Atatürk'ün siyasetine dönüş şart
Atatürk Vatandır Sempozyumu'nda konuşan Dr. Ahmet Hamdi Kepekçi , "Türkiye ABD'nin Büyük Ortadoğu Projesi kapsamında uyguladığı politikasından vazgeçmelidir. Yeniden Mustafa Kemal Atatürk'ün bölge siyasetine dönülmelidir" dedi.
09.10.2017 00:00:00
Yeni Mesaj Gazetesi tarafından her hafta farklı bir kentte düzenlenen "Atatürk Vatandır Sempozyumu'na bu hafta Bursa ev sahipliği yaptı.
Buttim Kongre Merkezi'nde iki oturum halinde düzenlenen sempozyumda Mustafa Kemal Atatürk farklı yönleriyle anlatıldı.
Konuşmacılardan Yardımcı Doçent Doktor Ahmet Hamdi Kepekçi Atatürk'ün Ortadoğu politikasına değindi. "Nasıl bir strateji izlenmesi gerekiyor ki Ortadoğu'daki ateş sönsün, tansiyon artmasın, akan kan dursun" diye soran Kepekçi, "İşte bunun çözümünü Mustafa Kemal Atatürk'te görüyoruz. Komşularla iyi ilişkiler Mustafa Kemal'in ve yeni kurulan cumhuriyetin temel dış politika hedefi olmuştur" dedi.
Kepekçi şu ifadeleri kullandı: "Bunu yapısal hale getiren 1934 yılında imzalanan Balkan Paktı ve daha sonra imzalanan Sadabat Paktı'dır. Bu anlaşmalarla komşularımızla iyi ilişkiler kurulmuştu. Atatürk'ün emperyalistlerin bölge üzerindeki hesaplarını görerek geliştirdiği bu politika daha sonra bozuldu. Komşularla komşuluk yapılamadı ve hassasiyetler göz ardı edildi. Bu göz ardı edilen hususlardan bir tanesi İsrail ile olan ilişkilerdir. Neden? Çünkü İsrail'in bu bölge üzerinde emeli var. Arz-ı Mev'ud adı altında Fırat ve Dicle arasını kendi vatanı olarak kabul ediyor. Arz-ı Mev'ud Türkiye, Suriye, Irak ve İran topraklarını tehdit ediyor. Bu dört devletin de İsrail'e karşı bir hassasiyeti var. O halde İsrail ile ilişkiler belli bir ölçü içinde olması gerekiyor. Ama maalesef ülkemizi yönetenler bu hassasiyete dikkat etmediler. Özellikle 1996'da Erbakan'ın başbakanlığı döneminde İsrail ile yapılan gizli anlaşmalar halen devam etmektedir ve dış politikamızın bir kamburu durumundadır."
'Suriye ile artık barışmak şart'
Peşmerge lideri Mesut Barzani'nin gerçekleştirdiği bağımsızlık referandumuna da değinen Kepekçi, bu adımın arkasında büyük İsrail planının yattığını söyledi. "Irak'ın kuzeyinde Kürdistan kurulacak deniyor. Barzani'nin etrafında onu yönlendiren ve teşvik eden Yahudiler var deniyor" ifadelerini kullanan Kepekçi konuşmasına şu şekilde devam etti: "Bunu referandum sürecinde İsrail ve ABD bayrakları ile kutlama yaparak açık ettiler. Bütün bunlar şimdi gündem ediliyor, bunlar daha önce konuşulmamış gibi davranılıyor. Bu bölge dünya güçlerinin gözünün olduğu bölgedir. Bu bölgenin gerektirdiği basireti, dirayeti ortaya koyamazsanız gemiyi bastırırsınız. Ülkemizin geldiği noktayı görüyor musunuz? Dün neredeydik bugün neredeyiz. Maalesef her geçen gün siyasi, ekonomik ve güvenlik dengeleri daha çok sarsılıyor. Millet olma gerçeğinden her geçen gün biraz daha çok taviz veriliyor. Buna bir bakıma bataklık da diyebiliriz. Bu sonu olmayan savaşın bir kazananı olmaz. Çatışmaların uzun sürmesi, çatışmalar nedeniyle insani yardımların bölgeye ulaşmaması yeni bir göç dalgasını da beraberinde getirecektir. Irak'ın toprak bütünlüğü için merkezi Irak hükümeti ile irtibat sağlanıyor. Suriye'nin toprak bütünlüğü için de Suriye devleti ile mutlaka anlaşma sağlanmalıdır. Türkiye, ABD'nin Büyük Ortadoğu Projesi kapsamında uyguladığı politikasından vazgeçmelidir. Yeniden Mustafa Kemal'in bölge siyasetine dönülmelidir. Olması gereken bölge ülkelerinin toprak bütünlüğünün devam etmesidir. Türkiye'nin yapması gereken Suriye hükümeti ile bir an önce anlaşmak, bu dirayeti, bu siyaseti, bu basireti, Atatürk'ün politikasını yeniden hayata geçirecek olan Prof. Dr. Haydar Baş ve kadrosuyla beraber olmaktır."
