Kıbrıslı Rum Myra Ksenides Arestis'in, Maraş yakınlarındaki mal ve mülkünün kullanımının engellendiği gerekçesiyle Türkiye aleyhine yaptığı şikayet başvurusu, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) 3. dairesinde görüşüldü
Duruşma, Türkiye'nin Rum vatandaşı Titina Loizidu'ya maddi tazminat ödemesi ve Kıbrıs'ta BM barış planının Rumlar tarafından reddedilmesinden sonra bu konuda ele alınacak ilk başvuru olması itibarıyla büyük önem taşıyor. Yaklaşık 2 saat süren duruşmada Türkiye'yi Prof. Zaim Necatigil ve İngiliz Avukat Daniel Bethlehem savunurken, Kıbrıs Rum kesimi de davaya müdahil taraf olarak katıldı.
Türkiye'yi savunan avukatlar, yaptıkları konuşmalarda, Annan planının Rumlar tarafından reddedilmesini, Rumların mal ve mülk iddialarını araştırmak üzere KKTC'de kurulan tazmin komisyonunu ön plana çıkartan bir savunma yaptı. Prof. Zaim Necatigil, "AİHM'nin, Kıbrıs sorununu daha karmaşık hale getirmek yerine, çözümün kolaylaştırılmasına katkıda bulunması gerektiğini" söyledi.
Yine Türkiye'yi savunan Bethlehem de yaptığı konuşmada, Annan planının Rumlar tarafından reddedilmesinden sonra adada yeni bir dönem başladığını belirterek, mahkemenin son gelişmeleri göz önüne alması gerektiğini söyledi. BM tarafından hazırlanan barış planının referanduma sunulmasında Türk tarafının iyi niyetle hareket ettiğini ve planı desteklediğini kaydeden Bethlehem, Rumların ise bu plana "hayır" dediğini hatırlattı. Rum Myra Ksenides Arestis'in İngiliz avukatı Ian Brownlie ise KKTC'nin uluslararası toplum tarafından kabul edilmediğini gerekçe göstererek, tazmin komisyonunun da geçerli bir hukuki kurum olamayacağı görüşünü savundu. Tazmin komisyonunu yasal ve geçerli bir kurum olarak görmediklerini kaydeden İngiliz avukat, bu komisyonu kabul etmenin KKTC'yi de tanımak anlamına geleceğini ifade etti.
Duruşma, Türkiye'nin Rum vatandaşı Titina Loizidu'ya maddi tazminat ödemesi ve Kıbrıs'ta BM barış planının Rumlar tarafından reddedilmesinden sonra bu konuda ele alınacak ilk başvuru olması itibarıyla büyük önem taşıyor.
AİHM'nin 3. dairesinin, Ksenides Arestis'in mülkiyet şikayetiyle ilgili olarak vereceği gerekçeli karar, Strasbourg'daki mahkemede bekleyen diğer Rum başvurularına emsal teşkil edecek olması açısından da önemli görülüyor.
Başvuruyla ilgili ilk değerlendirmesini yapan AİHM, BM planının reddedilmesi, KKTC'de mal ve mülk iddialarının araştırılması için kurulan komisyonun yapısı ve işleyişiyle ilgili olarak Rum yönetimi veTürkiye'ye mayısta yazılı sorular yöneltmişti. Rum yönetimine ve Türkiye'ye yöneltilen sorular arasında, "KKTC'de mülkiyet şikayetleri için kurulan komisyonun halihazırdaki durumu nedir? Bu komisyona yapılan başvurular engelleniyor mu? Engelleniyorsa ne şekilde oluyor? AİHM'de bekleyen Rum davaları açısından, BM planının başarısızlığa uğramasının hukuki sonuçları var mı, varsa nelerdir" gibi sorular yer alıyordu.
Yanıtları haziran sonunda teslim alan AİHM, daha sonra tarafların bu yanıtlara ilişkin görüşlerini 21 Ağustos'a kadar Strasbourg'a göndermelerini istemişti.
Ankara'nın AİHM'ye savunmasını gönderdiği ve davaların KKTC mahkemelerine sevk edilmesini istediği öğrenildi.
AİHM'nin, Rum vatandaşı Titina Loizidou'nun yaptığı şikayet başvurusunda Türkiye'yi haksız bularak maddi tazminat ödemeye mahkum etmesi, Ankara ile Strasbourg arasında özellikle son iki yıl içinde ciddi sorunlara yol açmıştı.
