Ekonomi gazetecileri derneğinin toplantısına katılan Rıfat Hisarcıklıoğlu; 2016 yılı için vadesi gelmiş 207 milyar dolar dış borç olduğunu açıkladı.
35 milyar dolar cari açık, 5 milyar dolar kamu, 108 milyar dolar mali sektör, 59 milyar dolar reel sektörün günü gelmiş borcu olduğunu söyledi.
Ucuz döviz ile yapılan ithalat patlamış, dış ticaret açığı rakor üstüne rekor kırmıştır.
Baskılanmış döviz ile elde edilen ithal mallar, yerli üretimin rekabet imkânını kırdığı için üretim sanayi çökmüş, GSMH içindeki payı yüzde 15.3 ile dip yapmıştır.
Sorumlu iktidar, ihtiyaçları ithal ürünler ile temin etmenin yoksulluk, işsizlik, borçlanmak demek olduğunu bilmez değildir.
Süreç, tasarrufların erimesine, ithal ürünler için yurtdışına akıp giden dövizler sebebiyle ceplerin ve kasaların boşalmasına, devam eden ihtiyaçlar yüzünden kredi talebinin patlaması sonucu toplam kredi hacminin 1 trilyon 696 milyara yükselmesine sebep olmuştur.
Amerika dolar, Avrupa avro basıp dış ticaret açıklarını boyalı kâğıtla kapatırken, biz biriken borç dağını ötelemek için yeni borç para tedariki peşinde olmadık tavizler vermek mecburiyetinde bırakıldık.
2001 krizi ile Türkiye, IMF direktörü Kemal Derviş tarafından 3'lü koalisyon hükümetinin acizliği ile neoliberal sisteme oturtulmuş, sıkı para politikası da dediğimiz kapitalizme mahkûm edilmiştir.
Para tedarikimiz, Hard Currency denilen, yabancı paraya dayalı Türk lirası ile çevrilmektedir.
Alınan borç paraya bağımlı ekonomimiz, ecnebilerin kontrolü altındadır.
Pek tabii ki, 2016'da bu 207 milyar dolar döviz borç temin edilemez ise kriz çıkması, ekonominin allak bullak olması kaçınılmazdır.
60 cente muhtaç edilerek teslim alınmış ülke, bu paraları nasıl bulabildi, bulabiliyor?
Sürekli iniş çıkışlar yaşatılarak tehdit edilen ülke ekonomisi, Ortadoğu'da Batı adına teröre destek verme karşılığında temin edilen ve kaynağı açıklanamayan kirli paralarla sürüklenmektedir.
Haramla beslenen midelerin gerçeği, görmeye engel olduğu malumdur.
Küresel güçlerden alınan borç dolar ve avroya dayalı fotokopi TL modeli neoliberal sistemi reddeden, ülkemizin yeraltı madenlerinin desteklediği Milli Türk Lirası tezi sahibi Prof. Dr. Haydar Baş Bey'i dinleseydik, Milli Ekonomi Modeli'ni uygulayıp, ekonomiyi faizsiz milli parayla destekleseydik, faize çalışmaz, borç altında ezilmez, kâinat devleti olur, özgürlüğün mutluluğunu yaşardık.
IMF direktörü Kemal Derviş'ten başka çözümü olmayan siyasilerin peşine takılan millet, kaba güce sığınmayı, zilleti, köleliği ve sömürülmeyi tercih etti.
Layığı bu imiş demek.
35 milyar dolar cari açık, 5 milyar dolar kamu, 108 milyar dolar mali sektör, 59 milyar dolar reel sektörün günü gelmiş borcu olduğunu söyledi.
Ucuz döviz ile yapılan ithalat patlamış, dış ticaret açığı rakor üstüne rekor kırmıştır.
Baskılanmış döviz ile elde edilen ithal mallar, yerli üretimin rekabet imkânını kırdığı için üretim sanayi çökmüş, GSMH içindeki payı yüzde 15.3 ile dip yapmıştır.