'Atatürk'ün tek mirası Türkiye'
Atatürk Vatandır Sempozyumu'nda konuşan isimlerden biri de Dr. Abdullah Terzi'ydi. Dr. Terzi, "Mustafa Kemal'e hayatı boyunca bugün bazıları için dendiği gibi ne rüşvetçi denilmiş, ne zimmetine para geçirdiği iddia edilmiş, ne de bir haramı helal kabul edip ona göre kılıf uydurduğu görülmüştür. Birilerine bu örnek olmalıdır" dedi.
"Atatürk bütün mal varlığını hazineye devretmiştir" diyen Dr. Terzi şöyle devam etti: "İnsanlar iki şeye değer verir; para ve makam. Atatürk bu ikisine de değer vermeyen bir liderdir. Sadece mal varlığını hazineye yani millete devretmemiş aynı zamanda milli mücadeleye atıldığı gün üniformasını da çıkarmıştır. Onun yalnız bir ideal ve mefkûresi vardır o da Türk milletini yüceltmek. Atatürk'ün milletine karşı yaptığı fedakârlığı tarihte hiçbir lider yapmamıştır. O vefat ettiğinde üzerinde hiçbir şey yoktu ama geriye koskoca bir Türkiye Cumhuriyeti devleti bıraktı. Şimdi bir mukayese yapalım. Eğer bugün siyasete atılanlar siyasete girdikten sonra siyasetten önceki mal varlıklarına daha fazlasını katıyorlarsa vay onların haline."
'Haydar Baş ile beraber olunmalı'
Sempozyumun kapanış konuşmasını ise Gaziantep Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ömer Eyercioğlu yaptı. Mondros Mütarekesi'nin ve ardından Sevr'in imzalanıp Osmanlı ordusunun terhis edildiği bir ortamda Atatürk'ün milli mücadelenin ateşini yaktığını ifade eden Eyercioğlu, "Dün kapitülasyonlar sonrası ortaya çıkan borçlar dolayısıyla nasıl bu ülke işgal edildiyse bugün de aynı şey tekrar yaşanıyor" dedi.
Konuşmasında "Onun için Gazi Mustafa Kemal'in ruhuna ihtiyaç var. O ruhla yürüyen, bağımsızlık karakterli bir insana ihtiyaç var. Ehl-i Beyt nefesini arkasına almış bir insana ihtiyaç var. O insan var. O insan Prof. Dr. Haydar Baş'tır" ifadelerini kullanan Prof. Dr. Eyercioğlu, BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş riyasetinde yapılan Atatürk Vatandır sempozyumlarında gerçek Atatürk'ün anlatıldığını söyledi.
Eyercioğlu şöyle konuştu: "Onun için bugüne kadar Mustafa Kemal ile ilgili söylenen her şeyi bir kenara bırakın ve yeni bir sayfa açın. O sayfada Gazi Mustafa Kemal'in gerçeğini öğrenin. Bugün bize gerçek Atatürk'ün öğreten, onunla aynı yolda yürüyen Prof. Dr. Haydar Baş ile beraber olmaktan başka çıkar bir yol yoktur. Dün Osmanlı'nın mareşali üniformasını çıkarıp Atatürk'ün yanına geldi ve nefer oldu. Bugün de bu ülkenin kaygısını taşıyan, ben bu ülkenin evladıyım diyen herkesin aynı şeyi yapması gerekir. Makamı rütbesi ne olursa olsun o liderin etrafında buluşmaya mecburdur. Yani Prof. Dr. Haydar Baş ile yürürsek dün verdiğimiz istiklal mücadelesini tekrar verebilecek imkânı yakalarız. Tekrar bu ülkeyi bağımsız bir devlet haline getiririz. Atatürk milli mücadeleden sonra büyük bir zafer daha kazandı. Ne yaptı? Türkiye Cumhuriyeti devletini bütün dünyaya kabul ettirdi. Bunu küçümsemeyin. Biz en haklı olduğumuz Kıbrıs davasını hala bir konuma oturtamadık. Hala taviz vermeye devam ediyoruz. Bir ülkeyi kurtarmak, kurmak, yaşatmak ve bütün dünyaya kabul ettirmek çok büyük bir iştir. Onu büyük insanlar yapar. Onu Atatürk yaptı. Onu bugünün büyük insanı Prof. Dr. Haydar Baş yapacak" diye konuştu.
