Atatürk Çanakkale'de gösterdiği başarılar ile tanınmıştı. Ciddi mücadeleler ve çektiği restler sonucunda Anafartalar grubu kumandanlığına atandığı kendisine bildirilince bu görev ile ilgili olarak, "Gerçi böyle bir sorumluluğu almak basit bir şey değildir. Fakat ben vatanım yok olduktan sonra yaşamamaya karar verdiğim için bu sorumluluğu yüklendim" diyerek bir insanın en kıymetli varlığı olan canını vatan karşılığı feda ederek yola çıktığını bu olayda ve hayatı boyu yaşadığı her olayda görüyoruz.
Askerlik, Mustafa Kemal için her şeydi. Kazandığı rütbelerin çok büyük bölümünü savaşlarda gösterdiği başarıyla elde etmişti. Amasya Tamimi sonrası İstanbul hükümeti ile yolları tümüyle ayrılmıştı. Önce görevden alınmıştı. Üniformasının üzerinden alınacağı malumdu. O erken davrandı. Askerlikten istifa etti. Atatürk askerlikten istifa ederken tümüyle askerlere ihtiyaç duyacağı bir kurtuluş savaşının zeminini hazırlıyordu. Fedakârlığın, kelleyi koltuğa almanın zirvesini görebiliyor musunuz?
Verilen kararın ve çıkılan yolun zorluğunun anlaşılması bakımından birkaç örnek vermek istiyoruz. Mustafa Kemal, Erzurum Kongresi'ni yapmak üzere Erzurum'a gittiğinde, İstanbul hükümetinin Mustafa Kemal ile ilgili talimatları da telgraf ile Erzurum'a ulaşmıştı. Mustafa Kemal, üniformasını çıkardığında yıllardır yanında bulunmuş, tüm haberleşmelerinde kâtiplik eden ve ölünceye kadar yanında kalmaya ant içmiş müfettişlik kurmay başkanı Kazım Bey (Dirlik);
- Artık görevime devam etme imkânım yok izin verirseniz Kazım Karabekir Paşadan vazife isteyeceğim. Dosyaları kime teslim etmemi emredersiniz? dedi.
Mustafa Kemal vurulmuşa döndü.
- Ya öyle mi? Peki dosyaları Hüsrev Bey'e veriniz, dedi.
Kazım Bey dosyaları verip odayı terk etti. Mustafa Kemal yanında bulunan Rauf Orbay'a dönerek;
- Gördün mü, rütbe ve üniformanın ehemmiyeti yok mu imiş! dedi.
Mustafa Kemal, üniformasından vazgeçerken kendi hayatı adına zerre endişe duymamıştır. Ancak çıktığı yolda o üniforma olmazsa insanların kendisinden emir almayacağından endişe etmiştir.
Tam bu sırada Erzurum'da bulunan 15. Kolordunun komutanı Kazım Karabekir Paşa içeri girmiştir. Mustafa Kemal merak ile Kazım Karabekir Paşa'nın yüzüne bakmaktadır. Çıktığı yolda kendisine destek olmaya mı engel olmaya mı gelmiştir?
Kazım Karabekir Paşa "Üzülecek bir şey yok paşam. Üniformanızı çıkarsanız da mukaddesatım üzerine söz veriyorum ki; size üstüm olduğunuz zamandan daha bağlı kalacağım. Ben kumandamda bulunan subay ve erlerin saygılarını sunmaya geldim" cevabını vermiştir.
Bunun üzerine Mustafa Kemal, sevincinden Kazım Karabekir Paşa'yı kucaklamıştır.
Sivas Kongresi'ne katılmak üzere Erzurum'dan yola çıkacaklardı. Heyet-i Temsiliye'den 4'ü vazgeçmiş, gelmemişti. Yola çıkacaklar paraları yok. Bir emekli binbaşı tüm parasını ödünç vermiştir. Verdiği para 900 Lira. 100 Lira da kendi aralarında toplayarak 1.000 lira yol parası ile yola çıkmışlardır. Erzincan'a geldiklerinde jandarmalar onları durdurmuş ve Kürt haydutların yolu kestiği haberini vermişlerdir. Yola devam etmeleri halinde can güveliklerinin tehlikede olacağını söylemişlerdir. Mustafa Kemal vaktinde Sivas'ta olmak, davamız için hayati öneme sahip diyerek çift mitralyözlü bir otomobili önden hareket ettirerek yola devam etmeye karar verdi. Ufak tefek atışlara önem verilmeyecek, vurulanla ölenle uğraşılmayacak, haydutlarla yakın karşılaşma olursa herkes çarpışacak, sağ kalanlar yola devam edeceklerdi. "Ölen ölür, kalan sağlar bizimdir."
2 Eylül akşamı Sivas'a vardıklarında kalabalık bir karşılama ile karşılanırlar. Kalabalık arasında Fransız subayının tehdidi üzerine telaşlanan Kuvay-i Milliyeci genç Sivas Milletvekili Rasim Bey'i görünce "Gençler için vatan işlerinde ölmek olabilir, korkmak asla" der.
Mustafa Kemal, ömrü boyunca onlarca kez canı ile vatanı arasında tercih yapmak durumunda kalmış ve her defasında vatanını tercih etmiştir.
Bu gün ülkeyi yönetenler ve yönetmek için yola çıkan siyasetçiler; vermek için, feda etmek için değil almak için varlar. Siyasete girdiği için sahip olduğu varlığı kaybedeni görmedik, ancak kazananı çok gördük. Görmeye de devam ediyoruz.
O nedenle, siyaseti ticari yatırım gibi gören, siyaset ile birlikte itibar kazanmayı hedefleyen, yani vermek, feda etmek niyetiyle değil, almak niyeti ile yola çıkanlardan kurtuluş beklemeniz beyhudedir.
BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş, genel başkan seçildiği kongrede yaptığı konuşmada "Ben bu koltuğun hayrını görmek için değil, hakkını vermek için geliyorum" demişti. Yine aynı Konuşmasında "Deniz Gezmiş gibi ben de 29 yaşımda kendimi Türkiye Cumhuriyeti devletinin bağımsızlığına adıyorum" diyerek farkını ortaya koymuştu.
Herkes önüne koyduğu hedefe varmak için mücadele eder. Hedefe ulaşılamaz ise de hedefine yaklaşır. Siyaset ile itibar kazanmak, para kazanmak hedefi ile yola çıkan ya hedefine ulaşıyor ya da yaklaşıyor. Türkiye Cumhuriyeti bağımsızlığı için yola çıkan da ya hedefine ulaşacak ya da yaklaşacaktır.
- Toplumsal barış projesi üzerine bir analiz – 2 / 10.03.2023
- Toplumsal Barış Projesi üzerine bir analiz - 1 / 09.03.2023
- Doğuştan imtiyazlı muhalefet / 14.01.2023
- AKP gömleğini çıkarmamış muhalefet / 13.01.2023
- Paraya hükmetme çağı / 26.07.2022
- Ekonomik kurtuluş savaşı -5- / 10.01.2022
- Ekonomik kurtuluş savaşı -3- / 08.01.2022
- Ekonomik kurtuluş savaşı / 06.01.2022
- Ekonomide ağır faturalar ödemeye hazır mısınız? / 18.11.2021