AB'nin sonu yakın
Avrupa medyası da artık Avrupa Birliği'nden ümidini yitirmeye başladı. Bunlardan biri de Hollanda'nın de Volkskrant gazetesi. de Volkskrant, Birliğin her köşesinde çatlaklar belirmeye başladığını yazdı
10.07.2012 00:00:00
HABER MERKEZİ
Hollanda'nın önde gelen gazetelerinden de Volksrant (Halkın Gazetesi) Avrupa Birliği'nin sonunun geldiğini çarpıcı bir analizle sayfalarına taşıdı. Avrupa Birliği fikrini tutanlar kadar ona antipati duyanlar için de iki şık bulunduğunu kaydeden gazete, şunları yazdı: “Ya Avrupa Birliği'ndeki bütünleşmeye derinlik kazandırılacak, ya da milli devlete dönülecek. Ama bir milletin, itidal ve ölçülü işbirliğini yeterli bulmaması durumunda ne yapılabilir? Birliğin her köşesinde çatlaklar belirmeye başladı.”
Finlandiya Euro'dan kopuyor
Finlandiya'nın Euro Bölgesi'ni terk etmek üzere olduğuna dikkatleri çeken de Volkskrant, “Almanya'da iktisatçılar birbirine giriyor. Ve savaş sonrasının Avrupa fikrinden şaşmama tabusu yıkılma emareleri gösteriyor. Ama siyasette her şeyin çaresi olduğunu tarih bize öğretiyor. Avrupalıya, tek boy elbisenin herkese uyacağı masalını anlatmak, onu teknokrasi tuzağına düşürmek demektir” görüşünü seslendirdi.
Almanya hedefte
İtalyan La Stampa gazetesi de, Almanya'yı hedef tahtasına oturtarak, Birliğin çatlamak üzere olduğunu adeta haykırıyor. La Stampa, önceki gün şunları yazıyordu: “Weimar sendromunun etkisiyle süper büyüme motoru haline gelen, bütçe disiplininden taviz vermeyen ve bütün bunları faiz baskısı olmadan yapabilen Almanya, bütün Avrupa'ya hâkim. Almanya plan yapmayı, gerektiği takdirde de tek başınaymış gibi davranmayı seviyor. Geride kalan 4 kriz yılında yapılan 25 Avrupa Birliği zirvesinde ‘kuzeyin şahinleri' sınıf birinciliği rolünü üstlenip, belayı atlatmaya çalışan Avrupa'yı önemli sorulara muhatap ettiler. Belki biraz abarttık. Ama Yunanistan 2009 yılında kurtarılsa, hesap bu kadar tuzlu olmaz ve çözüme ulaşmak bu kadar zahmet çektirmezdi.”
Fransa - Almanya uyumu bozuldu
Bu arada Fransa'da yayınlanan Dernierres Nouvelles d'Alsace adlı gazete, Avrupa Birliği politikasında Berlin ve Paris yönetimleri arasında baş gösteren ayrılığı şu satırları ile dışa yansıtıyor: “Fransa Cumhurbaşkanı hafta sonunda verdiği bir mülakatta birtakım nüansları öne çıkarıp, öncelikle Fransa'nın egemenliğine vurgu yaptı. Almanya Başbakanı bir gün sonra ona cevap verdi ve para birliğinin daha fazla düzenlemecilikle güçlendirilmesini talep etti. Bu farklılık, son Avrupa Birliği zirvesini izleyen olumlu havanın dağıldığını gösteriyor. Angela Merkel, taviz vermiş gibi yapmakla Almanya'da başına iş açabilir. Alman Anayasa Mahkemesi, önümüzdeki günlerde çok sayıda milletvekilinin Avrupa İstikrar Mekanizması ve malî pakt aleyhinde açtığı davalara bakacak.”
Hollanda'nın önde gelen gazetelerinden de Volksrant (Halkın Gazetesi) Avrupa Birliği'nin sonunun geldiğini çarpıcı bir analizle sayfalarına taşıdı. Avrupa Birliği fikrini tutanlar kadar ona antipati duyanlar için de iki şık bulunduğunu kaydeden gazete, şunları yazdı: “Ya Avrupa Birliği'ndeki bütünleşmeye derinlik kazandırılacak, ya da milli devlete dönülecek. Ama bir milletin, itidal ve ölçülü işbirliğini yeterli bulmaması durumunda ne yapılabilir? Birliğin her köşesinde çatlaklar belirmeye başladı.”
Finlandiya Euro'dan kopuyor
Finlandiya'nın Euro Bölgesi'ni terk etmek üzere olduğuna dikkatleri çeken de Volkskrant, “Almanya'da iktisatçılar birbirine giriyor. Ve savaş sonrasının Avrupa fikrinden şaşmama tabusu yıkılma emareleri gösteriyor. Ama siyasette her şeyin çaresi olduğunu tarih bize öğretiyor. Avrupalıya, tek boy elbisenin herkese uyacağı masalını anlatmak, onu teknokrasi tuzağına düşürmek demektir” görüşünü seslendirdi.
Almanya hedefte
İtalyan La Stampa gazetesi de, Almanya'yı hedef tahtasına oturtarak, Birliğin çatlamak üzere olduğunu adeta haykırıyor. La Stampa, önceki gün şunları yazıyordu: “Weimar sendromunun etkisiyle süper büyüme motoru haline gelen, bütçe disiplininden taviz vermeyen ve bütün bunları faiz baskısı olmadan yapabilen Almanya, bütün Avrupa'ya hâkim. Almanya plan yapmayı, gerektiği takdirde de tek başınaymış gibi davranmayı seviyor. Geride kalan 4 kriz yılında yapılan 25 Avrupa Birliği zirvesinde ‘kuzeyin şahinleri' sınıf birinciliği rolünü üstlenip, belayı atlatmaya çalışan Avrupa'yı önemli sorulara muhatap ettiler. Belki biraz abarttık. Ama Yunanistan 2009 yılında kurtarılsa, hesap bu kadar tuzlu olmaz ve çözüme ulaşmak bu kadar zahmet çektirmezdi.”
Fransa - Almanya uyumu bozuldu
Bu arada Fransa'da yayınlanan Dernierres Nouvelles d'Alsace adlı gazete, Avrupa Birliği politikasında Berlin ve Paris yönetimleri arasında baş gösteren ayrılığı şu satırları ile dışa yansıtıyor: “Fransa Cumhurbaşkanı hafta sonunda verdiği bir mülakatta birtakım nüansları öne çıkarıp, öncelikle Fransa'nın egemenliğine vurgu yaptı. Almanya Başbakanı bir gün sonra ona cevap verdi ve para birliğinin daha fazla düzenlemecilikle güçlendirilmesini talep etti. Bu farklılık, son Avrupa Birliği zirvesini izleyen olumlu havanın dağıldığını gösteriyor. Angela Merkel, taviz vermiş gibi yapmakla Almanya'da başına iş açabilir. Alman Anayasa Mahkemesi, önümüzdeki günlerde çok sayıda milletvekilinin Avrupa İstikrar Mekanizması ve malî pakt aleyhinde açtığı davalara bakacak.”
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.