Ağyar?Yar olmayan, yardımcı olmayan, sizden, içinizden biri olmayan, inancınızı paylaşmayan, sevincinize ve kederinize ortak olmayan, siz üzüldüğünüzde müthiş sevinen, sevindiğinizde ise adeta kahrolan.İşte bu sınıfa girenleri sırdaş edinmeyin, ağyarı yar tutmayın.Kutsal kitabımızın üçüncü suresi olan Al-i İmran suresinin 118.ayetini alimlerimiz şöyle tercüme etmişler:Ömer Nasuhi Bilmen:"Ey imân edenler! Sizden başka olanları dost ittihaz etmeyiniz. Size fesat eriştirmekte asla kusur etmezler. Size meşakkat verecek şeyi temenni ederler. Muhakkak buğzları ağızlarından zahir olmuştur. Sinelerinin gizlediği şey ise daha büyüktür. Şüphe yok size âyetleri apaçık beyan ettik, eğer teakkul eder oldunuz ise".Elmalılı Hamdi Yazır:"Ey o bütün iman edenler! Ağyarınızdan yar tutmayın, sizi şaşırtmakta kusur etmezler, sarpa sarmanızı arzu ederler, görmüyor musunuz buğzları ağızlarından taşmakta, sinelerinin gizlediği ise daha büyüktür, işte size âyetleri sarih bildirdik aklederseniz".İki bin sekiz Türkiye'sini, ekonomik, siyasi, ticari, iktisadi ve dış ilişkiler açısından bu ilahi ikaz ışığında değerlendirdiğimizde sanki ısrarla ve inatla hep tersi yapılmış.Hemen her alanda ağyardan yar tutmuşuz.Bizi şaşırtmakta asla kusur etmeyecek, işlerimizin sarpa sarmasını arzu edecek ve bunun için elinden geleni yapacak milletlere, çevrelere işlerimizi ve istikbalimizi havale etmiş durumdayız.AB maceramıza bir bakalım, o çevrelerin dayatması sonucu tabutumuza kendi ellerimizle çaktığımız çivileri hatırlayalım, ekonomik gidişatı eline teslim ettiğimiz IMF'nin yaptıklarına ve gelecek planlarına bakalım ve batırdığı ülkelerin bir listesini yapalım. Sanki bu Kur'an ayetini ters çevirmiş başımıza geçirmişiz.Ağyarın ocağında ve kucağında oturup, yara, yarene hizmet ettiğini iddia edenlerin ve bunu yutanların kulaklarını çınlattıktan sonra, bu ayetin tefsiri sadedinde merhum Elmalılı Hamdi Yazır'ın söylediklerine kulak verelim:"118- Bitâne ( ) esasında elbisenin iç yüzündeki astar demektir. Bundan bir kimsenin sırlarına vakıf olan pek sıkı dostuna da "bitâne" denilir. Müminler, milletlerinin ehlinden başkasını, yani gerek kâfirleri ve gerekse münafıkları (iki yüzlüleri) iç yüzlerine vakıf olacak özel işlerinde ve muamelelerinde kullanmaktan yasaklanmıştır ki, bu yasaklamanın özel hususlara da şümulü bulunmakla beraber âyetin siyâkı (gelişi) daha çok genel işlere bakmaktadır. Bunun gerekçesi de her iki tarafın ruhî durumları izah olunarak anlatılmıştır.Evvela size fesat ve zarar yapmakta hiç kusur etmezler. Size meşakkat ve zahmet veren şeylerden memnun olurlar. Buğuzları ağızlarından taşmış, aleyhinize devamlı propaganda yapmaktadırlar. Halbuki sîne (göğüs, kalp)lerinde gizledikleri öfkeler, kinler daha büyüktür" .
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Vefatının beşinci yıl dönümünde Haydar Baş tüm yurtta anılıyor / 15.04.2025
- Mevcut manzara seni üzmüyorsa… / 11.04.2025
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025
- Oruca tutunabilseydik… / 11.03.2025
- Oruç tutsaydı bizi… / 10.03.2025
- Mevcut manzara seni üzmüyorsa… / 11.04.2025
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025
- Oruca tutunabilseydik… / 11.03.2025
- Oruç tutsaydı bizi… / 10.03.2025