Kullar atmış... Kullar itmiş... Kullar yapayalnız bırakıp gitmiş... Seni yerinden yurdundan etmiş... Mesele değil, yeter ki O atmasın, itmesin, terk etmesin.
Çöller yutmuş... Göller yutmuş... Yollar yutmuş ya da yeller kapıp gitmiş... Mesele değil, O tutarsa yeter.
Yusuf'u; sahiplerini yakıp kavuran, esip savuran bir haset kasırgası aldı da, ana kucağından, baba ocağından ayırdı da, ölüm kuyusuna, yaban ellere, yâd ellere fırlattı, en acısından gurbeti, hasreti, mağduriyeti, mahkumiyeti tattırdı. Ama çocuk Yusuf; kuyuya atıldığında "Allah, Allah, Allah" diye Lafza-i Celal zikrine başlamıştı, alemleri kudret elinde tutanın ismine sığınmıştı ya, işte o zaman kazanmıştı. Allah'ı kazanan neyi kaybederdi ki ve Allah'ın tuttuğunu kim atabilirdi ki... Allah hem Yusuf'u tuttu, hem de Yusuf'u ölüm kuyusuna atan kardeşlerin, abilerin perçemlerinden tuttu ve günün birinde bir lokma ekmeğe muhtaç bir şekilde Yusuf'un kapısına getirdi.
Cürmümüzden, isyanımızdan, ihmalimizden ötürü, O'nun atmasından korkarım.
Yunus Peygamberi de yol arkadaşları deryanın derinliklerine atıvermişlerdi ama herşyi tutan kudret eli Yunus'u tutmuştu. O tutmayı, alıp kurtarmayı, çekip çıkarmayı murad ederse, her şey o iş için seferber olur. Su seferber olur, balık seferber olur... O murad etmeseydi, balık yutar mıydı ve bir kıyıya atar mıydı?
O murad etmeseydi, O ferman eylemeseydi Kızıldeniz ikiye ayrılır mıydı?
Nemrut İbrahim'i, delikanlı İbrahim'i ateşe attı. Aslında kendi dünyasını, ukbasını ateşe attığını fark edemedi. Meydanları dolduran dünyanın odununu yaktı ama Halilullah'ı, Allah'ın 'dostum' dediği İbrahim'i yakamadı, yakamazdı. Odun dağlarını yiyip bitirmek için göklere yükselen alev, "İbrahim için serin ve selamet ol" emrine tâbi idi.
Kullar önüne ölüm kuyusunu koysa da, deryanın ortasında dev dalgaların kucağına terk etse de, alevleri göklere yükselen cehennemî ateşlerin ortasına atsa da, Alemlerin Rabbinin tuttuğu tarafta iseniz, O'na sığınmış ve himayesine girmeye hak kazanmışsanız diğerleri geçicidir, acıları, korkuları geçicidir...
O'nun atmasından korkarım, korkalım...
Çeşitli sevdaların, emellerin, plan ve programların peşinde koşan insanlar! Allah'ın muradına, rızasına, arzusuna muhalefetten korkun, ayrı düşmekten, aykırı düşmekten korkun. O'nun plan ve programları ile çelişen programlarınızın, emellerinizin arkasını derhal bırakın.
"Muhakkak ki Sen büyük bir ahlak üzere yaratıldın" İlahi taltifi ile takdim edilen, "Seni ancak alemlere rahmet olarak gönderdik" ilahi beyanı ile aleme arz edilen son elçi Hz. Muhammed Aleyhisselamın tebliğine, beyanına, takdirine, takririne, sünnetine, tatbikatına aykırı beyanda bulunmaktan, davranış sergilemekten, O'nun ruhaniyetini incitecek imalardan ve telmihlerden korkun, korkarım, korkalım...
Resulüllaha ters düşmek, Allah'a ters düşmektir ve Allah ve Resulüne ters düşenlerin ise hangi uçurumlardan nasıl düşeceğinden korkulur.
Ola kim rahmet kıla ol Padişah...
Çöller yutmuş... Göller yutmuş... Yollar yutmuş ya da yeller kapıp gitmiş... Mesele değil, O tutarsa yeter.
