Âlim, ümmeti ateşten korur
Yahya b. Muaz, “Âlimler ümmete, onların analarından ve babalarından daha merhametlidir” dediğinde, kendisine bunun nasıl olabileceği sorulur; o da şöyle der: “Çünkü babalar ve anneler çocuklarını ancak dünya ateşinden korurlar. Oysa âlimler ümmeti âhiretin şiddetli ateşinden korurlar”
18.09.2019 00:00:00





İmam Gazali Hazretleri, İhya'da şu bilgileri veriyor:
"Hz. Ömer şöyle buyurmuştur: 'Bir hadîs rivayet eden ve rivayet ettiği bu hadîsle insanların ameline yardımcı olan kimseye, o hadîsi yaşamasından dolayı sevap verildiği gibi, başkalarının yaşamasından hâsıl olacak sevap kadar daha verilir'.
İbn Abbas da şöyle demiştir: 'Halka hayrı öğreten bir kimse için her şey af diler, hatta denizdeki balıklar bile...'
Bir âlim şöyle demiştir: 'Âlim kişi halk ile Allah Teâlâ arasına girer. O halde âlim kişiye düşen görev, bu işi nasıl yapacağını düşünüp bulmaktır.'
Rivayet edildiğine göre; Süfyan es-Sevrî Askalan şehrine gelir, orada üç gün ikâmet ettiği halde, kendisine hiç kimse gelip de ilmî bir mesele hakkında soru sormaz. İmam buna çok üzülür ve şöyle der: 'Bana ücreti karşılığında binek verin de bu beldeden hemen gideyim. Çünkü bu beldede ilim ölmüş.'
Süfyan es-Sevrî bu hareketiyle ilim öğretmenin ne denli büyük bir önem taşıdığını ve ilmin devam etmesinin bu vazifenin yapılmasına bağlı olduğunu ifade etmek istemiş ve kendisinin de bu vazifeye ne denli bağlı olduğunu bu şekilde göstermiştir.
Atâ b. Ebi Rebah şöyle anlatır: 'Said b. Müseyyeb'in evine gittiğimde onu ağlar bir halde buldum. Kendisine niçin ağladığını sorduğumda, bana şöyle cevap verdi: Ağlayışımın sebebi şu; hiç kimse gelip benden ilmî bir mesele sormuyor.'
Selef-i sâlihînden bir zât şöyle buyurmuştur: 'Alimler kendi dönemlerinin ışıklarıdır. Her âlim kendi dönemini aydınlatır ve o devrin insanları ışıklarını ondan alırlar.'
Hasan Basrî der ki: 'Şayet âlimler olmasaydı, insanlar hayvanların seviyesine inerlerdi! (İnsanları hayvanlık seviyesinden âlimler çekip çıkarırlar, onları lâyık oldukları insanlık mevkiine ancak onlar yükseltirler).'
İkrime 'Bu ilmin değeri vardır' deyince, kendisine ilmin değeri sorulur. O da şöyle cevap verir: 'Onun değeri, onu koruyabilecek ve hiçbir şekilde zâyi etmeyecek kimselere öğretmektir.'
Yahya b. Muaz 'Âlimler ümmete, onların analarından ve babalarından daha merhametlidir' dediğinde, kendisine bunun nasıl olabileceği sorulur; o da şöyle der: 'Çünkü babalar ve anneler çocuklarını ancak dünya ateşinden korurlar. Oysa âlimler ümmeti âhiretin şiddetli ateşinden korurlar.'
Denildi ki: 'İlmin evveli sükût, sonrası dinlemek, daha sonrası hıfzetmek ve daha sonrası ise onunla amel etmektir. En sonu da onu insanlara öğretmektir.'" OKAN EGESEL
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.