YENİ MESAJ/BURSA
Buttim Kongre Merkezi'nde iki oturum halinde düzenlenen sempozyumda Mustafa Kemal Atatürk farklı yönleriyle anlatıldı.
Konuşmacılardan Yardımcı Doçent Doktor Ahmet Hamdi Kepekçi Atatürk'ün Ortadoğu politikasına değindi. "Nasıl bir strateji izlenmesi gerekiyor ki Ortadoğu'daki ateş sönsün, tansiyon artmasın, akan kan dursun" diye soran Kepekçi, "İşte bunun çözümünü Mustafa Kemal Atatürk'te görüyoruz. Komşularla iyi ilişkiler Mustafa Kemal'in ve yeni kurulan cumhuriyetin temel dış politika hedefi olmuştur" dedi.
Kepekçi şu ifadeleri kullandı: "Bunu yapısal hale getiren 1934 yılında imzalanan Balkan Paktı ve daha sonra imzalanan Sadabat Paktı'dır. Bu anlaşmalarla komşularımızla iyi ilişkiler kurulmuştu. Atatürk'ün emperyalistlerin bölge üzerindeki hesaplarını görerek geliştirdiği bu politika daha sonra bozuldu. Komşularla komşuluk yapılamadı ve hassasiyetler göz ardı edildi. Bu göz ardı edilen hususlardan bir tanesi İsrail ile olan ilişkilerdir. Neden? Çünkü İsrail'in bu bölge üzerinde emeli var. Arz-ı Mev'ud adı altında Fırat ve Dicle arasını kendi vatanı olarak kabul ediyor. Arz-ı Mev'ud Türkiye, Suriye, Irak ve İran topraklarını tehdit ediyor. Bu dört devletin de İsrail'e karşı bir hassasiyeti var. O halde İsrail ile ilişkiler belli bir ölçü içinde olması gerekiyor. Ama maalesef ülkemizi yönetenler bu hassasiyete dikkat etmediler. Özellikle 1996'da Erbakan'ın başbakanlığı döneminde İsrail ile yapılan gizli anlaşmalar halen devam etmektedir ve dış politikamızın bir kamburu durumundadır."
'Suriye ile artık barışmak şart'
Peşmerge lideri Mesut Barzani'nin gerçekleştirdiği bağımsızlık referandumuna da değinen Kepekçi, bu adımın arkasında büyük İsrail planının yattığını söyledi. "Irak'ın kuzeyinde Kürdistan kurulacak deniyor. Barzani'nin etrafında onu yönlendiren ve teşvik eden Yahudiler var deniyor" ifadelerini kullanan Kepekçi konuşmasına şu şekilde devam etti: "Bunu referandum sürecinde İsrail ve ABD bayrakları ile kutlama yaparak açık ettiler. Bütün bunlar şimdi gündem ediliyor, bunlar daha önce konuşulmamış gibi davranılıyor. Bu bölge dünya güçlerinin gözünün olduğu bölgedir. Bu bölgenin gerektirdiği basireti, dirayeti ortaya koyamazsanız gemiyi bastırırsınız. Ülkemizin geldiği noktayı görüyor musunuz? Dün neredeydik bugün neredeyiz. Maalesef her geçen gün siyasi, ekonomik ve güvenlik dengeleri daha çok sarsılıyor. Millet olma gerçeğinden her geçen gün biraz daha çok taviz veriliyor. Buna bir bakıma bataklık da diyebiliriz. Bu sonu olmayan savaşın bir kazananı olmaz. Çatışmaların uzun sürmesi, çatışmalar nedeniyle insani yardımların bölgeye ulaşmaması yeni bir göç dalgasını da beraberinde getirecektir. Irak'ın toprak bütünlüğü için merkezi Irak hükümeti ile irtibat sağlanıyor. Suriye'nin toprak bütünlüğü için de Suriye devleti ile mutlaka anlaşma sağlanmalıdır. Türkiye, ABD'nin Büyük Ortadoğu Projesi kapsamında uyguladığı politikasından vazgeçmelidir. Yeniden Mustafa Kemal'in bölge siyasetine dönülmelidir. Olması gereken bölge ülkelerinin toprak bütünlüğünün devam etmesidir. Türkiye'nin yapması gereken Suriye hükümeti ile bir an önce anlaşmak, bu dirayeti, bu siyaseti, bu basireti, Atatürk'ün politikasını yeniden hayata geçirecek olan Prof. Dr. Haydar Baş ve kadrosuyla beraber olmaktır."
