Telekulak tartışmaları üzerine değerlendirmelerde bulunan Prof. Dr. Baş, haberleşme özgürlüğünün Anayasa'nın garantisi altında olduğunu söyledi ve "Anayasa'nın tanımadığı bir hakkın kanunla tanınmış olması hukuki değildir" dedi.
Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş Cuma akşamı konuk olarak katıldığı Meltem TV'de yayınlanan Ekoanaliz programında Selim Kotil ve Harun Kayacı'nın yanısıra programa seyirci olarak katılan vatandaşların sorularına cevap verdi. Aynı zamanda ekranları başında programı izleyenlerin SMS'le sordukları soruları da cevaplayan Prof. Dr. Haydar Baş son günlerin en güncel konusu olan telekulak tartışması üzerine çarpıcı değerlendirmelerde bulundu. Olayı insan haklarından hareketle irdelemek gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Baş, "telekulak iki kişi arasında yapılan bir konuşmayı 3. bir kişinin dinlemesidir. Bu hukuki midir?" diye sordu. Konuşmasında haberleşme özgürlüğünün Anayasa'yla garanti altına alındığını söyleyen BTP Genel Başkanı şöyle konuştu: "Farklı değerlendirmelerle birlikte işin hukuki ve insan haklarından hareketle yapılan nedir, bunu irdeleyelim. Tele kulak iki kişi arasında yapılan bir konuşmayı 3. bir kişinin dinlemesidir. Bu hukuki midir, değil midir? Buradan yola çıkarsak Anayasa bu konuda ne diyor evvela yasaların bize verdiği hak ve hürriyetleri önümüze koyalım. Anayasa'nın 22. maddesinde "haberleşme hürriyeti" diye bir bahis var. Madde 22'yi aynen okuyorum, "Herkes haberleşme hürriyetine sahiptir. Haberleşmenin gizliliği esastır." Şimdi bunu belirleyen Anayasa. Eğer bu gizlilik esası olmasaydı herkes tarafından dinlenmesi mümkün olurdu. Haberleşmenin gizliliği esas olduğuna göre konuşmaya 3. bir şahsın müdahalesi mümkün değildir."
Anayasa'nın tanımadığı hak hukuki olamazKonuşmasına Anayasa'nın 14. maddesini okuyarak devam eden Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Baş, "Anayasa'nın ifadelerinden ne bir kum tanesi ilave edebilir ne de çıkartabilirsiniz" diye konuştu. Prof. Dr. Baş şunları söyledi: "Yine Anayasa'nın 14. maddesinin 2. fıkrasına göre, "Anayasa hükümlerinden hiçbiri, Devlete veya kişilere, Anayasa'yla tanınan temel hak ve hürriyetlerin yok edilmesini veya Anayasa'da belirtilenden daha geniş şekilde sınırlandırılmasını amaçlayan bir faaliyette bulunmayı mümkün kılacak şekilde yorumlanamaz." Yani Anayasa'nın ifadesine göre ne bir kum tanesi ilave edebilir ne de çıkartabilirsiniz. Hiç kimse Anayasanın verdiği bu hakka bir sınırlama veya bir genişletme getirme hakkına sahip değildir. Bu hak neydi? Haberleşmenin gizliliği maddesiydi. Gizlilik esası bir başka maddeyle de delinemez. Anayasa'nın tanımadığı bir hakkın kanunla tanınmış olması hukuki değildir. Böyle bir şey olursa Anayasa Mahkemesinin derhal bunu bozması lazım."
Demokrasiden diktaya kayılır"Yapılan dinleme eylemini bir üst irade vatandaşlarından birisine yapmış olsaydı bunun makul sebepleri ancak şahsın kendisine isnat edilen suça bağlıdır" diyen BTP Genel Başkanı, "Burada bir mahkeme kararı olacak. Bu kararla şahıs hukuki olarak dinlenmiş olacak. O takdirde suçun sübutuna vesile olması açısından doğru veya yanlış olacak bu bir. İkincisi, şayet bu dinleme eylemi devletin kurum ve kuruluşlarından bir tanesine ve yahut da onun bir elemanına olmuş olsa bu hukuki midir değil midir? diye sorduğumuzda dolayısıyla olması gereken demokratik hakkın çiğnendiği ve de böyle bir hakkın gasp edildiği için rejimin diktaya doğru kayma tehlikesi vardır. Bu durumda sistemin adı demokrasi olmaz dikta olur. Peki, bu işi yürütme yaparsa ne olur? Bu diktanın da ötesinde büyük bir fecaat olur. Kimi dinledi yargıyı dinledi. Yargıya eğer bir müdahale olur ise ona verilen mesaj, 'sen benim dediğimin dışına çıkamazsın' demektir. Bu şekilde yargının baskı altında olmaması mümkün değildir. Yapılan eylemlere göre bunun adı demokrasi dışında her şey olabilir" dedi.
Yargı milletin yargısıdır"Yargı sadece milletin tarafında olabilir" diye konuşan Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş şöyle konuştu: "Yargı taraf olabilir mi? sorusu sorulabilir. Anayasa bunu "Yargı yetkisi Türk milleti adına bağımsız mahkemelerce kullanılır" şeklinde açıklıyor. Yargı yetkisi Türk milleti adına kullanılır. Yargı kimindir? Milletindir. Anayasa, 'millet adına, milletin tarafında olacaksın' diyor. Milletin tarafı, demokratik laik hukuk sistemidir. Yargı bu anlayışı korumaya mecburdur. Yargı bunu deldiği zaman yargı olmaktan çıkar. Yürütme yargıyı delmeye başladığında ise o memlekette isyan olur. Toplumda düzen olmaz."
Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş Cuma akşamı konuk olarak katıldığı Meltem TV'de yayınlanan Ekoanaliz programında Selim Kotil ve Harun Kayacı'nın yanısıra programa seyirci olarak katılan vatandaşların sorularına cevap verdi. Aynı zamanda ekranları başında programı izleyenlerin SMS'le sordukları soruları da cevaplayan Prof. Dr. Haydar Baş son günlerin en güncel konusu olan telekulak tartışması üzerine çarpıcı değerlendirmelerde bulundu. Olayı insan haklarından hareketle irdelemek gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Baş, "telekulak iki kişi arasında yapılan bir konuşmayı 3. bir kişinin dinlemesidir. Bu hukuki midir?" diye sordu. Konuşmasında haberleşme özgürlüğünün Anayasa'yla garanti altına alındığını söyleyen BTP Genel Başkanı şöyle konuştu: "Farklı değerlendirmelerle birlikte işin hukuki ve insan haklarından hareketle yapılan nedir, bunu irdeleyelim. Tele kulak iki kişi arasında yapılan bir konuşmayı 3. bir kişinin dinlemesidir. Bu hukuki midir, değil midir? Buradan yola çıkarsak Anayasa bu konuda ne diyor evvela yasaların bize verdiği hak ve hürriyetleri önümüze koyalım. Anayasa'nın 22. maddesinde "haberleşme hürriyeti" diye bir bahis var. Madde 22'yi aynen okuyorum, "Herkes haberleşme hürriyetine sahiptir. Haberleşmenin gizliliği esastır." Şimdi bunu belirleyen Anayasa. Eğer bu gizlilik esası olmasaydı herkes tarafından dinlenmesi mümkün olurdu. Haberleşmenin gizliliği esas olduğuna göre konuşmaya 3. bir şahsın müdahalesi mümkün değildir."
Anayasa'nın tanımadığı hak hukuki olamazKonuşmasına Anayasa'nın 14. maddesini okuyarak devam eden Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Baş, "Anayasa'nın ifadelerinden ne bir kum tanesi ilave edebilir ne de çıkartabilirsiniz" diye konuştu. Prof. Dr. Baş şunları söyledi: "Yine Anayasa'nın 14. maddesinin 2. fıkrasına göre, "Anayasa hükümlerinden hiçbiri, Devlete veya kişilere, Anayasa'yla tanınan temel hak ve hürriyetlerin yok edilmesini veya Anayasa'da belirtilenden daha geniş şekilde sınırlandırılmasını amaçlayan bir faaliyette bulunmayı mümkün kılacak şekilde yorumlanamaz." Yani Anayasa'nın ifadesine göre ne bir kum tanesi ilave edebilir ne de çıkartabilirsiniz. Hiç kimse Anayasanın verdiği bu hakka bir sınırlama veya bir genişletme getirme hakkına sahip değildir. Bu hak neydi? Haberleşmenin gizliliği maddesiydi. Gizlilik esası bir başka maddeyle de delinemez. Anayasa'nın tanımadığı bir hakkın kanunla tanınmış olması hukuki değildir. Böyle bir şey olursa Anayasa Mahkemesinin derhal bunu bozması lazım."
Demokrasiden diktaya kayılır"Yapılan dinleme eylemini bir üst irade vatandaşlarından birisine yapmış olsaydı bunun makul sebepleri ancak şahsın kendisine isnat edilen suça bağlıdır" diyen BTP Genel Başkanı, "Burada bir mahkeme kararı olacak. Bu kararla şahıs hukuki olarak dinlenmiş olacak. O takdirde suçun sübutuna vesile olması açısından doğru veya yanlış olacak bu bir. İkincisi, şayet bu dinleme eylemi devletin kurum ve kuruluşlarından bir tanesine ve yahut da onun bir elemanına olmuş olsa bu hukuki midir değil midir? diye sorduğumuzda dolayısıyla olması gereken demokratik hakkın çiğnendiği ve de böyle bir hakkın gasp edildiği için rejimin diktaya doğru kayma tehlikesi vardır. Bu durumda sistemin adı demokrasi olmaz dikta olur. Peki, bu işi yürütme yaparsa ne olur? Bu diktanın da ötesinde büyük bir fecaat olur. Kimi dinledi yargıyı dinledi. Yargıya eğer bir müdahale olur ise ona verilen mesaj, 'sen benim dediğimin dışına çıkamazsın' demektir. Bu şekilde yargının baskı altında olmaması mümkün değildir. Yapılan eylemlere göre bunun adı demokrasi dışında her şey olabilir" dedi.
Yargı milletin yargısıdır"Yargı sadece milletin tarafında olabilir" diye konuşan Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş şöyle konuştu: "Yargı taraf olabilir mi? sorusu sorulabilir. Anayasa bunu "Yargı yetkisi Türk milleti adına bağımsız mahkemelerce kullanılır" şeklinde açıklıyor. Yargı yetkisi Türk milleti adına kullanılır. Yargı kimindir? Milletindir. Anayasa, 'millet adına, milletin tarafında olacaksın' diyor. Milletin tarafı, demokratik laik hukuk sistemidir. Yargı bu anlayışı korumaya mecburdur. Yargı bunu deldiği zaman yargı olmaktan çıkar. Yürütme yargıyı delmeye başladığında ise o memlekette isyan olur. Toplumda düzen olmaz."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.