Yusuf'u; sahiplerini yakıp kavuran, esip savuran bir haset kasırgası aldı da, ana kucağından, baba ocağından ayırdı da, ölüm kuyusuna, yaban ellere, yâd ellere fırlattı, en acısından gurbeti, hasreti, mağduriyeti, mahkumiyeti tattırdı. Ama çocuk Yusuf; kuyuya atıldığında "Allah, Allah, Allah" diye Lafza-i Celal zikrine başlamıştı, alemleri kudret elinde tutanın ismine sığınmıştı ya, işte o zaman kazanmıştı. Allah'ı kazanan neyi kaybederdi ki ve Allah'ın tuttuğunu kim atabilirdi ki... Allah hem Yusuf'u tuttu, hem de Yusuf'u ölüm kuyusuna atan kardeşlerin, abilerin perçemlerinden tuttu ve günün birinde bir lokma ekmeğe muhtaç bir şekilde Yusuf'un kapısına getirdi.
Cürmümüzden, isyanımızdan, ihmalimizden ötürü, O'nun atmasından korkarım.
Yunus Peygamberi de yol arkadaşları deryanın derinliklerine atıvermişlerdi ama herşyi tutan kudret eli Yunus'u tutmuştu. O tutmayı, alıp kurtarmayı, çekip çıkarmayı murad ederse, her şey o iş için seferber olur. Su seferber olur, balık seferber olur... O murad etmeseydi, balık yutar mıydı ve bir kıyıya atar mıydı?
O murad etmeseydi, O ferman eylemeseydi Kızıldeniz ikiye ayrılır mıydı?
Nemrut İbrahim'i, delikanlı İbrahim'i ateşe attı. Aslında kendi dünyasını, ukbasını ateşe attığını fark edemedi. Meydanları dolduran dünyanın odununu yaktı ama Halilullah'ı, Allah'ın 'dostum' dediği İbrahim'i yakamadı, yakamazdı. Odun dağlarını yiyip bitirmek için göklere yükselen alev, "İbrahim için serin ve selamet ol" emrine tâbi idi.
Kullar önüne ölüm kuyusunu koysa da, deryanın ortasında dev dalgaların kucağına terk etse de, alevleri göklere yükselen cehennemî ateşlerin ortasına atsa da, Alemlerin Rabbinin tuttuğu tarafta iseniz, O'na sığınmış ve himayesine girmeye hak kazanmışsanız diğerleri geçicidir, acıları, korkuları geçicidir...
O'nun atmasından korkarım, korkalım...
Çeşitli sevdaların, emellerin, plan ve programların peşinde koşan insanlar! Allah'ın muradına, rızasına, arzusuna muhalefetten korkun, ayrı düşmekten, aykırı düşmekten korkun. O'nun plan ve programları ile çelişen programlarınızın, emellerinizin arkasını derhal bırakın.
"Muhakkak ki Sen büyük bir ahlak üzere yaratıldın" İlahi taltifi ile takdim edilen, "Seni ancak alemlere rahmet olarak gönderdik" ilahi beyanı ile aleme arz edilen son elçi Hz. Muhammed Aleyhisselamın tebliğine, beyanına, takdirine, takririne, sünnetine, tatbikatına aykırı beyanda bulunmaktan, davranış sergilemekten, O'nun ruhaniyetini incitecek imalardan ve telmihlerden korkun, korkarım, korkalım...
Resulüllaha ters düşmek, Allah'a ters düşmektir ve Allah ve Resulüne ters düşenlerin ise hangi uçurumlardan nasıl düşeceğinden korkulur.
Ola kim rahmet kıla ol Padişah...
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- İktidara düşen… / 22.04.2025
- Yaşadıklarımızın resmidir / 21.04.2025
- Vefatının beşinci yıl dönümünde Haydar Baş tüm yurtta anılıyor / 15.04.2025
- Mevcut manzara seni üzmüyorsa… / 11.04.2025
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025
- Yaşadıklarımızın resmidir / 21.04.2025
- Vefatının beşinci yıl dönümünde Haydar Baş tüm yurtta anılıyor / 15.04.2025
- Mevcut manzara seni üzmüyorsa… / 11.04.2025
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025