'Atatürk'ün tek mirası Türkiye'
Atatürk Vatandır Sempozyumu'nda konuşan isimlerden biri de Dr. Abdullah Terzi'ydi. Dr. Terzi, "Mustafa Kemal'e hayatı boyunca bugün bazıları için dendiği gibi ne rüşvetçi denilmiş, ne zimmetine para geçirdiği iddia edilmiş, ne de bir haramı helal kabul edip ona göre kılıf uydurduğu görülmüştür. Birilerine bu örnek olmalıdır" dedi.
"Atatürk bütün mal varlığını hazineye devretmiştir" diyen Dr. Terzi şöyle devam etti: "İnsanlar iki şeye değer verir; para ve makam. Atatürk bu ikisine de değer vermeyen bir liderdir. Sadece mal varlığını hazineye yani millete devretmemiş aynı zamanda milli mücadeleye atıldığı gün üniformasını da çıkarmıştır. Onun yalnız bir ideal ve mefkûresi vardır o da Türk milletini yüceltmek. Atatürk'ün milletine karşı yaptığı fedakârlığı tarihte hiçbir lider yapmamıştır. O vefat ettiğinde üzerinde hiçbir şey yoktu ama geriye koskoca bir Türkiye Cumhuriyeti devleti bıraktı. Şimdi bir mukayese yapalım. Eğer bugün siyasete atılanlar siyasete girdikten sonra siyasetten önceki mal varlıklarına daha fazlasını katıyorlarsa vay onların haline."
'Haydar Baş ile beraber olunmalı'
Sempozyumun kapanış konuşmasını ise Gaziantep Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ömer Eyercioğlu yaptı. Mondros Mütarekesi'nin ve ardından Sevr'in imzalanıp Osmanlı ordusunun terhis edildiği bir ortamda Atatürk'ün milli mücadelenin ateşini yaktığını ifade eden Eyercioğlu, "Dün kapitülasyonlar sonrası ortaya çıkan borçlar dolayısıyla nasıl bu ülke işgal edildiyse bugün de aynı şey tekrar yaşanıyor" dedi.
Konuşmasında "Onun için Gazi Mustafa Kemal'in ruhuna ihtiyaç var. O ruhla yürüyen, bağımsızlık karakterli bir insana ihtiyaç var. Ehl-i Beyt nefesini arkasına almış bir insana ihtiyaç var. O insan var. O insan Prof. Dr. Haydar Baş'tır" ifadelerini kullanan Prof. Dr. Eyercioğlu, BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş riyasetinde yapılan Atatürk Vatandır sempozyumlarında gerçek Atatürk'ün anlatıldığını söyledi.
Eyercioğlu şöyle konuştu: "Onun için bugüne kadar Mustafa Kemal ile ilgili söylenen her şeyi bir kenara bırakın ve yeni bir sayfa açın. O sayfada Gazi Mustafa Kemal'in gerçeğini öğrenin. Bugün bize gerçek Atatürk'ün öğreten, onunla aynı yolda yürüyen Prof. Dr. Haydar Baş ile beraber olmaktan başka çıkar bir yol yoktur. Dün Osmanlı'nın mareşali üniformasını çıkarıp Atatürk'ün yanına geldi ve nefer oldu. Bugün de bu ülkenin kaygısını taşıyan, ben bu ülkenin evladıyım diyen herkesin aynı şeyi yapması gerekir. Makamı rütbesi ne olursa olsun o liderin etrafında buluşmaya mecburdur. Yani Prof. Dr. Haydar Baş ile yürürsek dün verdiğimiz istiklal mücadelesini tekrar verebilecek imkânı yakalarız. Tekrar bu ülkeyi bağımsız bir devlet haline getiririz. Atatürk milli mücadeleden sonra büyük bir zafer daha kazandı. Ne yaptı? Türkiye Cumhuriyeti devletini bütün dünyaya kabul ettirdi. Bunu küçümsemeyin. Biz en haklı olduğumuz Kıbrıs davasını hala bir konuma oturtamadık. Hala taviz vermeye devam ediyoruz. Bir ülkeyi kurtarmak, kurmak, yaşatmak ve bütün dünyaya kabul ettirmek çok büyük bir iştir. Onu büyük insanlar yapar. Onu Atatürk yaptı. Onu bugünün büyük insanı Prof. Dr. Haydar Baş yapacak" diye konuştu.
YENİ MESAJ/BURSA
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.