Hz. Âli şöyle anlatıyor... "Bir keresinde Hz. Peygamber kendi yakınlarından bir askerî birlik oluşturarak sefere yolladılar ve "Ey Allah'ım! Eğer bunları sağ selamet geri gönderirsen şükrünü eda etmek boynumun borcu olsun" dediler. Bu gidenler kısa bir zaman sonra sağ-selâmet geri döndüler. Bunun üzerine Hz. Peygamber- "El-Hamdü lillâhi alâ sâbiği niami'l-lâhi (Sınırsız ve bol nimetleri olan Allah Teâlâ'ya hamdolsun)" buyurdular. Ben "Ey Allah'ın Rasûlü! "Ey Allah'ım! Eğer bunları sağ-selamet geri gönderirsen şükrünü eda etmek boynumun borcu olsun" dememiş miydiniz?" diye sordum. O da"Ben de bunu yaptım ya!" buyurdular.***Hz. Peygamber, kendisinden birşeyler isteyen bir dilenciye bir hurma tanesi verilmesini emretti. O da bunu kaldırıp attı. Daha sonra başka birisi geldi; Hz. Peygamber ona da bir hurma tanesi verilmesini emretti. Adam "Sübhânallah Allah'ın Rasûlü bir hurma veriyor öyle mi?" dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber Hizmetçisini çağırarak ona: "Ümmü Seleme'ye gidip ona yanındaki kırk dirhemi şu kişiye vermesini söyle" buyurdular.***Hz. Peygamber'e bir gün bir dilenci geldi. O da ona bir hurma tanesi verdi. Dilenci, "Sübhânallah! Koca bir peygamber sadaka olarak bir hurma tanesi mi veriyor!" dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber "Kim zerre ağırlığında hayır işlerse onu(n mükafaatını) görecektir" (Zilzâl: 99/7) âyetine işaretle "Sen bu hurma tanesinde kaç zerre bulunduğunu biliyor musun?" buyurdular. Daha sonra bir başka dilenci geldi. Hz. Peygamber ona da bir hurma tanesi verdi. Bunun üzerine "Bu, Allah Tea'lâ'nın peygamberlerinden birisinin vermiş olduğu bir hurmadır. Allah'a yemin ederim ki yaşadığım sürece onu saklamaya devam edecek ve onun vasıtasıyla Allah'tan bereket dileyeceğim" dedi. Bunları işiten Hz. Peygamber ona iyilik yapılmasını emretti. Böylece adam çok geçmeden zengin oldu.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.