AKP'nin sevimli (!) akrebi PKK

 "Terör örgütleri akrep gibidir. Eninde sonunda kendilerini taşıyanları, destekleyenleri, kullananları da sokarlar. Çünkü onların karakterleri budur." Bu sözler Sayın Cumhurbaşkanına ait ve 2015'in son aylarında söylendi. 
Tabi bu sözler bir tecrübenin(!) birikimi olsa gerek, diye düşünüyorum ama emin de değilim. Çünkü aynı kişi ve temsil ettiği siyasi irade bakın neler demişti, neler!
"Ülke ve toplum olarak terörle mücadelede ilk yenmemiz gereken düşman öfkemizdir, öfkemiz olmalıdır. Terör örgütü benim askerime, benim polisime düşman gözüyle bakıyor. Fakat biz şu anda bütün bu bakışlara rağmen (düşman gözüyle değil) suçlu gözüyle bakıyoruz. Neden? Demokrasinin gereği bu." (14 Ekim 2008, Başbakan Erdoğan TBMM AKP Grup Toplantısı) 
"Bizim dört kez bunlarla (terör örgütü) bir araya oturduğumuzu söyleme şerefsizliğini yapanlar, bu alçakça iftirada bulunanlar, bunun hesabını her yerde vereceklerdir. AK Parti Hükümeti olarak bugüne kadar terör örgütüyle hiçbir zaman masaya oturmadık, hiç bir zaman da oturmayacağız. Ak Parti hükümeti hiçbir terör örgütüyle masaya oturmaz, müzakere yapmaz, anlaşma yapmaz." (AKP Kayseri Referandum Mitingi, 21 Ağustos 2010 Başbakan R. T. Erdoğan)
"Biz kimsenin adım atmakta tereddüde düştüğü, İmralı olsun, Oslo olsun çok açık net... Bu adımları da attık. Niye? Acaba nerede bir şey var, bunu görelim, bununla bunu yapalım. Oslo'da olacaksa, Oslo'yla bunu yapalım. Onun için de Milli İstihbarat Teşkilatı müsteşarı olarak Emre Bey zamanından itibaren başlattık görüşmeleri. Sonra Hakan Bey geldi, Hakan Beyle de aynı şekilde devam ettik." (Başbakan Erdoğan, Kanal 7, İskele-Sancak, 26 Eylül 2012)
"Çözüm sürecinde beklenmedik riskler çıkabilir ancak süreç devam ediyor. Bu süreç devam edecek. Beğenin ya da beğenmeyin, Öcalan Kürtlerin lideri. Bir mekanizma oluşturduk. MİT, Öcalan'la görüşüyor. Biz, BDP'lilerle görüşüyoruz, onlar da Kandil'le görüşüyor." (Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, 15 Ocak 2014, Büyükelçiler Konferansı)
"Biz aslında devleti, kurumları kendisiyle hesaplaştırdık. Yapılan yanlışlıklar, haksızlıklar, zulümler, yasaklar, korkular, tabular, endişeler, faili meçhuller, bütün olumsuzlukları tekrar gözler önüne serdik? Abdullah Öcalan'ın İmralı'ya giden HDP heyetiyle verdiği mesajları da önemli ve olumlu buluyoruz. Bunlar bizim de düşüncelerimiz." (Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, 6 Haziran 2014, Diyarbakır Çözüm Süreci Çalıştayı)
"Çözüm sürecinde önemli bir aşamaya gelmiş bulunuyoruz. HDP heyeti dün İmralı'ya giderek görüşme gerçekleştirdi. AK Parti iktidarı olarak, sessiz devrim niteliğinde adımlar attık." (Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, Dolmabahçe Mutabakatı, 28 Şubat 2015)
Bu duruşun bedeli
11 Mayıs 2013'te Hatay Reyhanlı'da düzenlenen 2 ayrı bombalı saldırı sonucunda 52 kişi katledildi, 146 kişinin yaralandı.
20 Temmuz 2015'te Şanlıurfa Suruç'ta 34 kişi katledildi, 103 kişi yaralandı.
10 Ekim 2015'te Ankara Garı'nda 103 kişi katledildi, 238 kişi ise yaralandı.
12 Ocak 2016'da Sultanahmet'te 11 kişi katledildi, 15 kişi yaralandı. 
17 Şubat 2016'da TBMM'nin, Genelkurmay'ın yanında 28 kişi katledildi, 61 kişi yaralandı.  
PKK ile görüşmelerin inkar edildiği 2009 yılından bu görüşmelerin resmileştirildiği 2013 yılına kadar 350 asker ve polisimiz PKK'ca katledildi. 2013'te başlatılan kamuoyuna "çözüm süreci" denilen, gerçekte ise PKK'nın yapılanma süreci olan 2 yıllık dönemde PKK ile hiçbir çatışma yaşanmadı. Öyle ki, Başbakan yardımcısının ifadesiyle, "PKK'lı militanlar askerimize el sallayarak önlerinden geçip, gidiyordu." 
Ve 7 Haziran'dan sonra iyice yapılanan PKK, devlet ve askerimize saldırdı. 7 ayda 450'ye yakın asker ve polisimiz katledildi. Artık Sur, Şırnak, Silopi, Cizre, Nusaybin gibi birçok il ve ilçemiz Suriye'deki Halep'ten, Kobani'den farksız. Şehirler harabe, insanlar göçebe. 
Ve sen ey kardeşim! İstikrar sürsün, diyorsun. PKK, bizi aldattı, sözüne inanıyorsun. 90 yıllık enkazı kaldırdık, sözünü alkışlıyorsun. Kendine, evlatlarına, geleceğine, ülkene yazık ediyorsun.