Dünyada Ar-Ge'ye önem veren gerek devletler ve gerekse de özel şirketlerin rakiplerine çok ciddi fark attıklarını ve onların önüne geçtiklerini görmekteyiz.
Bu konuyu dünya genelinde ele alırsak, kalkınmış ülkeler ile onların Ar-Ge'ye ayırdıkları harcamaları arasında doğrudan ilişki hemen göze çarpacaktır.
Türkiye ise maalesef Ar-Ge çalışmalarına ayırdığı çok düşük bir bütçe ile diğer ülkelerle doğal olarak yetişmesi mümkün olamıyor.
Hangi ülke yıllık Ar-Ge çalışmalarına ne kadar pay ayırıyor?
Dikkatlice bakarsak, niçin bu kadar gerilerden geldiğimizi rahatça anlayabiliriz.
ABD: 476,5 milyar dolar.
Çin: 370,6 milyar dolar.
Japonya: 170,5 milyar dolar.
Almanya: 109,8 milyar dolar.
Güney Kore: 73,2 milyar dolar.
Fransa: 60,8 milyar dolar.
Hindistan: 48,1 milyar dolar.
Türkiye: 18 milyar 339 milyon TL.
İçi boş inşaat sektörüne bunca zamandır ayrılan bütçeyi Ar-Ge'ye ayırmış olsaydık, şimdi kim bilir nerelerde olurduk.
Çok yazık!
Aynı durum nerdeyse tüm ülkelere yayılmış olan dev şirketler için de söz konusudur.
Ar-Ge'nin önemini anlamış kuruluşlardan dikkat çekenlerden biri de Bosch.
Dünyada toplam 390 bin çalışana sahip Bosch, Türkiye'de yaptığı Ar-Ge çalışmaları ile geliştirdiği son teknolojik ürünleri, 40 ülkeye ihraç ediyor.
Araştırmaya önem veren ve bu konuda yatırım ile harcama yapmaktan çekinmeyen devlet kuruluşlarının kalkınması da o ülke vatandaşlarına refah ve gelişmişlik olarak dönüyor.
Biz ne yapıyoruz.
Tam tersini.
O kadar muhteşem buluşları ve üst düzey projeleri olan genç beyinlerimiz var ki, hepsinin hevesi ya kursağında kalıyor, ya da yurt dışı maceraları başlıyor.
Sebep, para ayırmıyoruz.
Pırıl pırıl genç beyinlerimizin yurt dışına gitmek zorunda bırakılmaları bana göre, vatana ihanetle eş değer bir suç.
Yüzde 10 oranında araştırmaya pay ayıran bir kuruluş veya devletle, yüzde 1 oranında pay ayıran arasındaki rekabet sizce bir olabilir mi?
Ar-Ge harcamalarına Türkiye olarak ayırdığımız payın Gayrisafi Yurt İçi Hasıla (GSYH) içerisindeki oranı %0,28 oldu.
Gerçekten yazıklar olsun!
Yazacak başka bir şey bulamıyorum.
Bu arada ülke yönetimini ele alabilmek için birbirleriyle adeta kıran kırana savaş veren iktidar ve muhalefetin parti programlarına bakıldığında, Ar-Ge'den neredeyse eser göremiyoruz.
Ancak parti programında Ar-Ge'ye çok büyük önem veren ve bu konuyu stratejik alan olarak kabul eden bir parti var ki, hakkını teslim etmemek veya ismini vermemek aynı yukarıda vurguladığım gibi ihanet olur.
Bu parti, Bağımsız Türkiye Partisi'dir.
Tek başına Milli Ekonomi Modeli tezi, değil Türkiye'deki dünyada bulunan tüm siyasi hareketleri fersah fersah geride bırakacak bir birikime ve yeniliğe sahip.
Bu modelin sahibi olan BTP lideri Hüseyin Baş Bey, Türkiye'nin içinde bulunduğu buhran ve bunalımın üstesinden gelecek tek isimdir.
Hiçbir siyasi harekete veya onun liderine asla bir saygısızlık olsun diye bunları yazmam.
İnanın aziz Türk milleti,! eğer inat edilir ve bu şeklide devam edilirse; elimizde vatan diye bir şey kalmaz!
- “Kürt sorunu vardır” diyen ajandır! / 17.04.2025
- Türkiye devleti değil, TÜRK devleti! / 16.04.2025
- İslam düşmanı Muaviye, ABD’ye ilham oldu! / 15.04.2025
- Haydar Baş’ı anmak ve anlamak / 14.04.2025
- Kıbrıs Türk’ün tapulu malıdır / 13.04.2025
- Para yok ki ‘BOYKOT’ olsun! / 10.04.2025
- Boykotu bırak satılanlara bak! / 08.04.2025
- ‘Selçuklu ve Osmanlı’yı tarikatlar batırdı’ / 07.04.2025
- Para yok ki ‘BOYKOT’ olsun! / 06.04.2025