Sorumlu iktidar, ihtiyaçları ithal ürünler ile temin etmenin yoksulluk, işsizlik, borçlanmak demek olduğunu bilmez değildir.
Süreç, tasarrufların erimesine, ithal ürünler için yurtdışına akıp giden dövizler sebebiyle ceplerin ve kasaların boşalmasına, devam eden ihtiyaçlar yüzünden kredi talebinin patlaması sonucu toplam kredi hacminin 1 trilyon 696 milyara yükselmesine sebep olmuştur.
Amerika dolar, Avrupa avro basıp dış ticaret açıklarını boyalı kâğıtla kapatırken, biz biriken borç dağını ötelemek için yeni borç para tedariki peşinde olmadık tavizler vermek mecburiyetinde bırakıldık.
2001 krizi ile Türkiye, IMF direktörü Kemal Derviş tarafından 3'lü koalisyon hükümetinin acizliği ile neoliberal sisteme oturtulmuş, sıkı para politikası da dediğimiz kapitalizme mahkûm edilmiştir.
Para tedarikimiz, Hard Currency denilen, yabancı paraya dayalı Türk lirası ile çevrilmektedir.
Alınan borç paraya bağımlı ekonomimiz, ecnebilerin kontrolü altındadır.
Pek tabii ki, 2016'da bu 207 milyar dolar döviz borç temin edilemez ise kriz çıkması, ekonominin allak bullak olması kaçınılmazdır.
60 cente muhtaç edilerek teslim alınmış ülke, bu paraları nasıl bulabildi, bulabiliyor?
Sürekli iniş çıkışlar yaşatılarak tehdit edilen ülke ekonomisi, Ortadoğu'da Batı adına teröre destek verme karşılığında temin edilen ve kaynağı açıklanamayan kirli paralarla sürüklenmektedir.
Haramla beslenen midelerin gerçeği, görmeye engel olduğu malumdur.
Küresel güçlerden alınan borç dolar ve avroya dayalı fotokopi TL modeli neoliberal sistemi reddeden, ülkemizin yeraltı madenlerinin desteklediği Milli Türk Lirası tezi sahibi Prof. Dr. Haydar Baş Bey'i dinleseydik, Milli Ekonomi Modeli'ni uygulayıp, ekonomiyi faizsiz milli parayla destekleseydik, faize çalışmaz, borç altında ezilmez, kâinat devleti olur, özgürlüğün mutluluğunu yaşardık.
IMF direktörü Kemal Derviş'ten başka çözümü olmayan siyasilerin peşine takılan millet, kaba güce sığınmayı, zilleti, köleliği ve sömürülmeyi tercih etti.
Layığı bu imiş demek.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Mahmut Erdem / diğer yazıları
- Fakirleşerek büyüme / 18.06.2022
- Bu kaçıncı operasyon? / 25.12.2021
- 2020’de yüzde 1.8 büyürken, meğer küçülmüşüz! / 05.05.2021
- Mesele sadece 128 milyar dolar mı? / 23.04.2021
- Ak Parti’nin 18 yıllık enkazı / 08.01.2021
- Dolar kazanç aparatı olunca... / 25.11.2020
- Büyüdük ama negatif / 05.09.2020
- İSO 2019 raporu / 16.07.2020
- Fason tartı aleti / 29.06.2020
- Tefeciye yılda 4 milyon konut / 13.04.2020
- Bu kaçıncı operasyon? / 25.12.2021
- 2020’de yüzde 1.8 büyürken, meğer küçülmüşüz! / 05.05.2021
- Mesele sadece 128 milyar dolar mı? / 23.04.2021
- Ak Parti’nin 18 yıllık enkazı / 08.01.2021
- Dolar kazanç aparatı olunca... / 25.11.2020
- Büyüdük ama negatif / 05.09.2020
- İSO 2019 raporu / 16.07.2020
- Fason tartı aleti / 29.06.2020
- Tefeciye yılda 4 milyon konut / 13.04.2020