Aman dikkat! Bu hastalığı hafife almayın

Havaların soğumasıyla kış hastalıklarının görülme sıklığı da artmaya başladı. Ancak bu hastalıklar arasında ilk sıralarda yer alan zatürreye karşı özellikle dikkatli olunması gerekiyor.

Halk arasında zatürre olarak bilinen pnömoni, enfeksiyonlara bağlı ölümlerde dünyada dördüncü sırada yer alıyor. 

Hastalık ve önlemleri ile ilgili açıklamalarda bulunan İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezi Göğüs Hastalıkları Öğretim Üyesi Prof. Dr. Özkan Yetkin, solunum yollarının üst ve alt solunum yolları olarak ikiye ayrıldığını belirterek, bunlardan üst solunum yolları enfeksiyonlarının daha çok basit nezle ve soğuk algınlığı olarak görüldüğünü söyledi.

Solunum yollarını üst solunum yolları ve alt solunum yolları şeklinde ikiye ayrıldığını belirten Yetkin, "Üst solunum yollarını daha çok basit nezle ve soğuk algınlığı olarak atlatabiliriz. Bunlar çok da ağır hastalıklar değildir ve virüs kökeni olanlarda ilaç kullanmayabiliriz. Bakteriyel kökenli olanlarda ise destek olarak antibiyotik tedavisine gerek var ve uygularız" dedi. 

Soğuk algınlığı ile zatürre arasındaki farklar

65 yaş ve üstü olan kişilerde solunum yolları enfeksiyonlarının yatkınlığının arttığını kaydeden Yetkin, basit bir soğuk algınlığı ile zatürre arasındaki farkları şöyle belirtti: "Soğuk algınlıklarında insanın burnu akar, hapşırır, biraz kırgınlık olur, günlük aktivitelerini düşürmez ama zatürre enfeksiyonunda yüksek ateş, öksürük vardır, hastada renkli balgam gelebilir bazen genel durumu kötüdür, hasta ciddi bir şekilde terler, öksürmekle birlikte sırtında ve karnında ağrılar ortaya çıkabilir ve terleme çok sık görülür.

Bu tip belirtiler varsa hastada en yakın göğüs veya dahiliye doktorlarına gitmeliler. Çünkü zatürre hala dünyada en sık görülen ve dördüncü sırada gelen ölümcül enfeksiyonlar içerisinde.

Geçmiş yıllarda da olduğu gibi günümüzde de en önemli sağlık sorunudur." 

Zatürre hastalığının geç tedavi edilmesi sonucunda hastada kalıcı hasarlar oluşabileceğini de dile getiren Yetkin, "Dokuyu yıkmaya bağlı doku içerisinde küçük küçük kistler olabilir.

Bu kistler ileriki dönemde tekrar tekrar enfeksiyon kapar ve zatürre tekrarlayabilir. O zaman da broştektizan yani broşların yıkılması tablosu ortaya çıkar, bu da zatürrenin bir çeşit başka bir formu diyebiliriz" şeklinde konuştu. 

Zatürreden nasıl korunulur?

Zatürre hastalığının tedavileri hakkında bilgi veren Yetkin, "Bakteriyel enfeksiyonlarını düşünüyorsak antibiyotik tedavisi şart ama viral kökenli enfeksiyonlarda antibiyotiğe gerek kalmayabiliyor, destek tedavileri ile ateş düşürücü, bol su tüketimi ile bunları da atlatabiliyoruz. Dediğim gibi bakteriyel olarak düşünüyorsak hastanın klinik radyolojisi ve fizik muayenesi ile hastanın yaşına ve durumuna bağlı olarak ortalama yedi veya on günlük bir antibiyotik tedavisi uygulanıyor" diye konuştu. 

Zatürreden korunma yolları hakkında da bilgiler veren Prof. Dr. Yetkin şunları söyledi: "Bir kere soğuktan kendimizi koruyacağız, kalabalık ortamlardan uzak duracağız. Tansiyon hastalığı, kalp hastalığı gibi hastalarımız biraz daha itinalı durmalı, toplu taşıma araçlarında, kapalı ortamlarda öksüren, tıksıran biri varsa oradan uzak durmaları lazım. Sonuçta damlacık ve öksürük ile enfeksiyonlu bakteriler nefes yoluyla akciğerimize gittiğinde hasta oluyoruz. Riskli gruptaysak zatürre aşısını mutlaka yaptırsınlar. Bu aşının beş yıl koruyuculuğu var."

İHA