TÜSİAD ile AKP hükümeti arasındaki Pamuk ipliği koptu.Başbakan R. T. Erdoğan, "naklen ihbar"da bulundu.Orhan Pamuk davasında yargı üzerinde baskı uygulanmış... Anayasa ihlal edilmiş.Erdoğan böyle konuştu ortalığa... Şimdilik öğleden sonra günaydın diyelim!Erdoğan, TOBB Genel Kurul toplantısında yaptığı konuşmayla bir nevi "naklen ihbar"da bulundu, "Pamuk davası üzerinde fikir beyan edenler" hakkında devreye girmesi gerekenler devreye girsin dedi. Savcılar anında devreye girdiler. TÜSİAD İstişare Kurulu Başkanı Mustafa Koç ve sair zevata dair soruşturma başlatıldı.Anayasa ihlal edildi ise elbette soruşturma başlatılacak, eyvallah.Yargı üzerinde baskı kurulmaya çalışıldı ise elbette hesap sorulacak, tamam.Ancak aynı savcıların birbuçuk ay önce nerede oldukları sorulmayacak mı?Hatırlarsınız, Ermeni Soykırımı Konferansı'na dair Bağımsız Yargı "durdurma kararı" vermişti.Adalet Bakanı Cemil Çiçek ayağa kalkmıştı. Başbakan, onu takip etmişti. Yargı üzerinde açıkça baskı oluşturmuşlardı. Hatta "soykırım tellalları"na konferansı nasıl ve nerede yapabileceklerine dair yol bile göstermişlerdi.AB bu işte bizi köşeye sıkıştıracak, öyle üstüne gidilecek türden bir toplantı değil, yapsınlar canım kıyamet mi kopacak, türünden çıkışlar yapmışlardı.O zaman savcıların tamamı izinde miydi?Yoksa birbuçuk ay önce bu Anayasa yürürlükte değil miydi? Rafa mı kaldırılmıştı?Çiçek hakkında, Erdoğan hakkında niçin gerekli soruşturma açılmadı?Erdoğan'ın "Türk Milleti" tanımı ve kimliğini, Anayasa'daki kıvamından uzaklaştırarak "36 etnik kimlikli mozaik" kıvamına dönüştürmesi, altkimlik-üst kimlik tartışmalarıyla sosyal dokumuzu örselemesi Anayasa ihlali değil midir?Erdoğan'ın cezaevinde bulunduğu süreçte TÜSİAD, kendisi hakkında koca koca raporlar düzenleyerek ortalığı velveleye verirken, gazetelere boy boy demokratik özgürlükler çağrısı içeren ilanlar yayınlatırken Bağımsız Yargı üzerinde baskı oluşturmuyor muydu? TÜSİAD, Erdoğan için yargı üzerinde enformatik baskı yaparken, Anayasa ihlal edilmiyor muydu?O zaman savcılar neredeydi?Apo, kimlerin Bağımsız Yargı'mız üzerindeki baskısı ile İmralı'da keyif çatıyor? Kim Anayasa'mızı, egemenliğimizi ve yargımızın bağımsızlığını delik deşik etti, ediyor?Savcılarımız bu ihlallere karşı kime ne dediler, ne diyorlar?AB şeflerinin beyanatları, her Allah'ın günü Anayasa'mız, yasalarımız ve yargımız üzerinde Demokles'in kılıcı gibi sallanıp durmuyor mu? Tırtıklamıyorlar mı, örselemiyorlar mı?Savcılarımız, bütün bunlar olurken kime bir şey söylediler, bütün bunlara meydan verenlere ve imkan tanıyanlara ne yaptılar?Anayasa'da delinmedik ne kaldı, Allah aşkına?!Hepsi dava konusu edilmeli... tüm Anayasal ve yasal ihlaller soruşturulmalı, gerekli karşılık verilmelidir.Bu ihlallere karşı tedbirlerin alınması için sadece Başbakan'ın ihbarı esas kabul edilmemelidir.Anayasa'yı ihlal eden Başbakan, Bakan, TÜSİAD veya YÖK Başkanı da olsa savcılar hepsi için devreye girmelidir.Aksi halde sadece Başbakan'ın sinyali esas alınarak soruşturmalar yürütülürse, işte o zaman yargı üzerindeki "somut politik baskı"nın varlığı ortaya çıkar.Bağımsız yargımız, üzerindeki bu "politik gölge"yi silip atmak için, Pamuk davasına ilişkin Anayasal ihlalleri nasıl soruşturma konusu yapmışsa, geriye doğru "zaman aşımına uğramamış tüm ihlalleri" de soruşturma kapsamına almalıdır.Aksi halde mührü ellerinde bulunduranların, her türlü yasal ve Anayasal ihlalleri yapmaya hak sahibi oldukları, etkisiz ve yetkisiz vatandaşların ise hukukun pençesinde debelenmek durumunda kaldıkları doğrulanmış olur ki, hukuk ve bağımsız yargı adına bundan daha vahim bir manzara olamaz.Bir kg. baklava aşıran gence 10-11 yıl hapis cezaların verildiği süreçte Türkiye'yi çalanların caka satarak dolandığı bir ülke imajımız hala hafızalarda capcanlı dururken, bu hukuk tablosu üzerine Ankara'dan düşecek politik gölgeler, ortada ne adalete güven bırakır, ne de yargıda bağımsızlık...Anayasa'da delinmedik bir yer, ihlal edilmedik bir esas kaldı mı? Ne dersiniz?Yargının bağımsızlığı, ancak Bağımsız Türkiye ile mümkündür.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
A. Faik Nabi / diğer yazıları
- Nuriye nenemin ağzından Atatürk / 10.11.2015
- Nesli ve ekini yok eden asıl fitne bunlar / 04.01.2013
- Buzun üstünde açlık dansı / 07.02.2010
- AKP, ülkeyi parasızlığa mahkum ederse / 05.02.2010
- Almanya AB'yi komaya soktu / 08.09.2009
- Erdoğan'ın "gel-git" vaziyeti patinaj mı, taktik mi? / 29.08.2009
- Sadece "fındık"tan değil, bu gidişle her şeyimizden olacağız! / 31.07.2009
- TRT'de bazı işgüzarlar var! / 30.06.2009
- Vakit'in çelebisinin sponsoru kim'! / 18.06.2009
- Bir lokmanın gücü / 29.04.2009
- Nesli ve ekini yok eden asıl fitne bunlar / 04.01.2013
- Buzun üstünde açlık dansı / 07.02.2010
- AKP, ülkeyi parasızlığa mahkum ederse / 05.02.2010
- Almanya AB'yi komaya soktu / 08.09.2009
- Erdoğan'ın "gel-git" vaziyeti patinaj mı, taktik mi? / 29.08.2009
- Sadece "fındık"tan değil, bu gidişle her şeyimizden olacağız! / 31.07.2009
- TRT'de bazı işgüzarlar var! / 30.06.2009
- Vakit'in çelebisinin sponsoru kim'! / 18.06.2009
- Bir lokmanın gücü / 29.04.2009