Türkiye, geçen yıl sonunda Titina Loizidou'ya maddi tazminat ödemesinin ardından Rum başvurularıyla ilgili olarak ortaya çıkan gerginlik bir süre için askıya alınmıştı.
Duruşma, Türkiye'nin Rum vatandaşı Titina Loizidu'ya maddi tazminat ödemesi ve Kıbrıs'ta BM barış planının Rumlar tarafından reddedilmesinden sonra bu konuda ele alınacak ilk başvuru olması itibarıyla büyük önem taşıyor. Yaklaşık 2 saat süren duruşmada Türkiye'yi Prof. Zaim Necatigil ve İngiliz Avukat Daniel Bethlehem savunurken, Kıbrıs Rum kesimi de davaya müdahil taraf olarak katıldı.
Türkiye'yi savunan avukatlar, yaptıkları konuşmalarda, Annan planının Rumlar tarafından reddedilmesini, Rumların mal ve mülk iddialarını araştırmak üzere KKTC'de kurulan tazmin komisyonunu ön plana çıkartan bir savunma yaptı. Prof. Zaim Necatigil, "AİHM'nin, Kıbrıs sorununu daha karmaşık hale getirmek yerine, çözümün kolaylaştırılmasına katkıda bulunması gerektiğini" söyledi.
Yine Türkiye'yi savunan Bethlehem de yaptığı konuşmada, Annan planının Rumlar tarafından reddedilmesinden sonra adada yeni bir dönem başladığını belirterek, mahkemenin son gelişmeleri göz önüne alması gerektiğini söyledi. BM tarafından hazırlanan barış planının referanduma sunulmasında Türk tarafının iyi niyetle hareket ettiğini ve planı desteklediğini kaydeden Bethlehem, Rumların ise bu plana "hayır" dediğini hatırlattı. Rum Myra Ksenides Arestis'in İngiliz avukatı Ian Brownlie ise KKTC'nin uluslararası toplum tarafından kabul edilmediğini gerekçe göstererek, tazmin komisyonunun da geçerli bir hukuki kurum olamayacağı görüşünü savundu. Tazmin komisyonunu yasal ve geçerli bir kurum olarak görmediklerini kaydeden İngiliz avukat, bu komisyonu kabul etmenin KKTC'yi de tanımak anlamına geleceğini ifade etti.
Duruşma, Türkiye'nin Rum vatandaşı Titina Loizidu'ya maddi tazminat ödemesi ve Kıbrıs'ta BM barış planının Rumlar tarafından reddedilmesinden sonra bu konuda ele alınacak ilk başvuru olması itibarıyla büyük önem taşıyor.
AİHM'nin 3. dairesinin, Ksenides Arestis'in mülkiyet şikayetiyle ilgili olarak vereceği gerekçeli karar, Strasbourg'daki mahkemede bekleyen diğer Rum başvurularına emsal teşkil edecek olması açısından da önemli görülüyor.
Başvuruyla ilgili ilk değerlendirmesini yapan AİHM, BM planının reddedilmesi, KKTC'de mal ve mülk iddialarının araştırılması için kurulan komisyonun yapısı ve işleyişiyle ilgili olarak Rum yönetimi veTürkiye'ye mayısta yazılı sorular yöneltmişti. Rum yönetimine ve Türkiye'ye yöneltilen sorular arasında, "KKTC'de mülkiyet şikayetleri için kurulan komisyonun halihazırdaki durumu nedir? Bu komisyona yapılan başvurular engelleniyor mu? Engelleniyorsa ne şekilde oluyor? AİHM'de bekleyen Rum davaları açısından, BM planının başarısızlığa uğramasının hukuki sonuçları var mı, varsa nelerdir" gibi sorular yer alıyordu.
Yanıtları haziran sonunda teslim alan AİHM, daha sonra tarafların bu yanıtlara ilişkin görüşlerini 21 Ağustos'a kadar Strasbourg'a göndermelerini istemişti.
Ankara'nın AİHM'ye savunmasını gönderdiği ve davaların KKTC mahkemelerine sevk edilmesini istediği öğrenildi.
AİHM'nin, Rum vatandaşı Titina Loizidou'nun yaptığı şikayet başvurusunda Türkiye'yi haksız bularak maddi tazminat ödemeye mahkum etmesi, Ankara ile Strasbourg arasında özellikle son iki yıl içinde ciddi sorunlara yol açmıştı.
Türkiye, geçen yıl sonunda Titina Loizidou'ya maddi tazminat ödemesinin ardından Rum başvurularıyla ilgili olarak ortaya çıkan gerginlik bir süre için askıya alınmıştı.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.