Ticaret ve alışverişte doğruluk, malın alınıp satılmasında, kâr-zarar ilişkilerinde önemli ahlaki vasıflardır.
Kur'an-ı Kerim'de, Sevgili Peygamberimizin hadis-i şeriflerinde, ticaret teşvik edilmiştir. Ticarette ise, doğruluk emredilmiştir.
Cami kürsülerinden dinlediğimiz kıssalar vardı. Adam tarlasını satmış. Satın alan tarlayı sürerken bir küp altın çıkmış. Götürüp adama vermiş. Adam alamam demiş. Ben tarlayı sana sattım. O senin hakkın…
Gönlü cömert olanın eli de cömert olur. Ahlaklı bir bakkal nasıl olur? Ahlakı neler kazandırır? Ahlak olmayınca neler kaybeder?
Bir yabancı Türkiye'ye geldiğinde, alışverişte bulunduğunda bizim ahlakımıza bakıyor. Eğer söylediği gibi çıkarsa işe devam diyor. Mal bozuk, kandırıldı ise alış verişi kesiyor. Hem din hakkındaki kanaatini etkiliyor.
İçeride durum nasıl?
Maalesef büyük çoğunluğu ile ticarette ahlak kalmadı. Dolayısıyla alanı, satanı etkilemektedir. Para piyasada güvenle dolaşamıyor. Televizyon haberlerine baktığımızda buda mı olur dedirten kötü örnekler görebiliyoruz.
Almanya'da görev yaptığım günlerde, biri anlattı. Devlet Korona dolayısı ile destek veriyor. Bu desteği almak için sahte şirket kuranları duydum. Bu, Türk'ün asaletine yakışmaz. Atalarımız haramın binası olmaz demilerdir.
Allah Resulü (s.a.a), "Kişinin en tatlı lokması kendi kazandığıdır" buyurur.
Gıda bile terör ismi ile anılır oldu. Bu noktaya nasıl geldi bu insanlar?
İnsanı aldatabilirsin ama Allah'ı aldatamazsın. Kul hakkı ahirete kalan ve af olunmayan günahtır. Hak yiyen hem bu dünyada hem ahirette cezanı görecektir. Bu ertelenmez. Kimseyi atlamaz.
Ne yapılmalı?
İnsanı yetiştirmeliyiz. Anne ve baba doğruluk sahibi olacak. 3 yaşından itibaren, anaokulları mecburi olmalıdır. Anne ve baba kontrolünde, okul ile aynı ruh ve ahlak bütünlüğü içinde milletin ferdini yetiştirmemiz lazımdır. Elbette öğretmen bu terbiyeyi yaşayan kişi olmalıdır.
Prof. Dr. Haydar Baş Bey'in öğretilerinde dediği gibi, 'kendi yararına' kazanmamız lazımdır.
İşini iyi yapan bir hastane para kazanmaya devam eder. Muayenede savsaklayan, hastasına iyi muamele etmeyen, yanlış tedaviler uygulayan hasta kaybeder. Müşteri azalır…
Ülkemizin ekonomik olarak geri kalmasının, ilerleyememesinin sebeplerinden en önde olanı ahlakı zafiyettir.
Ülkemizde markalı yabancı firmalar var. Çalıştırırken fazla maaş veren fabrikalar. Bursa'da bu fabrikalara girmek için can atılıyor. İkramiyeleri iyi. Maaşları iyi. Neden çok kazanan çok vermiyor…
İslam ülkelerine bakıyorum çok zengin olanlar bile işçiye para vermiyor. Asgari ücret diye bir şey tespit ediliyor. Fabrika sahiplerinin hoşuna gidiyor. İşçiye bir lira veriyor. Sırtından bin geçiniyor. Olmaz öyle.
Bencil olan, cimrilik hastalığına düşen, hilekâr, ikiyüzlü, yalancı olanın ticaretinden ne kendisine ne ailesine ne de milletine hayır gelmez. Milletlerin bir kimliği vardır. Ekonomide ahlaki kimliğimiz ne durumdadır?
İyi veya pekiyi seviyelerinde olsak, bugünkü kazancımız yüz misli artacaktır.
Bir müftü cami vaazından çıkmış. Namazdan sonra iyi para toplanmış. Şöyle demiş: Bu vaaz da bayağı para topluyor.
İnsanı kaybeden her şeyi kaybediyor. Önemli olan insanı aldatmak değil, kazanmaktır.
Siyasi partiler geliyor kendi partisini destekleyen tüccarlara iş veriyor. Bu olmaz. Adam kayırma var mı? Tek adamlık, padişahlık böyle ayakta durur.
Devlet hakça paylaşım yapmalıdır. Lakin partizanlık öyle demiyor. Benim partim gelsin ben yiyeyim. Partisi geliyor benler yiyor.
Atatürk 'biz' dedi. Bu sebeple dua aldı. Açlar doydu. Ülke huzur gördü.
- Kulluğun gerçek tarifi / 06.05.2021
- Asli ihtiyaçlar / 30.04.2021
- Mecnun’un Leylası / 29.04.2021
- Rahman Suresi-II / 21.04.2021
- Rahman Suresi / 19.04.2021
- 14 Nisan / 15.04.2021
- İmam Muhammed Et-Takî’nin (a.s) Öğütleri / 14.04.2021
- Sağlam kale Ehl-i Beyt / 12.04.2021
- Bizi deryaya salan / 08.04.2021