Ana gündemimiz ve kriterlerimiz

Seçim süreci başladığı zaman klasik olarak hep söylenir "seçim sath-ı mailine girdik" diye? Evet seçim süreci başladı ve süreç devam ediyor, önceki seçimlerde olduğu gibi. Herkes kendi penceresinden yaşanan gelişmeleri/vaatleri/projeleri değerlendirip ona göre tercihini yapıp oy pusulasında kendine göre bir yer beğenip oraya mühür basacak ve iradesini meclise yansıtacak. Allah cümlemize akıl/anlayış/izan nasip eylesin.
Dedik ya herkesin kriteri veya ana gündemi farlı olabilir. Kriter olarak ekonomik problemleri ön planda tutan seçmenlerimiz ekonomiyi en iyi bilen ve bu işin kitabını yazan kim varsa ona yönelmeli ve onunla birlikte hareket etmeli.
Kriter olarak ana gündemine eğitim var olan problemlerin aşılmasını koyanlar eğitimle ilgili görüş ve projeleri olan kişiye yönelmeli.
"Bence önemli olan anarşi ve terör olaylarının son bulmasıdır buna yönelik çözümü olanları desteklerim" diyenler de terörün bitmesine yönelik somut projeleri olana destek vereceklerdir.
Ana gündemine Fetö'yü alanlar varsa onlar da Fetö'ye yönelik dik duruş sahibi bildikleri kişiye yönelecekler. 
Kriter olarak tarım politikalarını benimseyenler, tarımın ve çiftçinin şartlarını iyileştirici gerçekçi projeler sunabilen kadrolara yöneleceklerdir.
Ana gündemi, kriteri Atatürk olanlar ise Atatürkçü olduğuna inandıkları kişinin arkasından gidecekler. 
Kendine kriter olarak Ehl-i Beyt'i belirleyenler de, Ehl-i Beyt çizgisine yakın buldukları kadrolara yöneleceklerdir. 
Hülasa edecek olursak, ekonomiyi en önemli sorun olarak görenler milli ekonominin kitabını yazan ve 9 uluslararası kongre ile bunu dünyaya ispatlayan Haydar Hoca'ya yönelmeliler. 
Kriteri eğitim olanlar, eğitimin desteklenmesi için devlet her türlü kolaylığı sağlayacak ve "eğitim parasız olmalıdır" diyen Haydar Hoca'ya yönelmeliler.
Anarşi ve terörü en önemli sorun olarak görenler, geliştirdiği sosyal devlet projeleri ile teröre gerçekçi çözümler sunan Haydar Hoca'ya yönelmeliler.
Gündem olarak kendine Fetö'yü belirleyenler; samimi ve içten iseler,  yıllardır dinlerarası diyalog ve medeniyetler ittifakı söylemlerine karşı çıkan, Fetö'ye bazılarının adeta secde edercesine methiyeler dizdiği bir dönemde hatta bu konuyu neredeyse imanın şartlarından biriymiş gibi sundukları bir zamanda bu işe karşı çıkan ve "gittiğiniz bu yol yanlıştır" diyerek toplumun tamamını uyaran Haydar Hoca'ya yönelmeliler.
Tarım politikalarını baz alanlar, "size daha tohumunuzu toprağa atmadan önce avans vereceğim ve ürün alım garantisi vereceğim" diyen Haydar Hoca'ya yönelmeli.
Atatürkçü bir lider arayanlar "Hoş Geldin Atatürk" isimli eseri yazarak gerçek Atatürk'ü Türk milletine tanıtan ve yurt çapında "Atatürk Vatandır" sempozyumları sayesinde devletimizin kurucu iradesi ile milleti yeniden buluşturan Haydar Hoca'ya yönelmeli. 
Ehl-i Beyt merkezli düşünenler de samimi iseler, On iki İmamı ciltler halinde kaleme alan ve tüm dünyaya ilan eden, ayrıca "İslam'a Karşı Türetilen Bidat Akımlar ve Tevhidin Merkezi Ehli Beyt" konulu sempozyumları yurt genelinde hafta da 200-250 ayrı noktada insanımıza anlatan ve ayıktırmaya çalışan Haydar Hoca'ya yönelmeliler? 
Kıymetli dostlar bu liste uzayıp gider ama bütün yollar Prof. Dr. Haydar Baş'a çıkar.
Eğer bu gerçeği görmez isek, "Mecliste kaç sandalye var? Oturma planı nasıl olacak? Kim nereye oturacak?" gibi boş işleri konuşmaya devam ederiz.