‘Allah onu sabırlı kılar’
Resûlullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: “Her kim kendini sabretmeye zorlarsa, Allah onu sabırlı kılar. Her kim de iffet talep ederse, Allah onu iffetli kılar. Her kim ihtiyaçsız kılınmayı dilerse, Allah onu müstağni kılar. Hiçbir kula sabırdan daha iyi ve geniş bir nimet verilmemiştir”
30.04.2020 23:50:00





OKAN EGESEL
Resûlullah (s.a.a), ashabından birine -çocuğunun ölümü üzerine- şu baş sağlığında bulundu: "Allah'a hamd ü senadan sonra... Yüce olan Allah senin sevabını arttırsın ve sana sabır versin. Sakın sabırsızlığın, sevabını yok etmesin. Yarın kıyamet günü musibetlerinin sevabını kaybettiğinden dolayı pişman olursun. Eğer sabretmenin sevabını görseydin, o musibetin sevap karşısında bir hiç olduğunu anlardın. Bil ki sabırsızlık etmek kaybedilen şeyleri geri çevirmez ve hiçbir hüzün ilahi takdiri ortadan kaldıramaz. O halde çocuğun yerine sana verilen şeyin, hüznünü gidermesi gerekir. Ve's-Selam." (A'lam'ud Din, 295).
İmam Ali (a.s), oğlunu kaybeden Eş'as b. Kays'a tesellide bulunarak şöyle buyurmuştur: "Ey Eş'as, eğer oğluna üzülüyorsan, bu yakınlığın bir gereğidir. Eğer sabredersen Allah'ın her musibete karşı bir mükâfatı vardır. Ey Eş'as! Eğer sabredersen hakkında İlahi takdir gerçekleşir ve ecrini alırsın ama sabretmezsen yine İlahi takdir gerçekleşir ve sen günahkâr sayılırsın. Ey Eş'as! Oğlun dünyaya geldiğinde seni sevindirdi; bu senin için bir imtihan ve denemeydi ve ölümüyle seni üzdü; bu da senin için sevap ve rahmettir." (Nehc'ul Belağa, 291. Hikmet).
İmam Sâdık (a.s) şöyle buyurmuştur: "Allah'tan korkunuz ve sabrediniz, zira her kim sabretmezse; sabırsızlık onu helak eder ve sabırsızlığın sebebiyle helak oluşu da sabırsızlık ettiğinde sevap elde etmeyeceği anlamındadır." (Bihar, 71/95/58).
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Her kimi sabır kurtarmazsa sabırsızlık helak eder." (Nehc'ul Belağa, 189. hikmet; Şerh-u Nehc'il Belağa-i İbn-i Ebi'l-Hadid, 18/415).
İmam Sâdık (a.s) şöyle buyurmuştur: "Az sabretmek insanı rezil rüsva eder." (Bihar, 78/229/107).
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Şüphesiz sıkıntıların bittiği bir sonu vardır. O halde sizlerden biri bir musibete düçar olursa, o musibetler geçinceye kadar teslim olmalı ve sabretmelidir. Zira sıkıntılar insana yöneldiğinde hemen çare peşinde koşmak, o sıkıntıları daha da tatsızlaştırır." (a.g.e, 71/95/57).
İmam Ali (a.s), Mısır'dan yanına gelen Kays b. Sa'd'a şöyle buyurmuştur: "Ey Kays! Sıkıntıların bittiği bir son vardır. O halde akıllı insan sıkıntılar geçinceye kadar, sıkıntılara göz yuman insandır. Zira sıkıntılar insana yöneldiğinde onları çare bulmaya çalışarak karşılamak şiddetleri artırır." (a.g.e., 78/79/55).
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Herkime zamanın sıkıntıları ardarda inerse (bu sıkıntılar) ona sabrın faziletlerini de kazandırır." (Gurer'ul Hikem, 9144).
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Sabrın kökü Allah'a gerçek yakîn içinde olmaktır." (a.g.e., 3084).
Resûlullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: "Her kim kendini sabretmeye zorlarsa, Allah onu sabırlı kılar. Her kim de iffet talep ederse, Allah onu iffetli kılar. Her kim ihtiyaçsız kılınmayı dilerse, Allah onu müstağni kılar. Hiçbir kula sabırdan daha iyi ve geniş bir nimet verilmemiştir." (Kenz'ul Ummal, 6522). (Muhammed Muhammedî Reyşehrî, Mizanu'l-Hikmet).
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.