle geldiği yere göndermesi işten bile değildi;
Nedir tanrım başımdaki bulutlar,
Tükenmiyor bendeki bu umutlar
Kim yediyse çabuk çıksın ortaya
Hüsamettin ne oldu bu armutlar.
Hem sonra bütün terslikler Avrupa üzerinden gelirken, Balkanların böylesi bir oyunu yapacağını nereden bile bilirdi.
Ya işte böyle sevgili Ökçe Çakıcıları Derneği Üyeleri, terslik geldi mi gelir, gelmedi mi de gelmez.
Bu işin ne olacağını kimse bilmez.
Yağlı yemeyen dudağını silmez.
İşler ne de güzel gidiyordu.
Bu seraları düzlük yerlerde kim kurdurdu?
Ayağa kalksın çabuk.
Her düzlük göl olmaya müsait bir zemindir.
En kısa zamanda seralar rakımı 900 metreden alçak bir arazide kurulamaz diye bir kanun hükmünde kararname çıkartarak bu işi de çözecektir hükümetimiz,
Bu konudaki duygularımız çok temiz.
Güzel ülkemin,
Temiz,
Semiz,
Ve leziz yurttaşları.
İstikrar abidesi koalisyon, kendi öz evladını boğma pahasına ne de ahenkle dans ediyordu.
Piyasalar düzelmek üzereydi hemi de.
Dünyanın bütün strateji kuruluşları donakalmıştı.
Paçadan süzülüp çıkanlar hariç.
ABD bile hayran kalmıştı bu güzel gidişe.
Bu istikrara,
Bu ahenge,
Hemen seslendi bayan Bush;
Hey yenge, nasıl oldu bu denge?
Hatta bize de verin, bize de verin diye Duble Bush, Tripleks Koalisyona telefon edip sormuş:
r Nasıl başardınız?
Cevap verdi yetkililer:
r Mintaksla canım, mintaksla...
devam etti Duble Bush:
r Hemen onu bana faksla.
Evet sevgili Çökelek Üreticileri Kooperatifleri Sendikası Üyeleri.
Ülkede işler bu kadar güzel,
Hükümet bitmez tükenmez gazel,
Şaşkınken ebet ve ezel,
İşte tam bu sırada oldu bir terslik,
Aslında adamlar bir tırslık.
Balkanlar üzerinden gelen soğuk ve yağışlı hava, bir anda, yılların birikimi
olan ülkede işlerin mükemmel gidişini,
Arap saçına, Çine maçına çevirdi.
Yollar olimpik havuza,
Bahçeler kavanoza,
idareciler kakanoza döndü.
(meraklısına not: Kakanoz: Zayıf ve yaşlı kimse, aciz. Kaynak; taraf
tutmayan her hangi bir sözlük)
Ama en önemlisi seralar,
İşte o seralar,
Su doldu tam bu sıralar.
İşler bununla kalmadı sevgili Seraya Evet Saraya Hayır Diyenler Cemiyetinin saygıdeğer elemanları.
Zerzevat, tarihinin en parlak dönemini yaşamaya başladı.
Marul ve maydanoz piyasaları allak bullak oldu.
Hıyar hıyar olalı bu kıymeti yakalayamadı, piyasalarda bolca olmasına
rağmen.
Bir kilo hıyar 1 milyonla davan,
Ispanak 1,5 milyonla çatı katı oluverdi.
Bir ülkede hıyar tarlaları seller sular altında kalırsa tabi ki hıyar değer
kazanır.
Hıyar ve hıyarlık aynı kökten olsalar da aynı manalara gelmemektedir,
sevgili Cacık Sarımsaksız Yenmez Diyenler Derneği Üyeleri.
Neyse hıyar olayına daha sonra değineceğimize söz vererek asıl konuya
geçelim.
Hükümetin bütün programını alt üst etti bu yağmur.
Şimdi olmayan muhalefet, bu konuda da, görünmeyen hükümeti, hazırlıksız yakalanmakla itham edecek ama ben katılmıyorum.
Başbakan ilerlemiş yaşına,
Böbreğindeki taşına,
Sürme çekmiş kaşına,
Bakmadan irticanın göz yaşına,
Ve her şeye aşına,
Ve dahi bir başına, Afganistan'daki çağdışı Taliban rejimini değiştirip, yerine, iki senede çöplüklerde ekmek arayan insanlar ülkesi yaptığı Türkiye modeli bir çağdaşlık getirmeye çalışırken bu terslikler oluverdi.
Yani dikkati ve say-ü gayreti başka yerdeydi.
Böyle olmasaydı, ülkenin üzerini kaplayan Madeın Balkan yağmur yüklü bulutları okuyacağı şu şiirle geldiği yere göndermesi işten bile değildi;
Nedir tanrım başımdaki bulutlar,
Tükenmiyor bendeki bu umutlar
Kim yediyse çabuk çıksın ortaya
Hüsamettin ne oldu bu armutlar.
Hem sonra bütün terslikler Avrupa üzerinden gelirken, Balkanların böylesi bir oyunu yapacağını nereden bile bilirdi.
Ya işte böyle sevgili Ökçe Çakıcıları Derneği Üyeleri, terslik geldi mi gelir, gelmedi mi de gelmez.
Bu işin ne olacağını kimse bilmez.
Yağlı yemeyen dudağını silmez.
İşler ne de güzel gidiyordu.
Bu seraları düzlük yerlerde kim kurdurdu?
Ayağa kalksın çabuk.
Her düzlük göl olmaya müsait bir zemindir.
En kısa zamanda seralar rakımı 900 metreden alçak bir arazide kurulamaz diye bir kanun hükmünde kararname çıkartarak bu işi de çözecektir hükümetimiz,
Bu konudaki duygularımız çok temiz.
Güzel ülkemin,
Temiz,
Semiz,
Ve leziz yurttaşları.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Müslim Karabacak / diğer yazıları
- Ana-baba hakları-2 / 30.04.2024
- Ana-baba hakları -1 / 25.04.2024
- Müşriklerle hicv / 21.04.2024
- Kıyas önemlidir.... / 14.04.2024
- Kur'anı doğru anlamak / 13.04.2024
- Şimdi sırada "Dinsel Dönüşüm" var / 07.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -5 / 03.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -4 / 27.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -3 / 26.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -2 / 21.03.2024
- Ana-baba hakları -1 / 25.04.2024
- Müşriklerle hicv / 21.04.2024
- Kıyas önemlidir.... / 14.04.2024
- Kur'anı doğru anlamak / 13.04.2024
- Şimdi sırada "Dinsel Dönüşüm" var / 07.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -5 / 03.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -4 / 27.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -3 / 26.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -2 / 21.03.2024