AK Parti'den Trabzonspor'a...

AKP'nin Adıyaman milletvekili Hüsrev Kutlu büyük kurtarıcı Atatürk hakkında ileri geri konuşuyor. Maksadını aşan zavallı bir ifade ile: Hössst, orada dur bakalım çirkin ve sapık fikir. Bu vatanın kurtuluşunda canını hiçe sayıp kendini feda eden şehit torunuyum. Atatürk, şehit dedemin komutanı yani kurtarıcımız. Şayet mensubu bulunduğun AKP, seni önce parti, sonra da meclisten atmaz ise biz AKP'yi toptan meclisten atarız. 'Biz' kim miyiz? kısa ve öz bir cevapla "Biz; halkız"

Başbakan çok attı...

Salı akşamı başbakan Tayyip Erdoğan'ın TV'de konuşmasını izlerken havalara girip kendimi milli hasıladan yılda 30 bin dolar cebine giren ekonomi ve sanayide çok ileri bir ülke vatandaşı gibi hissettim.

Rahmetli Özal da böyle sık TV konuşmaları yapıp bol keseden atardı. Memurun alenen rüşvet alıp, iş yapması, Semra hanımın papatyaları ile devlet yönetimindeki etkinlikleri, hele o zamanlar Amerika'dan getirilen özel prenslerin ülkeyi soyarak çaldıkları paraları İsviçre bankalarına gömüp kaçmaları bir filim şeridi gibi gözlerimin önünden geçiverdi.

İşsizliğin had safhalara varıp neredeyse nüfus tamamının açlık sınırında yaşadığı ülkemiz böyle konuşmaları çok dinledi. Elbette batmayacağız ama ne varki; ben sayın Başbakan'dan çok daha seffaf, ülke problemlerini daha açık bir şekilde anlatan konuşma yapmasını beklerdim. Avrupa "hasta adamlığımızı" biliyor. Onun içindir ki, her olayı yokuşa sürmesi hastalıklarımızın çok kolay geçmeyeceğini bilmesinden. Gelişmeleri dikkatle izleyeceğiz. AKP'ye verilen tek başına iktidar kredisi, rayına bir türlü oturtulmayan anormal işsizlik oranı, Kıbrıs meselesi, AB'ye verilen anormal tavizler ile ülkenin her geçen gün daha fazlaşan borç batağı sorunları halledilmez ise, yine bu açlık sınırında yaşayan halk tarafından geri alınır. haberiniz ola.

Gruptan çıkmamız zor

Terör, savaş, Ekonomik kriz tabi afetlerle dolu bir yıl derken 2003, futbolda milli takımlar ve kulüp bazında çok başarısız bir yıl olarak geçti. Dünya üçüncülüğü ile futbolda devrim yaptık derken tekrar döndük başa. Dünya kupası elemeleri için çekilen kurada çok sert gruba düştük. Hayırlısı diyorum ancak, bu Haluk Ulusoy fedarasyonu ve Şenol Güneş'le bu gruptan çıkmamız şimdilik imkansız görünüyor.

Allah GS'lilere sabır versin

Bir kulüp A'dan Z'sine kadar nasıl en kötü yönetilir derseniz, ben 'Galatasaray' derim. Fatih Terim doyum noktasını çoktan geçmiş. Başkan Canaydın'ın iyi niyetle çırpınmasından başka hiçbir hüneri yok. Galatasaray 1905 kuruluş yılından beri bana göre en kötü yönetime sahip ve çok kötü yönetiliyor. Allah Galatasaraylılara sabır versin.

Alex gelse ne yazar!

Fenerbahçe'nin de Galatasaray'dan pek farlı bir yanı yok. Başkan Aziz Yıldırım 7. yılında, başarı en uzakta bile görünmüyor. Ortega ve Alex gelse ne yazar. Başkan Yıldırım 7 yılda ne yaptıysa hiçbir aşı Fenerbahçe'ye tutmadı. Devre arası yapılacak transferler Fenerbahçe'deki borcu iyice katlayacak. Sezon sonunda sonuç ne mi olur?

Sıfıra sıfır, elde var sıfır.

Ligin prensi Beşiktaş;

Beşiktaş ligin tepesindeki prens. Yanına kimseyi yaklaştırmıyor. Bir de Avrupa'da başarılı olabilseler o zaman değmeyin Kartal'ın keyfine.

Trabzon kapalı kutu

-Trabzonspor mu? Şu anda kapalı bir kutu.

Yeni başkan Atay Aktuğ'la kutu açıldıkça konuşacağız. 20 yıldır özlenen şampiyonluk hırsı var Trabzon'da. Hep beraber izleyip bu sorunun yanıtını arayacağız. Başkan Aktuğ'lu Trabzonspor, İstanbul'la bakalım nerelere kadar mücadele edecek?

Bu günlerde Trabzon taraftarlarının birbirlerine en fazla sorduğu soru bu. Soruların cevabını ise ligin ikinci yarısında bulacağız.

Hepinize sağlık ve mutlu yeni bir yıl dilerim.