Amerika işte böyle çökertilir!

Millî Ekonomi Modeli’nin gücünü anlamak mı istiyorsunuz? O zaman dünyaya şöyle kuşbakışı bir göz atmak gerekiyor.Dünyaya kuşbakışı baktığımızda ise sadece gözyaşı, sadece çığlık, sadece kan görüyoruz. Peki, bunun sebebi kim?Onu da üniversitesinde uluslararası ilişkiler okutan Prof. Dr. Hasan Köni söylüyor:“-ABD şu anda tam 70 ülke ile savaş halinde!”70 ülke ile savaş!Bu, dünyanın neredeyse yarısı demektir.Bu 70 ülkenin arasında Almanya yok, Fransa, İngiltere, Çin ve Rusya yok. Hindistan yok, Japonya yok.Geriye İslâm ülkeleri ile aç vatandaşını doyurmak, çıplak vatandaşını giyindirmekten aciz ülkeler kalıyor.Yani, ABD’nin yaptığı kelimenin tam anlamıyla bir zulüm... Peki, zulüm payidar olur mu? Olmaz... Çin’inden Japonya’sına, Almanya, Fransa ve İngiltere’sinden İtalya’sına kadar askeri bakımdan anlam ifade eden bir tek ülke bu mazlum ve mağdur ülkeleri kurtarmak için silaha sarılır, ekonomik gücünü tüketir mi?Bunu düşünmek bile komik.Böyle bir şey asla olmaz, çünkü onların pek çoğu bu konuda ABD’nin eli-kolu durumunda…Cevabını arayan diğer soru da şu:-Devasa askeri ve ekonomik gücünün bağrına çevirdiği namlularla paramparça olan İslâm ülkeleri, Afrika ve Asya mazlumları, ABD’ye karşı savaşıp bir zafer elde edebilirler mi?Bu da mümkün değil…İşte 70 ülkenin bugüne kadar yenemediği ve bundan sonra da yenme imkânı bulunmayan ABD’yi Prof. Dr. Haydar Baş’ın Millî Ekonomi Modeli tanksız, topsuz, tüfeksiz serbezemin ediyor; savaşı barışa çeviriyor.Şaka değil…Evet, savaşı ekonomi kazanır veya ekonomi kaybettirir.Siz Osmanlı’nın niçin yenildiğini sanıyorsunuz? O devasa Osmanlı’nın paramparça olmasındaki en büyük etken Balkanlar’da askerin aç kalmamak için ağaç kökleri kemirmek zorunda kalması, Sarıkamış’ta sırtının çıplak olması, Yemen Çöllerinde çekirge ve ayağındaki çarıkları yiyerek savunma yapmaya mahkûm kalması sebebiyledir.Bu noktaya gelinmesini Fransa’ya verilen kapitülasyonlara bağlasanız da, 1838 yılında İngiltere ile imzalanan Serbest Ticaret Antlaşması’na dayandırsanız da, işin başı da sonu da “ekonomik”tir.Avrupalı maceraperestlerin Ümit Burnunu dolanması, Süveyş Kanalı’nın açılması, Amerika’nın keşfi... Bu gelişmeler Osmanlı’nın ekonomisini ayakta tutan İpek Yolu’nun devre dışı kalmasına sebep olmuştur.Meramımızın daha iyi anlaşılması için Amerikalı Genral Butler’in anılarına şöyle bir göz atmak yeter:“1914’te Meksika’nın, ABD petrol çıkarları için güvenli bir yer olmasına yardım ettim. Sonra Haiti ve Küba’nın ‘National City’ Bank’ın adamları bakımından, rahatlıkla gelir toplanacak güvenilir bir kaynak olmasını sağladım. Sonra ‘Brown Brothers’ milletlerarası banka işleri adına Nikeragua’yı temizledim. 1916’da Amerika’nın şeker çıkarları için Dominik Cumhuriyeti’nde çalıştım. 1913’te Amerikan meyve şirketleri adına Hondras’ı yola getirdim. Şimdi geriye bakıp bütün bunları hatırlarken, ünlü gangster Al Capone’a bazı ipuçları vermiş olabileceğimi düşünüyorum. (D. Avcıoğlu, Milli Kurtuluş Tarihi)”Fazla söze gerek var mı?Millî Ekonomi Modeli ünlü gangster Al Capone’anın devlet kılığına bürünmüşü olan ABD’yi tek kurşun atmadan, tek can yakmadan kelepçeliyor; savaşı barışa, kaosu huzura çeviriyor…Bu kadar kolay nasıl olabilir demeyin?Oluyor işte…Elleri ile öz çocuklarını diri diri toprağa gömecek kadar zalim olan ve bu halleriyle cehennemin dibini hak eden cahiliye Araplarını bir Kelime-i Şahadet adaletin remzi ve cennetin sakinleri haline getirmedi mi?İyi biliniz ve kalbi selim ile kabul ediniz ki…Prof. Dr. Haydar Baş’ın Millî Ekonomi Modeli, Komünizm ve Kapitalizm’in Kelime-i Şahadeti’dir…